1. HABERLER

  2. HABER

  3. 8. Avrasya İslam Şurası Sonuç Bildirisi
8. Avrasya İslam Şurası Sonuç Bildirisi

8. Avrasya İslam Şurası Sonuç Bildirisi

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 8.'si düzenlenen Avrasya İslam Şurası sona erdi.

22 Kasım 2012 Perşembe 20:31A+A-

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 8.'si düzenlenen Avrasya İslam Şurası sona erdi. Şuranın sonuç bildirgesini Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez okudu. Bildiriyi okumadan önce kısa bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Avrasya İslam Şurası'nın 8.'sinin çok olumlu geçtiğini aktardı. Görmez, 32 ülke ve topluluktan 120'yi aşkın katılımcının şuraya katıldığını ifade etti.

Bu sene belirlenen 'Gelenekten geleceğe Avrasya'nın İslam Ufku' temasının bir çok katılımcı tarafından isabetli bir tercih olarak görüldüğünü anlatan Görmez, "Gerçekten üzerinde durulmaya değer son derece önemli bir konudur. Yüce Rabbimiz bu ufku daima daim kılsın. Bu ufuk bütün İslam dünyası ve insanlık için çok önemlidir. İslam'ın Meveraünnehir'de, Asya'da inkişafı oradan Anadolu'ya gelişi, Anadolu'dan Rumeli'ye geçişi, Rumeli'den Avrupa'nın içlerine doğru yayılması bütün insanlıkta bir ufuk sıçraması meydana getirmiştir. Kalplere vurulan kilitleri açmıştır. Zihinlerin önündeki engelleri kaldırmıştır." dedi. 

8. AVRASYA İSLAM ŞURASI SONUÇ BİLDİRGESİ

-Suriye ve Filistin'de akıtılan kanın bir an önce durdurulması yerine getirmesi gereken vicdani bir sorumluluktur…

Başta Orta Doğu, Suriye ve Filistin'de akıtılan Müslüman kanının bir an önce durdurulması için uluslararası toplumun üzerine düşen insani görevi yerine getirmesi, hangi din ve inançtan olursa olsun, ezeli, manevi değerlerin sahibi olduğunu düşünen bütün dini kurumların bu konuda barış ve esenlik için insiyatif almasına çağrı yapmayı öncelikli ödevimiz olarak görüyoruz. Bu konudaki sorumluluk sadece siyaset yapıcıların değil, aynı zamanda kamuoyu vicdanına hitabeden sağduyu sahibi herkesin üzerine düşen vicdani bir sorumluluktur. Bütün ilgilileri bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Bu bağlamda, 21.11.2012 tarihinde Gazze'de ulaşılan ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesi temennisini ifade etmeliyiz.

-Avrasya'da yaşanan faili meçhul cinayetlerin bir an önce ortaya çıkarılması en büyük arzumuzdur.

Bir önceki şurada bizimle bir arada olan ancak, Avrasya hattında sinsice cereyan eden menfur saldırılarda hayatını kaybeden, ömrünü İslam'a, Müslümanlara ve insanlığa hizmete adamış güzide kardeşlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Cenab-ı Hak'tan kendilerine rahmet diliyoruz. Bu menfur saldırılar ve cinayetler konusunda dünya kamuoyunun ve insani teşkilatların üzerine düşenleri yapacağına dair ümitlerimizi koruyoruz. Bu faili meçhul cinayetlerin bir an önce ortaya çıkarılması en büyük arzumuzdur. Bu menfur saldırılar ve cinayetler konusunda dünya kamuoyunun ve insani teşkilatların üzerine düşenleri yapacağına dair ümitlerimizi koruyoruz.

-Avrasya'da bazı ülkelerde ibadet özgürlüğü bağlamında ortaya çıkan yeni durumları kaygı verici buluyoruz.

Avrasya coğrafyasında dini özgürlükler alanında yaşanan gelişmeleri umutla karşılamakla beraber, bilhassa bazı ülkelerde Müslümanların ibadet özgürlükleri konusunda ortaya çıkan yeni durumları kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.

-Mezhebi aidiyetler, İslam kardeşliği mensubiyetinin önüne ve üstüne çıkartılamaz.

