HAKSÖZ HABER

Madencilik faaliyetlerinin azalması sebebiyle eskisi kadar gündemde olmasa da Zonguldak bir zamanlar Türkiye’nin en önemli şehirleri arasındaydı. Yıllar içerisinde şehre olan ilgi azalınca bakımsızlık sebebiyle bugün şehir merkezi en dağınık görüntüye sahip illerden birisi haline geldi.

Zonguldak Belediyesi şehrin merkezini toparlamak için çeşitli projeler geliştiriyor ancak bu sefer de CHP’nin başını çektiği muhalefet bloğunun engellemesiyle karşılaşıyor. Bunun en tipik örneği ise Fevkani Köprüsü.

Şehrin orta yerinde birden bire karşınıza çıkan Fevkani Köprüsü, Soğuk Savaş’tan kalma Sovyet yapılarını andıran bir görüntüye sahip. ODTÜ’nün 2014 tarihli hazırladığı raporda bakım ve onarım yapılması gerektiği ifade edilen köprü; risk sebebiyle 2012 yılında kamyon ve otobüs benzeri ağır tonajlı araçların geçişine kapatılmıştı. 2014 yılında 3 ila 3,5 tona kadar olan araçların 30 kilometre hızı aşmamak kaydıyla kullanımına açılan köprünün ani çökme tehlikesi taşıdığı ifade ediliyor.

Zonguldak Belediyesi tarafından “Geleceğe Yeni Köprüler Kuruyoruz” sloganıyla yapılan projeyle köprünün yıkılıp çevresinin de yeniden düzenlenmesi hedefleniyor. Sol-Kemalist yayın organları da belirli periyotlarla konuyu gündeme taşıyarak “kentin kimliği ve tarihi” argümanıyla yıkıma karşı çıkıyorlar.

Netice olarak “çökme riski” barındıran bir köprü "65 seneyi" tarih zanneden CHP’liler yüzünden yıkılamıyor. Döneminin ihtiyaçlarına göre yapılan ancak yıllar içerisinde işlevini kaybeden 65 senelik köprünün yıkılmasını “tarihi” hassasiyetler sebebiyle engelleyen CHP’nin Türkiye’de gerçekleştirdiği kültürel soykırımı ise hepimiz biliyoruz!

CHP Binası olarak kullanılan bir mescid. Mescidin tepesine CHP amblemi konulmuş.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Camileri satabilmek için gazetelere ilan veriyor

Tutarsızlıklar içerisinde siyaset yapmaya çalışanların Türkiye'nin sorunlarını çözmek gibi bir derdi de yok haliyle... Tek parti rejimi Osmanlı döneminde hayırseverlerin vakfettiği çok sayıda camiyi satmayı kafasına koymuştu. Bunun için gerekli hukuki sorunu 1927 Senesi Muvazene-i Umumiye Kanunu (Bütçe Yasası) ile aştı. Kanunun 14. maddesinde "Diyanet İşleri Riyasetince ve İcra Vekilleri Heyetince tasidik edilecek bir talimatnameye tevfikan 1927 senei maliyesi nihayetine kadar cevamiin hakiki ihtiyaca göre tasnifi ve zaman ve mekan itibariyle kabili cemi olan vazifeler tevhit edilmek suretiyle işbu cevami hademesi kadrolarının tesbiti mecburidir." denilerek "hakiki ihtiyaç dışındaki cami ve mescidlerin kadro dışı bırakılacağı" ifade ediliyor. Tek parti döneminde asırlık camileri satabilmek için kanuni düzenleme çıkartan bir partinin 65 senelik virane köprüyü yıktırmamak için gösterdiği çaba "tarihe" yapılan vurgunun bir ikiyüzlülükten ibaret olduğunu gösteriyor.