1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. İdlib Halkı Ateş Çemberinde Hayata Tutunmaya Çalışıyor
İdlib Halkı Ateş Çemberinde Hayata Tutunmaya Çalışıyor

İdlib Halkı Ateş Çemberinde Hayata Tutunmaya Çalışıyor

İdlib’e giden Habertürk’ten Çetiner Çetin, bölgedeki son duruma dair izlenimlerini yazdı.

15 Ocak 2018 Pazartesi 14:01A+A-

Çetiner Çetin’in İdlib ziyareti üzerine kaleme aldığı ve Habertürk’te yayınladığı iki izlenim yazısını birleştirerek ilginize sunuyoruz:

İdlib Ateş Çemberinde

Çetiner Çetin / 13 Ocak 2018 – Habertürk

Suriye’nin en kritik 4 büyük askeri hava üssünden, İdlib kırsalının güneyinde bulunan Abu Zuhur Askeri Hava Üssü, 2013’ten bu yana muhaliflerin elinde. Bu üs için İran’ın, Suriye rejimi ile anlaştığı ve üssün alınmasının ardından askeri geçişler için bu üssü kullanacağı ifade ediliyor. Rusya’nın Lazkiye’de bulunan, Suriye’nin ikinci en büyük askeri hava üssü Humeym’i kalıcı üs haline dönüştürmesi ile birlikte İran’ın da Abu Zuhur’u muhaliflerden alıp bölgeye yerleşme niyetinde olduğu belirtiliyor.

Muhalifler, Rus yönetimine yönelik 24 Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesi gibi benzer bir krizin yaratılmak istendiğini dile getirerek, Rus üssünü vuran İHA’ların iddia edildiği gibi Abu Zuhur Askeri Hava Üssü’nden kalkmadığını vurguluyor. Muhalifler, kriz büyümeden çözüm için Türkiye’den gelecek desteğe açık olduklarının da mesajını veriyor.

REJİM 400 BİN İNSANI AÇLIĞA TERK ETTİ

Suriyeli muhalifler, Şam’ın doğusundaki Doğu Guta çevresine acil insani yardım sağlanması için savaşın durdurulması çağrısında bulunuyor. Muhaliflerin elindeki Doğu Guta’da acil yardım alamayan 400 bin sivil sıkışmış durumda.

İdlib’in ise nüfusunun 2.5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Buna, ülkede başka yerlerde yaşanan saldırılardan kurtulmak için kaçan, tahliye edilen ve il genelindeki kamplara dağılmış 1 milyon kişi dahil edildiğinde, bölgedeki insanlık dramının olası bir saldırıda hangi boyutlara ulaşacağı sahada tartışılıyor.

SİVİLLER HEDEF OLDU

Hem Suriye hem de Rus hükûmet güçlerinin yalnızca militanları hedef almadığını söyleyen yerel kaynaklar, son 8 günde İdlib ve Doğu Guta’da sağlık merkezleri veya sağlık çalışanlarına yönelik 9 saldırıda, İdlib’de binlerce hastaya hizmet veren en az 2 sağlık tesisinin vurulduğunu ifade etti. 2017’de uluslararası kuruluşlar tarafından kayıt altına alınan ve sağlık tesislerine yönelik 120’den fazla saldırı gerçekleşmişti.

"KORKU İÇİNDE BEKLİYORUZ"

Komşusunun kendisini getirdiğini anlatan Merva ise “Bir lokma ekmek buldum, yiyorum. Yarın ne yiyeceğim, kim getirecek bilmiyorum. Bir gece uyurken bomba sesleri ile uyandık. Pazartesi yola çıktık ve dün ulaştık. Korku içinde bekliyoruz” dedi. Kampın yeni misafiri, 5 çocuk annesi Fatima da “5 çocuğumdan da haberim yok. Evimiz de biz de dağıldık. Çocuklarımdan haber alamadım, kahroluyorum.

SOÇİ MUTABAKATI ZARAR GÖREBİLİR

İdlib’deki çatışmaların artması ile gözler ocak ayı sonunda Rusya’nın Soçi kentinde düzenlenecek olan toplantıya çevrildi. Suriye’deki karşıt tarafları makul bir düzlemde buluşturmayı hedefleyen bu girişimin riskle karşı kaşıya olduğu ifade ediliyor. Esad ile savaşan bazı isyancı grupları destekleyen ancak savaşı durdurma girişimlerinde Esad’ın müttefiki Rusya ve İran ile işbirliği yapan Türkiye ise İdlib’deki bombalı saldırıların durması gerektiğini vurguluyor. Diğer taraftan Rus yetkililer, geçtiğimiz hafta Rus hava üssüne yapılan saldırıda kullanılan İHA’ların taşıdığı patlayıcıların Ukrayna’da üretilmiş olabileceğini öne sürdü. Ukraynalı yetkililer, söz konusu iddiaya ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.

