1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. İnternetten gerçekliğe: Neo-Nazi eylemlilik
İnternetten gerçekliğe: Neo-Nazi eylemlilik

İnternetten gerçekliğe: Neo-Nazi eylemlilik

“18 yaşındaki Fabian D., bodrumunda internette rastladığı Atomwaffen Bölüğü propaganda filmlerini izledi. Aşırı sağcı militanların manifestolarını inceledi. Tabii çok geçmeden, artık sadece seyirci olmak ona yeterli gelmiyordu, aksiyona girmek istiyordu”

18 Şubat 2021 Perşembe 20:18A+A-

Kai Biermann, Christian Fuchs, Astrid Geisler, Yassin Musharbash, Holger Stark / Die Zeit

Yahya Avar / HAKSÖZ HABER

Die Zeit’ın aşırı sağ/Neo-Nazi gruplar hakkındaki kapsamlı araştırmasının bu bölümünde internet ortamında tanışılan aşırı sağ/neo-Nazi örgütler ve ideolojilerin gerçek hayattaki etkileri ele alınıyor. Herhangi bir eylem gerçekleştirmeden yakalanarak 2 yıl hapse mahkum edilen Alman elektronik teknisyeni Fabian D.’nin hikayesi Norveç’te gerçekleştirdiği saldırıda 70 kişiyi öldüren Anders Breivik’in ya da Yeni Zellanda’daki Christchurch cami saldırısının faili Brenton Tarrant’ın eylemlerini gerçekleştirmeden önceki süreçlerine ışık tutacak türden bir hikaye.


İnternet ve Gerçeklik

Tiefenbach köyü, Bavyera Ormanı'ndaki dik bir yamaç üzerinde yer almaktadır. Fabian D., Şubat 2020'deki tutuklanmasına kadar ailesinin pastel renkli evinin bodrum katındaki dairede yaşıyordu. Polisler dairedeki davlumbazın arkasına gizlenmiş bir sabit disk buldular. İçinde ise James Mason tarafından yazılmış terörizm el kitabı "Siege"in bir kopyası bulunuyordu.

23 yaşındaki elektronik teknisyeni Fabian D., hiçbir zaman aşırı sağ bir partiye üye olmamıştı. Bilinenlere göre, Felix Oberhuber gibi Ukrayna'da savaşma veya Dekkit'in yaptığı gibi ABD'ye seyahat etme hırslarını hiç barındırmadı. Fabian D. basitçe, oturup bilgisayar oyunları oynadı. İnternette, Atomwaffen Bölüğü, The Base ve Feuerkrieg Bölüğü gibi Siege çevresindeki neo-Nazi gruplara rastladı.

18 yaşındaki Fabian D., bodrumunda internette rastladığı Atomwaffen Bölüğü propaganda filmlerini izledi. Aşırı sağcı militanların manifestolarını inceledi. Tabii çok geçmeden, artık sadece seyirci olmak ona yeterli gelmiyordu, aksiyona girmek istiyordu.

screen-shot-2019-05-20-at-11-54-52-pm.png

2019 baharında gelindiğinde, en sonunda Feuerkrieg Bölüğü’nün sohbet grubuna erişim sağladı. Gerçek hayatta hiç arkadaşı olmayan ve kilosuyla mücadele eden Fabian D., internette yeni bir benliğini yaratmayı başardı. DIE ZEIT, sohbetlerin 18.000'den fazla ekran çekimini inceledi. Bunlarda Fabian D., 7 Mart 1904'te doğan Nazi savaş suçlusu ve Holokost organizatörü Reinhard Heydrich'den esinlenerek kendisine "reinhard070304" veya "Heydrich" adını verdi. Bir tür Sanal Heydrich olarak Fabian D. Bavyera'daki küçük bir kasaba olan Cham’daki mültecileri gösteren bir fotoğraf paylaştı. Başlığını ise şöyle adlandırdı: "Öldürmeli mi, öldürmemeli mi?"

Fabian D., dijital fantezilerini analog dünyada da takip etti. Alman askeri kıyafetleriyle etrafta dolaşırdı, hatta bir keresinde silah edinme girişiminde bile bulundu. Temmuz 2019'da hafif silah ruhsatı için başvurdu ve 14 gün sonra da aldı. Ayrıca, büyükannesinin adresine silah parçaları gönderiminde bulundu: Kalaşnikof’un orijinal mahfazası kullanılarak üretilmiş bir “dekoratif kopyası”. İç tarafında bulunan delme ve kazıma izleri ise bir silaha dönüştürme umutlarını açığa çıkarıyor.

Fabian D. ayrıca internetten bulduğu bomba yapımı talimatını indirdi ve propaganda videolarında gördüğünü söylediği kafatası maskelerini internetten sipariş etti. O zamanlarda çekilen bir selfie'de maske ve kamuflaj kıyafeti giyerken, bir elinde "Kavgam" ve diğer elinde ise model kalaşnikof görülüyor.

Ocak 2020'de, D. yoldaşlarına bir "Aziz" kadar ünlü olmak istediğini yazdı. Feuerkrieg Bölüğü sohbet grubunda "Aziz", 2019 yılında evinde öldürülen Alman siyasetçi Walter Lübcke'nin katili ya da yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki camilere terör saldırısı gerçekleştiren suikastçı gibi sağcı teröristleri tanımlarken kullanılan bir şifre.

