1. HABERLER

  2. İSLAM

  3. KUR'AN

  4. "Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma"
"Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma"

"Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma"

"Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme." (Kehf/28)

29 Kasım 2025 Cumartesi 08:09A+A-

 

وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذ۪ينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدٰوةِ وَالْعَشِيِّ يُر۪يدُونَ وَجْهَهُ وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْۚ تُر۪يدُ ز۪ينَةَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَلَا تُطِعْ مَنْ اَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَنْ ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوٰيهُ وَكَانَ اَمْرُهُ فُرُطًا ﴿٢٨﴾

28- Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının (aldatıcı) süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına (hevasına)' uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

Bu sözler Peygamber'e (s.a) hitap eder görünmektedir, fakat aslında Kureyş ulularını kastetmektedir. İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise göre Kureyşli büyükler, Peygamber'e (s.a), çoğunlukla onun yanında bulunan Bilal, Süheyb, Ammar, Habbab, İbn Mesud ve benzeri kimselerle oturmalarının şereflerini düşürdüğünü ve onları yanından gönderirse davetini öğrenmek için Peygamber'in meclisine katılabileceklerini söylerlerdi. Bunun üzerine Allah (c.c) bu ayeti indirdi. Bu ayet Kureyşlilere şöyle demektedir: "Sizin zenginliğiniz, ihtişamınız ve gururlandığınız debdebenizin Allah ve Rasûlü katında hiç bir değeri yoktur. Bilakis bu fakir insanlar onların gözünde daha değerlidir. Çünkü onlar samimidirler ve her an Allah'ı anarlar.

TEFHİMUL KUR'AN

Bakın Allah diyor ki peygamberim, sen bırak başkalarını da 
Allah’a îman edip sırf Allah’ın rızasını kazanmak derdiyle sabah akşam Rablerine dua eden ve bu dâvânın temel taşları ve bereketi durumunda olan bu garibanları sakın berikilerin hatırına huzurundan kovma! 

Resûl-i Ekremin hayatında bir Abese hadisesi var. Allah’ın Resûlü müşriklerin ileri gelenlerine Mekke’de İslâm’ı anlatma çabası içindeyken ama bir sahabe, Abdullah İbni Ümmü Mektum çıkagelir ve Allah’ın Resûlünden Îslâm talebinde, îman talebinde bulunur. Allah’ın Resûlü onu bırakarak berikilere anlatmaya devam eder. Ümmü Mektum ısrar eder. Allah’ın Resûlü onun bu ısrarını münâsebetsizlik kabul eder. Zîra beriki reis konumunda olan kimselerin İslâm’a girmelerini istemektedir ve onlara tebliğine özen göstermektedir. Âdeta onları kazanabilmek için bütün gücüyle çırpınmaktadır. 

Ama berikiler ona karşılık şartlı gelmişti. Bizim bu dine ihtiyacımız yoktur diyerek gelmişlerdi. Müstekbirce müstağnîce gelmişlerdi. İşte o anda Rabbimiz Abese sûresini gönderivermişti. Rasûlullah donakalmış, Ümmü Mektum donakalmış, kâfirlerin hepsi şaşırıp kalmışlardı. Allah o anda, o ortamda âyetlerini gönderivermiş ve bir daha bunu yapma peygamberim! Buyuruvermişti.

Ey peygamber yolunun yolcuları, öyleyse sabah akşam Allah’a kul olanlarla, Allah’a dua edenlerle birlikte olmayı kendinize bir şeref kabul edin. Dünya hayatının süsü ve ziyneti hatırına sakın gözlerinizi başka tarafa çevirmeyin. Yâni mal mülk sevdasına onlardan uzaklaşmayın. 

Evet bu uyarının gelişinden sonra Allah’ın Resûlü çok korkmuştur. Hattâ sahâbe-i kirâmın ifadelerinden anlıyoruz ki bu âyetin gelişinden sonra Allah’ın Resûlü biz kendisinin yanından ayrılmadıkça bizim yanımızdan ayrılamıyordu diyorlar. İslam, onları öyle bir kardeş yapmıştı ki aralarında ne sosyal sınıf farkları ne de üstünlük alçaklık anlayışları kalmıştır.

BASAİRUL KUR’AN

HABERE YORUM KAT

4 Yorum