
“İntikam ve kinle değil, sorumluluk ve hakkaniyetle hareket ediyoruz”
Suriye’deki geçiş süreci hakkında konuşan Toplumsal Barış ve Birlik Komitesi Başkanı Hasan Sufan, “İntikam ve kinle değil, sorumluluk ve hakkaniyetle hareket ediyoruz” dedi.
Toplumsal Barış ve Birlik Komitesi Başkanı Hasan Sufan, Enformasyon Bakanlığında düzenlenen basın açıklamasında ülkede süregelen geçiş süreci, adalet mekanizmaları ve toplumsal barışa dair kamuoyunu bilgilendiren kapsamlı bir açıklamada bulundu.
Sufan, hem geçmişin yüküyle yüzleşilmesi hem de geleceğin inşasında atılacak adımların dikkatle planlanması gerektiğine dikkat çekti.
“Serbest bırakılan subaylar, 2020’den bu yana aktif görevde olan ve gönüllü olarak Irak sınırı ile Sahnê bölgesinde güvenlik güçlerine teslim olan isimlerdir. Bu süreç ‘emanet’ statüsü kapsamında gerçekleşmiştir,” diyen Sufan, güvenli teslim süreçlerinin yasal zeminle yürütüldüğünü vurguladı.
Serbest bırakılan tutuklu subayların detaylı bir şekilde sorgulandığını belirten Sufan, "Savaş suçu işlediklerine dair herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Bu kişilerin hapiste tutulması ne ulusal bir fayda sağlamaktadır ne de hukuki meşruiyeti vardır," dedi.
Sufan, bu uygulamaların geçiş dönemi adaletinin yerine geçmediğini belirterek, “Adalet süreci resmen başlamış ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan Ulusal Geçiş Dönemi Adaleti Komisyonu’nun yetki alanındadır,” ifadesini kullandı.
“Adalet olmadan vatan, hakkaniyet olmadan adalet, gerçeği söyleme cesareti olmadan da hakkaniyet olmaz,” diyen Sufan, toplumda adaletin inşası için ilkeli ve şeffaf bir yaklaşım benimsediklerini ifade etti.
Sufan ayrıca, “Fadi Sakır gibi isimlerin sürece katılımı, karşılaştığımız sorunların çözümü ve olası risklerin bertaraf edilmesinde kritik rol oynamaktadır,” değerlendirmesinde bulundu.
Şehid yakınlarının acılarına ve duygularına saygı duyduklarını belirten Sufan, “Ancak toplumsal barış sürecinde göreceli istikrarı korumak için bazı zor kararlar almak zorundayız,” dedi.
“Güçlü devlet yapısı ve sağlam kurumlar olmadan gerçek adalet mümkün değildir. Komite olarak, kalıcı toplumsal ve yasal çözümlere ulaşmak için geçici düzenlemeler üzerinde çalışıyoruz,” ifadelerini kullandı.
Komitenin yetki talepleri hakkında bilgi veren Sufan, “Cumhurbaşkanı’ndan; hakkında hüküm verilmemiş tutukluların serbest bırakılması ve devlet kurumlarıyla etkileşimli çalışmalara onay verilmesini talep ettik,” dedi.
Komite çalışmalarının büyük ölçüde medyadan uzak yürütüldüğünü belirten Sufan, “Sokağın ve meydanların sesine kulak veriyoruz. Ancak bazı girişimlerin kamuoyuna açık yapılması süreci riske atabilir,” şeklinde konuştu.
“Ulusal uzlaşı projeleri için istikrarlı bir ortam gereklidir. Çalkantılı süreçler bu tür girişimleri zayıflatır,” diyen Sufan, geçiş adaletinin önde gelen suçlularla sınırlı olması gerektiğini vurguladı.
“İntikam ve kinle değil, sorumluluk ve hakkaniyetle hareket ediyoruz. Adaletin bireysel ve aceleci biçimde uygulanması, hem kaosa hem de dış müdahalelere zemin hazırlar,” değerlendirmesinde bulundu.
Sufan ayrıca, “Devletin olumlu adımları görülmeli; başarıları ülke çıkarlarını gözeterek gerçekleştirmektedir. Güvence vermek, ancak meşru ve yasal ilkelerle mümkündür,” ifadelerine yer verdi.
Kurtuluş sürecinde sağlanan barışın önemine de değinen Sufan, “Kan dökülmesini önleyen birçok başarı ve protokol kamuoyuyla paylaşılmadı çünkü bu süreçlerin sürdürülebilirliği önceliklidir,” dedi.
Silahlı bireylerin tamamının tutuklanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Sufan, “Bu yaklaşım ne halk barışına hizmet eder ne de geçiş adaletine. Tutuklamalar büyük suçlularla sınırlı olmalı,” dedi.
“İdlib’de daha fazla tutuklunun serbest bırakılması bekleniyor. Bu kararlar, uzun yasal süreçler sonrası ve suçsuzlukları kanıtlandıktan sonra alınmıştır,” ifadelerini kullandı.
Komite olarak medya ile iletişimi önemsediklerini belirten Sufan, “Halkımızı bilgilendirmeyi sürdüreceğiz. Devletin kurumları ve sivil toplumla diyalog halindeyiz. Sessizce birçok fitnenin önüne geçtik,” dedi.
“Adaletin tam sağlanamaması bizi üzer. Ancak geçiş adaletinin nihai amacı halk barışını korumaktır. Bu şart sağlanmazsa planlarımızı gözden geçiririz,” açıklamasını yaptı.
“Devletin korunması ve ülkenin önündeki fırsatların değerlendirilmesi, bize umut ve kararlılık veriyor,” diyerek açıklamasını sonlandırdı.











HABERE YORUM KAT