"Siege"de Mason, saldırıları gerçekleştirmeye kararlı olanların, seçtikleri hedefleri belirlerken dikkatli olmalarını yazıyordu. Bundan dolayı Fabian D., sohbet grubunda hangi hedeflerin uygun olabileceğini sormuş. "İbadet yerlerinin" iyi bir seçim olacağına inandığını ve "emanetleri" kullanmak ve "daha yakın ve kişisel" olmak istediğini yazmış.

Terör ve aşırıcılığı izleyen Alman iç istihbarat teşkilatı Anayasayı Koruma Dairesi'nin bu konuşmaları mı izlediği yoksa yurtdışından bir ihbar mı aldığı belli değil. Her halükarda, ajans polisle temasa geçti ve onlara, belki bir sinagoga veya bir camiye, saldırı tehdidi olduğunu bildirdi. Kısa bir süre sonra, bir SWAT ekibi Fabian D'yi göz altına aldı. Arabasının sürücü kapısında dolu ve ateş etmeye hazır kurusıkı bir tabanca ve yolcu koltuğunun altına gizlenmiş ikinci bir tabanca buldular. Ayrıca sırt çantasında bir kamp bıçağı, bir av bıçağı ve balta vardı. Ailesinin evindeki bodrum katındaki dairede polis çelik bir kask, pala, mühimmat taşımak için bir yelek ve kilit kırma kiti ele geçirdi. Posta kutusunda Alman silahlı kuvvetlerinden bir mektup vardı. Fabian D. Silahlı kuvvetlerin bilgi işlem departmanına bir iş başvurusunda bulunmuştu ve mektupta kendisine olumlu geri dönüş yapılmıştı.

texas-cell-002.jpg

Fabian D., Kasım 2020'de  Nürnberg Bölge Mahkemesi oda E006’ya girdiğinde, kalın bir bağlayıcı bezle yüzünü saklamıştı. Bir takım elbise giymişti ve dikkatle saçlarını ayrılmış, ensesine kadar da kırpmıştı. Davayı incelemek için getirilen bir psikiyatrist, sanığın "ciddi bir tehlike" oluşturduğunu söyledi. Uzman, D.'nin aşırı sağcı ideolojiye o kadar derinden karıştığını ki onu ciddi suçlar işlemeye motive etmek için fazla bir şey gerekmeyeceğini söyledi. Mahkeme, Fabian D.'yi cezanın açıklanmasının geri bırakılması olmaksızın 2 yıl cezaya mahkum etti. Avukatı ise temyize başvurdu.

Dava, güvenlik yetkililerinin uluslararası ağda yer alan, sağ-aşırı sağcı örgütlerin üyelerini izlemenin ne kadar zor olduğunun altını çiziyor. Onlar arkalarında neredeyse hiç bir iz bırakmıyor, takma adlar kullanıyor, zamanlarının çoğunu internetin gölgeli köşelerinde harcıyor ve bunların bir çoğu sadece “havlayan köpeğin ısırmamasına” yorulabilir, en azından gerçek hayatta silahlanana kadar. Şu sıralarda, Almanya Federal Savcısı, Siege ağının şüpheli Alman destekçilerini soruşturuyor. Federal savcı ya neo-Naziler'in bir terör örgütü kurduğunu ya da birine destek sağladığından şüpheleniyor: Atomwaffen Division Deutschland. İzler Bavyera ve Berlin’e, öğrenci çevrelerine ve aşırı sağ kanun kaçağı gruplara çıkıyor. Temasa geçildiğinde ise Federal Savcılık bu konu hakkında bir yorum yapmıyor.

Almanya'da saldırı düzenleme planları iddialarıyla ilgili soruşturmalar ise sürüyor. Feuerkrieg Tümeni sohbetinde ise, bir katılımcı 2019 yazında bir "OP Walter Lübcke2.0"planlama fikriyle övündü - bu, bir muhafazakar Alman politikacısına olan suikasta atıftı. Tiefenbach, Bavyera’da ise Fabian D. , Atomwaffen Bölüğü'nün sloganlarından birini paylaştı: "Bıçaklar keskinleşiyor”.

Bir AWD strateji sayfası, "Yeryüzünde herkes 'Atomwaffen Bölüğü' olabilir” diyor. "Biz sizin komşunuz, postacınız, sekreteriniz, en iyi arkadaşınız vb. olabiliriz. Biz her yerdeyiz ve hiç kimse değiliz." Bu, kulağa neredeyse Işid direktiflerinin bire bir kopyası gibi geliyor, destekçilerini kendi kendilerine örgüte almak ve kendi kendilerine eylem yaptırmaya teşvik etmek. Feuerkrieg Bölüğü’ne bağlı bir ajitatör, takipçilerini evlerini ”gerilla kampı gibi yapmaya” çağırıyor.

Fabian D. yakalandı, ancak Feuerkrieg sohbet grubu halen büyük. Fabian D. gibi onlar da potansiyel birer " yalnız kurt". Bugün AWD'de, yarın Feuerkrieg Bölüğü'nde ve ondan bir gün sonra da The Base'de ortaya çıkabilirler.

James Mason haklıydı: Grup isimleri artık gerçekten önemini yitirdi. Ne de artık milletlerin bir önemi var. Yeni uluslararası teröristler hangi ülkeden olduğunuzu umursamıyorlar. Önemli olan tek şey doğru inançlara sahip olup olmadığınız.


 

HABERE YORUM KAT