İslam'ın kadim bilgi ve hikmet geleneği yüzyıllar içerisinde Müslüman kitlelerin inanç, ibadet ve ahlak telakkilerine me'haz teşkil eden yüzlerce düşünce ve kanaat okulunu ortaya çıkarmıştır. Bu bilgi mirası Müslümanların en büyük zenginliğidir. Geleneğin ürettiği bu zenginliğin modern zamanlarda özellikle İslam dünyasında toplumsal gerilimlere sebep kılınması, düşünce ve inançlarından dolayı bireylerin ve toplulukların kınanması, daha da ileri gidilerek mezhebi ve meşrebi dolayısıyla dışlanması asla kabul edilemez. Mezhebi aidiyetler Müslümanların ortak ve en üst aidiyeti olan Müslüman kardeşliği mensubiyetinin önüne ve üstüne çıkartılamaz. Mezhep çatışmaları, İslam'ın kadim geleneğine yabancı, başka dünyaların meş'um bir tarihi realitesi iken, bugün bunun Müslüman coğrafyasında dillendiriliyor olması, son derece müessif bir gelişmedir.

-İslamilik iddiası taşıyan kimi nevzuhur fikirler bu coğrafyada asla serpilip gelişme imkanı bulamayacaktır.

İslam dünyasında dikkat çeken bir gelişme olarak ortaya çıkan Müslümanların kök değerlerini besleyen geleneği acımasız ve ölçüsüz bir hoyratlıkla karşısına alan ve islamilik iddiası taşıyan kimi nevzuhur fikirler, İslam irfanının, bilgi ve hikmetinin tarih boyunca egemen olduğu bu coğrafyada asla serpilip gelişme imkanı bulamayacaktır. Müslümanların tarihsel, toplumsal ve kültürel bütünlüğünü sekteye uğratamayacaktır. Bu kabil türedi cereyanlara karşı Müslüman sağduyusu itidali elden bırakmayan bir dikkati daima muhafaza edecektir.

-İslam başta olmak üzere dinlerin mukaddesatına yapılan hakaret, tezyif ve tahkir girişimleri nefret suçu olarak nitelenmelidir.

Gerek Avrasya bölgesinde gerekse dünyanın Batı yakasında hastalıklı bir tutum olarak seslendirilen İslamofobya ve onun tetiklediği İslam karşıtı tutumlar, modern dünya için gerici ve ilkel bir fenomendir. Bir endüstri haline getirilen İslamafobya, kültürel bir yanılsamadır ve haddi zatında bir insanlık ayıbıdır. İslam başta olmak üzere dinlerin mukaddesatına yapılan hakaret, tezyif ve tahkir girişimleri birer nefret suçu olarak nitelenmelidir.

-Bayram günleri konusunda birliğin hala sağlanamamış olması son derece hüzün vericidir.

Yeryüzünün neresinde olursa olsun tevhid dininin mensubu olan Müslümanların, tasada ve kıvançta, hüzünde ve sevinçte ortak hareket etmeleri, acıyı paylaşmaları ve sevinci çoğaltmaları imani ve ahlaki ödevleridir. Bu bağlamda bayram günlerinin birbirinden farklı zamanlarda kutlanması ve bu hususta birliğin hala sağlanamamış olması, son derece hüzün vericidir. Avrasya İslam Şurası delegasyonu, söz konusu dağınıklığın giderilmesi için inisiyatif alınmasını ve ortak bir çalışma grubu teşkil edilerek yöntem birliğinin sağlanmasını, birlik ve beraberliğin tesis edilmesi zorunlu bir ödev saymaktadır. Bu çalışma grubunun ulaştığı sonuçların üye ülkelerce uygulanarak bu konuda bir birliğin oluşturulması temennimizdir. Avrasya İslam Şurası üyeleri bu konuda daha önce karara bağladığı bayramları birlikte idrak etme ilkesine uyulması konusunda kararlılığını yinelemektedir.

-Yaşanan bütün sorunların gerisinde cehalet ve bilgisizlik yatmaktadır.

