1. HABERLER

  2. HABER

  3. Ali Babacan, az bile söylemiş!
Ali Babacan, az bile söylemiş!

Ali Babacan, az bile söylemiş!

"Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlükleriyle ilgili sıkıntılar yaşıyor" diyen Dışişleri Bakanı Ali Babacan, az bile söylemiş!

31 Mayıs 2008 Cumartesi 09:58A+A-

Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın AP toplantısındaki "Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlükleriyle ilgili sıkıntılar yaşıyor" sözlerini doğru bir tespit olarak yorumlayan STK'lar ve mağdur çevreler, "Bakan az bile demiş" dediler.

Dışişleri Bakanı Babacan'ın Avrupa Parlamentosu (AP) toplantısında "Müslüman çoğunluk dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor" sözü kartelin tepkisine neden oldu. Yıllardır Müslümanların yaşadıkları tüm baskıları görmezden gelen kartel, Dışişleri Bakanı'nın resmi ağızdan itirafına bozularak, Babacan'ı hedef aldı. Kartelin manşetlerine taşıdığı haberlerde Babacan'ın kendi ülkesindeki insan hakları ihlallerini uluslararası bir arenada dile getirerek ülkesini utandırdığı iddia edildi. Kartele göre yıllardır inançlı kesimin yaşadığı tüm mağduriyetler bugüne kadar yapıldığı gibi görmezden gelinip ülkede hiçbir sorun yokmuş gibi davranılmalıydı.

Oysa yıllardır başörtülü oldukları için on binlerce öğrencinin okuma hakkı elinden alınıyor. İmam Hatiplerin önünü kesmek için katsayı uygulaması getirilerek anayasa garantisi altındaki eğitimde eşitlik ilkesi çiğneniyor. Binlerce askeri personel inançlı olduğu için görevine son verilirken Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarının tartışılamaması yüzünden savunma hakları ellerinden alınıyor. Kur'an kurslarına yaş sınırı getirilerek insanların çocuklarını istedikleri gibi yetiştirebilme hakları gasp ediliyor. Memurların Cuma namazlarına gitmeleri için gerekli düzenlemelerin önü kesiliyor. Sokakta insanlar neredeyse yarı çıplak gezerken, kapalı dini kıyafetlerle sokakta gezilmesi ağır bir şekilde cezalandırılıyor.

KARTELİN GÖRMEDİĞİ İHLÂLLER

BAŞÖRTÜSÜ SORUNU
On binlerce öğrenci üniversite kapılarından başörtülü oldukları gerekçesiyle geri çevrildi. Yüz binlercesi ise başörtüsü yasağı devam ettiği için üniversiteye başvurmuyor bile. Okullara devam eden az sayıdaki öğrenci ise inançları gereği örttükleri başörtülerini her gün takıp çıkarmaktan psikolojileri bozuldu. Aynı nedenle binlerce öğrencinin aileleri ile sorun yaşamasına neden oldu.

KATSAYI SORUNU
İmam Hatip mezunlarının üniversiteye girişinin önüne geçmek için haksız bir şekilde katsayı uygulaması yapıldı. Sırf İmam Hatipli oldukları için her yıl binlerce öğrenci çok daha başarılı oldukları ve daha çok soru çözdükleri halde düz liselerdeki öğrencilerden daha az puan alarak eğitim hakları ellerinden alındı. Anayasanın güvenliği altında bulunan eğitimde eşitlik hakkı gasp edildi.

YAŞ MAĞDURLARI HER GÜN BÜYÜYOR
Sadece inançlı oldukları için ya da eşleri ve yakınları başörtülü olduğu için binlerce askeri personel haksız bir şekilde Yüksek Askeri Şûra kararları gereği görevlerine son verildi. Yüksek Askeri Şûra kararları temyiz edilemediği için binlerce askeri personelin yine anayasa garantisi altındaki savunma hakları ellerinden alındı.

KUR'AN KURSLARINA YAŞ SINIRI
Halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de insanların çocuklarına istedikleri yaşta dini eğitim vermelerinin önüne geçildi. Özellikle Kur'an kurslarına yaş sınırı getirilerek dini eğitimin önü kesildi.

