1. HABERLER

  2. HAKSÖZ DERGİSİ

  3. Haksöz Dergisi Nisan Sayısı İle 21. Yılına Girdi!
Haksöz Dergisi Nisan Sayısı İle 21. Yılına Girdi!

Haksöz Dergisi Nisan Sayısı İle 21. Yılına Girdi!

Haksöz Dergisi, Nisan 2011 tarihli 241. sayısıyla 21. yılına girdi. İstikrarlı yayınında 20 yılı geride bırakan Haksöz, 21. yılının ilk sayısında Ortadoğu’daki ayaklanmaları manşete taşıdı.

02 Nisan 2011 Cumartesi 02:41A+A-

Nisan 2011 tarihli 241. sayısıyla 21. yılına giren Haksöz Dergisi, Ortadoğu halklarının isyanını manşete taşıdı: "Ortadoğu Halkları Firavunların Tahtlarını Sarsıyor!" Gündem'de "Despotizmi Meşrulaştırmadan Emperyalizmle, Emperyalizmi Meşrulaştırmadan Despotizmle Mücadele Etmek Zorundayız!" vurgularına yer veren Haksöz, Libya'ya yönelik Batı müdahalesini ve Türkiye'nin konumunu irdeleyerek devrimin çalınmasına izin verilmemesi çağrısında bulunuyor. Murat Özer, Libya müdahalesini Batı'nın Ortadoğu siyasetinin çöküşü olarak nitelerken bir süre Libya'da yaşayan Lokman Doğmuş ise Libya isyanı süreci ve gelinen noktayı analiz ediyor.

Suriye'de yaşananlar ise Bülent Şahin Erdeğer tarafından kaleme alınmış. Suriye ile ilgili tarihî arka plana da yer verdiği yazısında "Şam'da Yaseminler Açar mı?" sorusunu yönelten Erdeğer, bir diğer yazısında, Bahreyn'deki gelişmeleri analiz ediyor: "Bahreyn'in İncisi Parlayacak mı?" Mısır'daki referandum sonuçlarını yorumlayan Rıdvan Kaya, "örgütsüz devrim" tezlerinin çöktüğüne dikkat çekerken, Muna en-Nahhas, Enver Sedat suikastına katılmak suçlamasıyla 30 yıl hapis yatan ve Mısır halk devrimi sonrasında serbest kalan ez-Zumer kuzenlerin yeni sürecini ele alıyor. Bahadır Kurbanoğlu ise "İslamcılığın Yeni Yüzyılı" başlığıyla Ortadoğu ayaklanmalarına ilişkin genel bir değerlendirme yapıyor.

Türkiye gündemine ilişkin olarak Kenan Alpay TÜSİAD'ın önerisi üzerinden alevlenen anayasa tartışmalarını değerlendirirken Rıdvan Kaya, Ahmet Şık olayından hareketle Ergenekon davasını kimin sulandırdığını tartışıyor.

Dergide dikkat çeken bir diğer yazı geçtiğimiz ay vefat eden Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan'ı ve hareketini analiz eden Hamza Türkmen'in yazısı. Milli Görüş hareketinin sürecini analiz eden Türkmen, Erbakan'ın mirasını değerlendiriyor.

Her sayıda olduğu gibi bu sayıda Kur'an çalışmalarına yer veren dergide bu ay Hüseyin Aykan'ın "Allah'a Kulluğu Ertelemenin Riskleri ve Dünyada Musibet" başlıklı yazısına yer veriliyor. Cengiz Duman ise Zülkarneyn kıssasını Kur'an perspektifinden yorumlamaya devam ediyor.

"Osmanlı Müfessirleri" kitabından hareketle Osmanlı'daki tefsir çalışmalarını irdeleyen Asım Öz'ün yazısı, Abdurrahim Birtane'nin Özgür Üniversiteli dergisi tanıtımı, Gülşen Demirkol Özer'in "Yaratıcı Drama" başlıklı öyküsü ve Bünyamin Doğruer'in arka kapakta yayınlanan şiiri kültür-sanat/edebiyat bölümünde yer alan çalışmalar olarak dikkat çekiyor.

20 yıldır "Kur'an'ın aydınlığına doğru" şiarıyla ufkumuzu aydınlatan ve bu sayısıyla 21. yılına giren Haksöz Dergisi'ne teşekkür ediyor; Rabbimizden tevhid, adalet, özgürlük mücadelesinde istikamet üzere nice 20 yıllar diliyoruz.