İnsani, kültürel ve toplumsal problemleri aşmanın yegane yolu ise ilim ve hikmetten geçmektedir. Müreffeh, mutlu ve huzurlu bir toplumun inşası, eğitimli, aydınlık ve bilge fertlerin yetiştirilmesiyle mümkündür. Avrasya İslam Şurası üyesi Müslüman ülke ve topluluklarının dini, milli ve kültürel sorunlarını aşmak üzere uluslararası bir İslam üniversitesinin Türkiye'de kurulmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir. Bu üniversitede Avrasya Araştırmaları Enstitüsü ve Müslüman Azınlıklar Enstitüsü gibi araştırma ünitelerine yer verilmesi tavsiye edilmiştir.

-Avrasya İslam Şurası'nın kurumsal yapısının sağlamlaştırılması için gereken adımlar atılmalı..."

"Avrasya İslam Şurası'nın kurumsal yapısını sağlamlaştırması için gereken adımlar atılmalı ve en kısa sürede Şura'nın mümasil uluslararası kuruşlarla işbirliğini geliştirebileceği alt yapı çalışmaları tamamlanmalıdır. Bu bağlamda şura sekretaryasının işleyebilir hale getirilmesi ve mümkün olması halinde İstanbul'da bir sekretarya ofisinin açılması temin edilmelidir. Şura bünyesinde başta gençler ve kadınlar olmak üzere toplumsal nitelikli faaliyetler yapmak ve bilimsel etkinlikler yürütmek üzere muhtelif forumların teşkili yönünde hazırlık çalışmaları yapılmalıdır."

-Hac ibadeti esnasında Avrasya İslam Şurası üye ülkeleri arasında işbirliği gerçekleştirilmesi gerekmektedir…"

Dünyanın en büyük dini organizasyonlarından olan Hac ibadeti sırasında Avrasya İslam Şurası üye ülkeleri heyetleri arasında işbirliğinin gerçekleştirilmesi ve imkanların birlikte kullanılması, tüm Şura üyelerinin ortak temennisidir.

-Asar-ı İslamiye'nin korunması ve yaşatılmasına hassasiyet gösterilmelidir.

Başta mukaddes topraklar olmak üzere Balkanlar Kafkaslar ve Ortadoğu'daki Asar-ı İslamiyenin korunması ve yaşatılması konusunda gereken hassasiyet gösterilmelidir.

-Bugüne kadar alınan bütün kararlar yeniden gözden geçirilmeli ve icrası için gerekenler yapılmalıdır.

Avrasya İslam Şurasının önceki toplantılarında karar altına alınan ancak bugüne kadar gerçekleştirilemeyen hususlar, yeniden gözden geçirilmeli ve icrası için gerekenler yapılmalıdır. Bu meyanda bilhassa Müslümanların yaşadıkları akut problemlerde Şura adına iyi niyet girişiminde bulunmak üzere hareket edecek bir "iyi niyet heyetinin" aktif hale getirilmesi şurayı uluslararası platformlarda müessir bir aktör haline getirecektir. Keza şura üyesi ülkelerde ve bölgelerde zaman zaman mahalli toplantıların düzenlenmesi hem ülke bazlı dini sosyal problemlerin ele alınıp görüşülmesine ve çözümler geliştirilmesine imkan sağlayacak, hem de şuranın etkisini daha da artıracaktır.

-Hadislerle Müslümanlık' külliyatının Avrasya Coğrafyasının dillerine çevrilmesi önemli bir adım olacaktır.

Şura üyesi dini teşkilatların kurumsal yapılarını geliştirmeleri, işbirliğinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi açısından ertelenemez bir zorunluluktur. Müşterek eğitim, yayın ve bilimsel faaliyetlerin planlanması ve yapılması şura üyesi dini kurumlar ve mensupları arasında ortak gelecek ufkunu oluşturmaya katkı sağlayacaktır. Bu anlamda, 'Hadislerle Müslümanlık' külliyatının Avrasya Coğrafyasının dillerine çevrilmesi önemli bir adım olacaktır."

-Diyanet Televizyonu, Avrasya'da uhuvvet bağının kuvvetlenmesinde önemli katkılar sağlayacaktır.

Diyanet Televizyonunun yayınlarında Avrasya coğrafyasındaki kardeş ve akraba topluluklara yönelik yayınlara da yer vermesi, bu coğrafyanın tarihi, kültürel ve insani mirasını programlarına konu edinmesi topluluklarımız arasındaki uhuvvet bağının kuvvetlenmesine önemli katkılar sağlayacaktır.

 

HABERE YORUM KAT