DİNİ KIYAFET HÂLÂ YASAK
İnsanların inançlarının gerektiği gibi yaşama hürriyeti kılık kıyafet dayatmasına kadar vardı. İnsanlar inançları gereği hoşlandıkları dini kıyafetleri giydikleri için sokak ortasında bir suçlu gibi gözaltına alınarak haklarında soruşturma başlatıldı.

CUMA NAMAZINA GİDEMEYEN MÜSLÜMANLAR
Her fırsatta halkının yüzde 99'u Müslüman olarak kabul edilen Türkiye'de memurlar hâlâ Cuma namazlarına gidemiyorlar. Memurlar için herhangi bir Cuma namazı yasağı olmasa da Cuma namazı vakitlerini çoğu kere mesai saatiyle çatışmasından dolayı özellikle memurlar Cuma namazını kılamıyorlar. Sadece Cuma gününe has olmak üzere öğle tatillerinin Cuma namazına göre ayarlanması girişimleri ise başta "Türkiye'de inançlı insanların hiçbir sorunu yok" diyen kartel medyası tarafından ağır eleştirilere tabii tutuluyor.

RAMAZAN'I ZEHİR ETTİLER
 Ramazan ayında oruç tutan memurların işlerini kolaylaştırmak için yapılan düzenleme ile sadece Ramazan ayına mahsus olmak üzere yapılan erken mesai uygulaması Danıştay tarafından iptal edilerek Ramazan gibi kutsal bir ay memurlara zehir edildi ve inançlı insanlar için eziyete dönüştürüldü.

"Babacan gerçekleri ifade etti"

Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın önceki gün Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Toplantısı'nda sarf ettiği Türkiye'de sadece gayrimüslimlerin değil, Müslümanların da dini özgürlüklerini yaşamalarında sorunlar yaşandığı yönündeki sözlerine Mazlum-Der'den açık destek geldi.  Mazlum-Der Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türkiye'de her dinden insana olan baskıya karşı bir çifte standart, imtiyaz ve hak ihlalleri olduğunu vurgulayarak, yıllarca devam eden başörtüsü konusunun Türkiye'yi siyasal anlamda da depreme uğrattığını söyledi. Gergerlioğlu, "Başörtüsü sorununu kimse görmezden gelemez. Yıllardır 18 yıllık bir dernek olarak bizim arşivlerimiz başörtüsü sorunu ile ilgili ihlallerle dolu. Yani dudak uçuklatacak boyutta ihlaller Türkiye'de olduğu gibi bunu tespit ettik ve bilimsel bir şekilde bunu raporlarımızda ortaya koyduk" dedi.

CHP'li Mustafa Özyürek'in Bakan Babacan'ın açıklamalarıyla ilgili olarak ortaya koyduğu, "Müslümanlara nerde baskı var" yönündeki tepkisini çok büyük talihsizlik olarak niteleyen Gergerlioğlu şunları söyledi: "Bu ülkede 27 Nisan muhtırası niye verildi? Cumhurbaşkanının eşi başörtülü diye bu ülkede muhtıra verildi. Yani dine baskı yapılmıyor denildi. Evet. Camiler açık. İsteyen oruç tutuyor. Ama sosyal hayata yönelik insanların çok kötü baskı altında olduklarını hâlâ niye anlamıyorsunuz? Camiler açık olabilir, isteyen oruç tutabilir. Ama dinin sosyal hayatta görünürlüğünü sağlamaya çalıştığınızda çok kötü bir müdahaleyle, çok ciddi bir haksızlıkla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yıllardır bu ülkede yüz binlerce genç kız ağlasın, yurtdışında insanlar sersefil bir şekilde okulunu devam ettirmeye çalışsın. Başörtülüler toplumda bir ayrımcılığa maruz kalsın. Siz hâlâ toplumda hiçbir sorun yok diyin. Bunun izahı kabil değil. Bu olayın üzerine Vakit gazetesi gitmeli. Bu sadece bu andaki bir hadise değil."

CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın ifadelerini de gazetemize değerlendiren Gergerlioğlu, bu ifadelerin cumhuriyet elitinin zihniyetini yansıtan son derece prototif ifadeler olduğunu belirtti ve "Olayın üzerine gidildikçe foyaları ortaya çıktı." dedi.

(Vakit)