KEFERLUSİ’DE BÜYÜK DRAM

DOĞU Hama ve Güney İdlib’de yoğunlaşan çatışmalardan kaçan sığınmacıların durumu ise içler acısı. İHH’nın kurduğu 5 bin kişinin barındığı Keferlusi Kampı’nda insanların yüzündeki acı ve korku her şeyi anlatıyor. Aileler yerleştirildikleri kamplarda önce acil sağlık taramasından geçiriliyor. Hızlı bir şekilde halı, kilim ve kıyafet yardımı yapılıyor. STK’lar zorunlu göçle gelen çocuklar için bir de okul kurmaya hazırlanıyor. Ancak altyapısı oluşturulmaya çalışılan kamplarda verilen destekler ihtiyaçların sadece yüzde 20’sini karşılıyor.

"EŞİMİ KAYBETTİK ÇOCUKLARIM BENİ GETİRDİ"

Tek kızı olan Aişe’yi bombaların arasından kurtarmanın korku ile karışık sevincini yaşayan baba Halit, Suriyelilerin geleneksel çayı ‘metti’yi kızına kendi elleriyle ikram ederken, Geleneksel çayımızı içiyoruz. Ben buna ‘Kızımla baş başa keyif çayı’ diyorum. Kızımı çok seviyorum” diyor. Hama kırsalından nasıl kaçtıklarını anlatan Rahmie ise “Hama’da köyümüze saldırılar başladı. Nereye kaçacağımızı bilmeden evimizden çıktık. Eşimi kaybettik, çocuklarım beni getirdi. Çok şey kaldı geride” diye yaşadıklarını aktarıyor.

Hatibe de “Arabamıza ne bulduysak koyup kaçtık geldik. Gözyaşımız dinmiyor. Ne olacak? Bizim çadırımız yok. Başta bir ailenin çadırına yerleştik. Umudumuz kalmadı, çocuğum geride kaldı” ifadesini kullanıyor.

_________________________

Habertürk Suriyeli Muhaliflerin Son Kalesi İdlib’de!

Çetiner Çetin / 15 Ocak 2018 – Habertürk

Suriye’de 7 yıldır süren iç savaşta muhaliflerin bazen birlikte bazen de çatışarak yönettiği İdlib, Halep savaşı sonrası muhaliflerin son kalesi olarak kabul ediliyor. Savaş öncesi 400 bin nüfusa sahip İdlib’de şu an 3 milyon kişi hayata tutunmaya çalışıyor. 70 ile 110 dolar arası ortalama geliri olan aileler, savaş ve çatışmalarla yaşamayı da öğrenmiş. Gazete Habertürk'ten Çetiner Çetin'in haberi...

Suriye’de muhaliflerin son kalesi durumundaki İdlib kentinin sokaklarında gezmeye başlıyoruz. Savaş öncesi 400 bin sivilin yaşadığı kentte 1 üniversite, 16 ortaokul ve lise ile 22 ilkokulun olduğunu öğreniyoruz. Savaşla geçen 7 yılın sonunda ise 14 okulun harabeye döndüğünü kent sakinleri söylüyor. Öğretmen sayısı ise üçte birin altına düşmüş. Sağlık koşulları da içler acısı. Savaş öncesi beyin ameliyatı dışında her türlü operasyonun yapıldığı 3 hastaneden sadece 1 tanesi kalmış, o da yarım kapasite çalışıyor.

YENİ YÖNETİM

Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırındaki İdlib’in bir önemi de kuzeyde PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG denetimindeki Afrin sınırına dayanıyor olması. Sahadaki muhalifler ile rejimin hemfikir olduğu tek nokta ise Suriye savaşının düğümünün İdlib’de çözüleceği... Kent, 2015’ten bu yana zaman zaman muhalif grupların ortak yönetiminde olsa da aradan geçen zaman içinde rejimin saldırıları kadar içerideki grupları kendi iç savaşına da sahne olmuş bir yer. İdliblilerin “Heyet” dediği içerideki yerel yöneticileri ise “Enkaz hükümeti” olarak tanımladıkları bir yerel yönetim. 1 ay önce, grupların kendi içindeki çatışmalar nihayetlenmiş. Muhalifler İdlib’i son kale olarak görüyor.

HARABEYE DÖNMÜŞ

İdlib’de dolaşırken kentin harabeye döndüğüne tanıklık ediyorsunuz. İnsanların savaşla yaşamayı öğrendiğini ise kentin 35 kilometre güneyindeki çatışmalara rağmen günlük hayatına devam etmesinden anlıyorsunuz. Yönetim bir çok kez el değiştirdiği için olası denklemler de halkın gündeminde yer almıyor.

