
İslam düşmanı açıklamalara ne zaman dur denilecek?
İzmir Barosu yüzyıllık halkın değerlerine olan karşıtlığını, hukuki haklara karşılığını da ekleyerek İslam düşmanlığına devam ediyor!
İzmir Barosu her insani, fıtri talebi veya uygulamayı İslam düşmanlığını kusmak için kullanmaya devam ediyor.
Dünyada “baro” dendiği zaman, bireyin veya toplumun haklarının savunulduğu örgütler olarak nitelendirilirken, Türkiye’de ise tam tersi bir durum söz konusu. Türkiye’de Baro demek, istisnalar olmakla beraber Kemalizme teslimiyetin ve buna teslim olmayan halka düşmanlığın savunulduğu kurumlar olarak karşımıza çıkıyor. Bunun yüzyıllık en bariz örneği de İzmir Barosu’nunda vücut bulduğunu söyleyebiliriz. Başörtüsü, oruç, dernek, vakıf, imam hatip gibi İslam’ın görünen yüzü ile ilgili her insani, ahlaki olumlu adımın karşısında olan İzmir Barosu, hukuku yerle bir ederek cuma namazına giden hakim ile ilgili açıklama yapmış. İzmir Menderes Adliyesinde bir hakimin Cuma namazı esnasında duruşmaya ara vermesi, bu azgın güruhun hortlamasına yetmiş.
Halbuki hakimin de bir memur olduğunu ve memurların 2016 yılından beri anayasal bir hak olarak cuma namazı saatinde izinli olduklarını bal gibi biliyorlar. Yine kendilerinin ruh ikizi olan ve eğitimden çok İslam düşmanlığı ile tanınan Eğitim-İş sendikasının 2016 yılında yayınlanan genelgeye karşı dava açtığını ve davanın Danıştay üst kurulu tarafından inanç özgürlüğü kapsamında reddedildiğini de bal gibi biliyorlar. Bunca hukuki dayanağa rağmen sözüm ona hukukçu olduğunu iddia edenlerin oluşturduğu İzmir Barosu hangi hakla, bir memurun inanç özgürlüğünü yok sayan açıklamalar yapıyor? Halkının ekseriyetinin Müslüman olduğu ve İslami değerler için yüzyıldır bu azgın azınlığın zihniyeti sebebiyle acıların çekildiği herkes tarafından bilinirken, inanç özgürlüğüne karşı yapılan bu açıklamalar karşısında daha ne kadar susulacak?







HABERE YORUM KAT