HAKSÖZ-HABER

Derginin bu ayki Sunuş yazısı:

Hamd ve Umutla 21. Yıla…

Nisan sayımızla birlikte 21. yılımıza girmiş bulunuyoruz. İlk sayımızı yayınladığımız 1991 Nisan'ından bu yana geçen 20 yıl Müslümanlar açısından çok yönlü gelişmelere, hem ağır kayıplara hem de devasa kazanımlara sahne oldu.

Ortadoğu ve dünya konjonktürü itibariyle İslami hareketin güç ve etkinlik kaybettiği, iflas söylem ve temennilerinin daha yüksek perdeden ve iştahla dillendirildiği bir dönemde yayınladık ilk sayımızı. Körfez Savaşı adı verilen ve Irak'ın Amerikan tahakkümü altına girdiği, tüm Ortadoğu'nun yenilgi psikolojisiyle demoralize olduğu, Tunus ve Cezayir örneğinde görüldüğü üzere baskıcı rejimlerin açık diktatörlük düzenlerine dönüştüğü bir süreçten geçtik. Yaşadığımız ülkede ise laiklik-irtica paranoyasının giderek devletin ruhunu kapladığı ve tüm tavırlarını belirlediği, Kürt sorununun yargısız infazlarla, köy yakmalarla, sindirme operasyonlarıyla derinleştiği bir süreçti bu!

Geri çekilmeler zayiatsız olmaz; düşenler, dönenler, terk edenler bol olur. Öyle de oldu! Mevzi kayıpları abartanların, moral bozukluğu ile savrulanların pek çoğu ne yazık ki bir daha geri dönmemek üzere yeni yolculuklara yelken açtılar. Muhalif olmanın gerektirdiği fikrî, amelî, psikolojik bedelleri göze alamayanlar mücadeleye sırtlarını döndüler, statükonun değişmezliğini kabullendiler.

Oysa bugün statüko kalesinin neredeyse bütün coğrafyamızda derinden sarsıldığını gözlemliyoruz sevinçle, umutla, hamd ederek! Ortadoğu bir baştan bir başa büyük bir devinim sergiliyor, kaderci dayatmalar zihinlerden başlayarak bir bir kırılıyor. Süreci tevhid, adalet ve özgürlük eksenine yönlendirmek şiarımız olmalı. Libya örneğinde yaşandığı şekliyle haklı isyanımızı, iliştirilmiş taleplere dönüştürmeye yönelik küresel fırsatçılığa prim vermemek için tavrımızı, çizgimizi netleştirmeli, ilkelerimizin altını kalınca çizmeliyiz. Zulme ve zalimlere bütüncül bir biçimde karşı çıkmalıyız.  

28 Şubat zorbalığından, rezilliğinden bu yana yaşadığımız ülkenin de önemli bir değişim içine girdiğini görmemek mümkün değil. Militarist baskı ve inkâr siyaseti pek çok açıdan çökmüş vaziyette. Komplocuların, darbecilerin bazısı hesap veriyor. Dün iç düşman konseptiyle halka silah doğrultanlar şimdi yaklaşan seçimlerde halkoyuyla paçayı kurtarma telaşına kapılmış durumdalar. TÜSİAD'ın anayasa taslağı örneğinde görüldüğü üzere sistemin sahipleri dahi düne kadar tabu saydıkları kutsalları tartışmaya açmaktan başka çıkar yol kalmadığını fehmediyorlar.

Bu süreci sadece militarist azgınlık unsurları itibariyle değil, Kemalist çerçeveyi topyekûn geriletme, hayatın tüm alanlarına sinmiş laik-ulusçu dayatmaya topyekûn tavır alma düzlemine taşımak için çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Mücadelemizin kalıcı bir kazanıma dönüşmesi ve gerçek anlamda özgürleşme ancak bu şekilde mümkündür. 20 yıl önce bu misyonla başladığımız yayın hayatımızı inşallah bu sorumluluk bilinciyle sürdürmeye devam edeceğimizi ifade ederken, okuyucularımızın da bu çabaya daha yoğun katkı ve katılımlarını beklediğimizi hatırlatmakta yarar görüyoruz.

Haksöz

 

HABERE YORUM KAT

21 Yorum