Çarşı-pazar dolaştığımızda ise savaşın bir halkı nasıl perişan hale getirdiğini her sokakta, her binada, hatta insanların üzerindeki, yardım kurumlarının yolladığı ikinci el kıyafetlerde görüyorsunuz. Her köşe başında yardım dağıtım merkezi var.

İdlib çarşısı Türk ve Suriye malları ile dolu. Her ürünü ikinci el de olsa bulabiliyorsunuz ancak paranız varsa. İdliblilerin alım gücü kente göç edenlerden daha yüksek. Yine de genel alım gücü düşük.

Siviller, kurşunların hedefi olmamak için başlarında tencere ile uyuyor

YARDIMLARLA AYAKTA

Kentte kendi evlerinde yaşayan 400 bin İdlibli ve mülteci merkezine dönen Atme başta olmak üzere kentin kırsalında yaşayan 2.5 milyon insan var. Elektrik sadece jeneratörlerle sağlanabiliyor. Soğuğun etkisini hissettirdiği bugünlerde ısınma şartları ise durumu iyi olan aileler, gelir düzeyi 100 doların üstünde olanlar için mazotlu damlatma sobalar. Geliri 90 doların altında olan aileler ve kendi ülkelerinde mülteci durumuna düşenlerse atık petrol ürünleri ile çalışan ve oldukça sağlıksız sobalar kullanıyor.

İdlib’de taksiler çalışıyor. En uzak mesafeye 10 dolara gidebiliyorsunuz. Mazot ve benzinse rejim bölgelerinden kaçak olarak gelmesine rağmen oldukça ucuz. Gençler motosikletle kenti turlamayı tercih ediyor. Enkaza dönen kentin garip ama en büyük sorunu elektrik, su kadar bir de trafik. Kentte toplam 31 trafik polisi var. Ceza kesemiyor ama en azından araç geçişlerini sağlayabiliyorlar.

Türk insani yardım kurumları, İHH, Kızılay ve AFAD’ın destekleri ile bölgede dar gelirli ailelere düzenli gıda desteği sağlanıyor. Ancak insanlar bu yardımların daha ne kadar devam edebileceği konusunda endişeli. Çünkü sadece bu yardımlarla yaşamlarını sürdürüyorlar.

ENKAZ BÖLGESİNE HABERTÜRK ULAŞTI

Habertürk, saldırının olduğu bölgeye giden ilk medya kurumu oldu. Kentin güneyinde başgösteren çatışmalarla birlikte rejime bağlı uçaklar İdlib kentinin kenar semtine bir hava saldırısı düzenlemiş; saldırıda enkaza dönen binalarda toplam 32 kişi hayatını kaybetmişti. Siviller endişeli bir şekilde, çatışmaların yoğunlaşması durumunda ikinci bir saldırının olmasından korkuyor.

İdlib’de halk gündelik hayatına her şeye rağmen devam ediyor

İDLİBLİLER NE DİYOR?

- Kent meydanında kumdan harikalar yaratan Haci Cedhal Musli, “Savaşla yaşamayı öğrendik. Nasıl yapacağız derdini artık unuttuk” diyor.

- Manav Salih el-Muhlif, “Suriye içinden ve Türkiye’den her türlü gıda ürününü getiriyoruz. Her şey var ama alım gücüne gelince insanlar ihtiyaçlarını sınırlı şekilde karşılayabiliyor. Eskiden her şeyi alabilen İdlibliler, şimdi tane tane alıyor” ifadesini kullanıyor.

- Bisiklet tamircisi Adnan Dahmani, şunları söylüyor: “Eskiden çok tamir işimiz olmazdı. Çocuklarımız yeni oyuncakları ve bisikletleri ile oynardı. Şimdi o kadar çok hurda bisiklet ve oyuncağı tamir etmeye çalışıyoruz ki şaşırıyorum. Bisiklete binen çocuklar gitti, oyuncak silahlarla oynayan çocuklara rastlıyorum. İşimiz çocukların umudunu, hayallerini canlı tutmak. Yoksa burada yaşamanın da bir anlamı kalmayacak. İnşallah çocuklarımız yeni oyuncaklarla oynar ve hayaller kurar.”

- Döviz bürosu sahibi Yaser Ahmed, “1 ay öncesine kadar insanlar hırsızlık ve adam yaralama, öldürme olaylarından parasını ortaya çıkaramıyordu. Şimdi biraz canlandı. 5 bin aileye dışarıdan mal, destek gelmezse insanlar burada hayata tutunamaz” değerlendirmesini yaptı.

 

 

HABERE YORUM KAT