1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Yabancı dil hassasiyeti aşağılık kompleksinin bir göstergesi olabilir!
Yabancı dil hassasiyeti aşağılık kompleksinin bir göstergesi olabilir!

Yabancı dil hassasiyeti aşağılık kompleksinin bir göstergesi olabilir!

Mustafa Özcan yabancı dil öğrenimi hakkında yazmaya devam ederken yabancı dil konusunda dikkatli olunmaması durumunda ortaya çıkabilecek sorunları işliyor.

08 Ocak 2023 Pazar 16:00A+A-

Mustafa Özcan / Maarifin Sesi

Yabancı dil öğrenmenin zararları!

Fizik boşluğu kaldırmaz, boşalan yer mutlaka doldurulur. Sufiler buna tahliye (noktalı ha ile) ile tahliye (noktasız ha ile) derler. Tahliyenin ilki boşaltmak ikincisi ise doldurmaktır. İmam Rabbani ‘bir sünnet kalkarsa yerine bir bidat yerleşir’ demişti. Tersi de geçerlidir: Bir bidat giderse yerine bir sünnet gelir. Dil meselesi de öyledir.  Yabancı dil öğrenimi ihtiyaçtan kaynaklanmazsa zevzeklik ve özenti sureti kazanır.   İhtiyacın yerini özenti alırsa dil öğrenmenin faydası da kalmaz.  Kendi zeminine zarar verir. Bu da aslında Malik Bin Nebi’nin ifadesiyle ‘kabiliyetü’l hezime’ yani yenilgiye yatkınlık göstergelerinden birisidir.  Gönüllü ve potansiyel sömürge olma hevesi ve iştiyakıdır. Kendilerini yönetemeyenler başkalar tarafından yönetilirler. Bu itibarla yabancı dil öğrenmenin faydaları olduğu kadar zararları ve afatı da vardır.  Yabancı dil sorumluluk bilincinin dışında özenti ile öğrenilirse bu aşağılık kompleksini yansıtır. İbni Haldun’un deyimiyle mağluplar galipleri taklit eder. Özenti körlemesine bir taklidi doğurur.

Baskın kültür, bastırılan kültürlerde aşağılık hissi ve kompleksi uyandırır.  Türkiye yabancı ülkeler tarafından istila edilmese ve sömürge edilmese bile dünyadaki egemen kültürün etkisinde kalmıştır.  Egemen güçler ve baskın ideoloji bu özentiyi kışkırtacaktır. Hadisler de bu hususa tercüman olmaktadırlar.  

Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip ve taklit edeceksiniz.” İbni Haldun bu gerçeği yasalaştırmış ve mağlupların galipleri taklit edeceğini söylemiştir. Müslümanların zafiyetlerini ortaya koyan hadislerden birisi de ‘vehen’ hadisidir. Bu gevşemedir. Bunun sonucunda Müslümanlar kültürel sel önündeki çer çöp misali olacaklardır.  Onları dünya düşkünlüğü ile ölüm korkusu saracaktır. Bu da direnci kıran ve egemenler karşısında yerel kültürleri boyun eğdiren bir vetiredir.

Evet yabancı dil sonuçta küresel anlamda iletişimi yaygınlaştırır. Şüphesiz iletişim araçlarındandır.  Lakin yabancı dilin değeri kullanma kapasitesiyle sınırlıdır.  Kıymeti kullanıldığı alan ve muhtevası kadardır. Bazen yerel dilleri köreltir ve etkisini zayıflatır.  Bu nedenle de sömürülen ülkelerde yabancı dil öğrenimi yaygınlaşsa bile bu sömürülen ülkeye değil genellikle sömüren ülkeyi ve kültürünü kalkındırır ve onlara katkı sağlar.  Yabancı dil için sömürgeciliğin keşif kolu demek de mümkündür.  Girişte ifade ettiğimiz gibi yabancı dil veya  özenti yaygınlaştıkça yerli dil melezleşir ya da  yozlaşır. Nitekim Osmanlı’nın son evrelerinde İstanbul’da tabelalar yabancı kelime veya kavram istilasına uğramıştır.  Dil kirliliği oluşmuştur. İttihatçılar bunun önünü almak istedilerse de tam muvaffak olamamışlardır. Birkaç defa yabancı dilde tabela temizliği yapılsa da hızlı üreyen asalaklar gibi önü alınamamıştır. Hala da bu özenti devam etmektedir. Özenti nedeniyle yerli dilde veya ana dilde kaybolan kelimelerin yerini pıtrak gibi yabancı kelimeler almıştır.  İthal kelimeler zamanla dile yerleşmiş ve asli dildeki kelimelerin yerini almıştır. Bu itibarla egemen dil egemen kültürün ürünü ve taşıyıcısıdır. Kültürü egemen ve işlek yapan da bu kültürün sanayi ve teknolojide insanlık ailesine çok boyutlu katkılardır.  

Akültürasyon diye bir tabir vardır. Başka kültürle kültürlenmenin adıdır. Bu bir kültürün öteki kültüre egemen olması ve kapatmasını ifade eder. Araplar buna kapatma ve örtmek anlamında kefr-küfür derler.  Akültürasyon ferdi yozlaşma ile edinilen kültürü ana kültürün yerine geçirmek şeklinde gelişebileceği gibi aynı zamanda sosyal boyutta da yabancı kültürü yerli kültürün yerine geçirmek anlamına gelir. Yerli kültürü yabancı kültürle örtmektir. Bu iman küfür muvazenesinde inancı ve imanı örtmek anlamına gelir.  

Kısaca yabancı dil meselesinde hassas teraziler gerekir.  Aksi takdirde hesapta Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da vardır.


 

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

3 Yorum