1. HABERLER

  2. HABER

  3. Amerika da HDP Diyormuş, Öyleyse Gönül Rahatlığıyla!
Amerika da HDP Diyormuş, Öyleyse Gönül Rahatlığıyla!

Amerika da HDP Diyormuş, Öyleyse Gönül Rahatlığıyla!

Zaman yazarı ABD’de derinleşen AKP alerjisine ve buna karşın büyüyen HDP sempatisine vurgu yaparken, bir anlamda cemaatinin politik aklını ve yönelimini de ifşa ediyor.

01 Haziran 2015 Pazartesi 18:24A+A-

HAKSÖZ-HABER

Zaman’ın Washington muhabiri Ali Aslan AK Parti’nin Amerikalılar nezdinde nasıl da çekilmez hale geldiğini anlatırken iki devlet arasında Suriye meselesi üzerinden gelişen ayrışmayı öne çıkarmış. Bu durum Gülen Cemaatinin ilk dönemde Suriye’de ayaklanmayı neden desteklediğini de, bilahare neden karşısına geçtiğini ve bugün işi artık MİT Tırları hadisesinde olduğu üzere açık biçimde Esed diktatörlüğünün çıkarlarına hizmete vardırdığını açıklıyor.

Söz konusu yazının ortaya koyduğu bir başka husus da HDP’nin sadece Türkiye’deki statükocular açısından değil, ABD nezdinde de çok sevimli bulunmaya başlanması. E, madem Amerikalılar HDP’den bu kadar hoşlanıyorlar, cemaate düşen görev ne? Açık değil mi? 

Ali Aslan'ın yazısındaki o bölümler:


7 HAZİRAN ABD İÇİN DE ÖNEMLİ

Washington, seçimlerin sadece Türkiye için değil, ABD için de son derece kritik sonuçlar doğurabileceğinin farkında. Eğer AKP’nin, dolayısıyla Erdoğan’ın TBMM’deki gücü bu seçimde kırılamazsa, Türkiye’de rejimin karakteri geri döndürülmesi imkansız şekilde değişebilir. Bölgede stratejik değeri en yüksek ülkelerden biri, liberal demokrasi hedefini tamamen terk edip ‘haydut devlet’e (rogue state) dönüşebilir. (Daha şimdiden haydutlukların bini bir para. Son örnek, Bank Asya gaspı) O durumda, Türkiye’yi Batı ittifakı ve NATO’nun sırtında taşımak sürdürülemez hale gelebilir. Kamuoyundan ve ABD Kongresi’nden artarak gelen ‘Türkiye NATO’dan çıkarılsın’ çağrıları ayyuka çıkabilir. Ve ABD hükümeti hiç istemediği stratejik tercihlere zorlanabilir.  

Tevekkeli değil, Washington’da tanıdığım önde gelen Türkiye uzmanlarının çoğu bu kritik seçimleri yerinde gözlemlemeye gitti. Ve belki NATO üyeliğinden sonra yoğunlaşan Türkiye-ABD ilişkiler tarihinde ilk kez Amerikalılarda Türkiye’de seçime şaibe karışabileceği ya da kargaşa çıkabileceği endişesi çok yüksek. Dr. Henri Barkey, Foreign Policy dergisindeki makalesinde ‘şu aşamada zor’ da olsa, komşularla çıkabilecek ‘şiddet içerikli’ bir kriz sonucu Erdoğan’ın başkomutan yetkilerini kullanıp seçimleri yenileme ihtimalinden bahsediyor. Spekülatif değerlendirmelerden en uzak uzmanların dahi bu tür senaryoları dillendirme ihtiyacı hissetmesi, Erdoğan’ın Türkiye’sinde artık hiçbir seçeneğin ihtimal dışı görülmediğinin delili. Başta Doğan yayın grubu, Cumhuriyet ve Hizmet olmak üzere bağımsız medyaya baskılar ve tehditler, ‘tarafsız’ Cumhurbaşkanı’nın yürüttüğü AKP yanlısı kampanya, daha şimdiden yarışa her partinin eşit şartlarda girmediğini tescilledi.

Washington HDP’yi seçimin kilit partisi olarak görüyor. Her şeyden evvel, matematik bilimi böyle diyor. Amerikalı gözlemcilerin çoğu, Türkiye’nin Erdoğan’ın otoriter çekim alanından kurtulmasının büyük ölçüde HDP’nin yüzde 10 barajını aşıp Meclis’e girmesine bağlı olduğunu düşünüyor. Aksi takdirde sistemde denge ve kontrol mekanizması rolü oynayabilecek yasama erkini Saray yörüngesinden çıkarmak mümkün olmayabilir. HDP, özellikle IŞİD terörüne askeri mukavemetiyle Ortadoğu’da ABD’nin artan oranda saygısını kazanan Kürtlerin önderliğinde bir parti. Kadın ve azınlık haklarını ön plana çıkaran demokratik ve liberal bir siyasi programı var. Ve Selahattin Demirtaş gibi şaibesiz ve karizmatik bir lidere sahip. Bütün bunlar, Washington’da HDP’ye sempatiyi tırmandırdı. Şiddetsiz, siyasi çözüm formülünü destekleyen ABD için, Kürt hareketinin bayraktarlığının dağdan Meclis’e taşınması da çok önemli.

Havuzdaki balık beyinliler bu yazdıklarımdan komplo teorileri ve tezviratlar çıkarabilir. Mesela HDP’yi dış güçlerin maşası gibi sunabilir. Hatırlatırım: Liberal reformlar yaptığı, ekonomiyi düzgün yönettiği ve uluslararası ilişkilerde daha sorumlu bir aktör olduğu dönemlerde ABD başkentinde AKP’ye destek de çok yaygındı. Bugün azılı düşman ilan ettikleri New York Times gibi yayın organları o günlerde AKP’ye toz kondurmuyordu. Türkiye’yi takip eden Amerikalı gözlemciler ve yetkililer üzerinde yıllardır yaptığım gözlemlerde vardığım sonuç şu: Amerikalıların gönlü, Türkiye’de özgürlükçü laik ve demokrat çizgiden yana. HDP, bu özellikleri başarıyla yansıttığı için Washington’da öne çıktı.

Dünya, Türkiye’nin bir hanedan vesayetine gark olmasını arzu etmiyor. Türkiye gibi kritik bir ülkenin yolsuzluğa ve hukuksuzluğa batmış hırçın bir rejimle yönetilmesinden herkes zarar görür. Tercih, Türkiye halkının.

HABERE YORUM KAT