1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Sevdiklerinizle yeniden bir araya gelmek insana umut veriyor
Sevdiklerinizle yeniden bir araya gelmek insana umut veriyor

Sevdiklerinizle yeniden bir araya gelmek insana umut veriyor

Umudun ölmesine izin vermeyin. Yaşam zor olabilir ama bize yeniden ayağa kalkmamız için anlar verecektir.

19 Şubat 2025 Çarşamba 08:22A+A-

Saeda Hamdona’in electronicintifada’da yayınlanan yazısı Barış Hoyraz tarafından Haksöz Haber için tercüme edilmiştir.

 

Bugün bu yazıyı annem yanımdayken yazıyorum. Eli, her şeyin yoluna gireceğine ve tüm acıların sona erdiğine dair bana güvence verircesine saçlarıma dokunuyor.

Bunun benim için ne anlama geldiğini anlatmak neredeyse imkânsız.

Bir yıldan uzun bir süredir bu anı bekliyordum, hep anne babamı ve kardeşlerimi bir daha görüp göremeyeceğimi merak ediyordum,

İlk olarak Ekim 2023'te yerimizden edildik. Ben, kocam Ahmed ve 8 yaşındaki oğlum Zakaria, güneyde güvenli bir bölge aramak için Gazze Şehri'ni terk ederken sonunda iki kez daha yerinden edilecektik.

Güvenli bir yer bulamadık, sadece sevdiklerimizden ayrı kaldık.

Hayatta kalmak ve başkalarına yardım etmek için elimizden geleni yaptık. Ancak tüm bunlara, sefalete, hastalığa ve soğuğa rağmen bizi evimize dönme ve hayatlarımızı yeniden inşa etme kararlılığımız sürükledi.

Böylece 19 Ocak'ta ateşkes ilan edildiğinde ve kuzeye giden yol açıldığında, biz de tam olarak bunu yaptık: geri döndük.

Zakaria'yı ve eşyalarımızı taşıyarak geri yürüdük. Ben temel giysilerimin olduğu üç çanta taşıyordum. Yol uzun ve çok yorucuydu ve bizi daha önce kuzeyi güneyden ayıran Netzarim koridorunun yanından geçirdi.

Ama uzun bir aradan sonra ailemi göreceğim için duyduğum sevinç bana tüm yorgunluğumu unutturdu.

Güneyden gelen teselli

Babamın evi Gazze Şehri'nin Daraj mahallesindeydi. Diğerlerine kıyasla şanslıydık. Ev bir yangından kurtulmuştu ve içerideki bir duvar yıkılmıştı ama onun dışında sağlamdı.

Mahalle de savaşın izlerini taşıyordu. Tüm evlerde bir miktar hasar vardı ve bazıları tamamen yıkılmıştı, ancak daha kuzeydeki yıkımla karşılaştırıldığında hiçbir şey değildi.

Ailemi ilk gördüğümde kendimi kontrol edemedim. Önce kime sarılacağımı bilemedim - anneme mi babama mı? Kız kardeşime mi, erkek kardeşime mi? Kalbimin ve kucağımın hepsini aynı anda kucaklayabilmesini diledim.

O an bir rüya gibi geldi: Sanki yaşadığım tüm acılar bir anda yok olmuş gibi hissettim. Sonunda hayata dönmüş gibi hissettim.

Han Yunus'taki çadırımızda Zakaria ile geçirdiğim uzun ve soğuk saatlere dair özleyeceğim çok az şey var.

Ama yanımızda eve getirdiğim çok değerli bir şey var. Bize arkadaşlık eden, sonunda evlat edindiğimiz küçük bir kedi. Ona ‘Katie’ diyoruz. Katie ikimizi de mutlu etti, özellikle de Zakaria'yı. Küçük bir nimet, umutsuzluğun ortasında bir teselli ve en karanlık saatlerimizde bile tutunacak güzel bir şeyler olduğunu hatırlatan bir şey gibi görünüyordu.

Dönüş günü geldiğinde onu geride bırakamazdım. O benim için sadece bir kedi değildi; Katie hayatımın bir parçası, günlük rutinim, her gün sarıldığım umudum haline gelmişti. Yalnızlığımda benimle birlikte olmuşken onu orada nasıl bırakabilirdim?

Asla unutamayacağım şeyler gördüm. Aç çocuklar ve sadece bir parça ekmek arayan aileler gördüm. Çaresiz, işe yaramaz, umutsuz, ailelerine yiyecek, güvenlik ve su sağlayamayan erkekler gördüm.

Gökyüzünden bize uygulanan büyük şiddeti gördüm, çadırlardaki insanların üzerine düşen bombaların öfkeli gürültüsünü duydum, İsrail'in soykırım saldırısında öldürülen tanıdığım ve sevdiğim pek çok kişinin acısını taşıdım.

Şimdi burada oturmuş yazarken, günün bittiğini görüyorum. Yıkılan ve zarar gören şeyleri onarmaya henüz başlamadığımızı biliyorum. Yeniden dirilişe giden yolun uzun olduğunu biliyorum.

Ama annemin bana gülümsediğini, babamı ve kardeşlerimi kucakladığını görmek bana umudun ölmediğini ve hayatın hala kaybettiklerimizin bir kısmını telafi edebileceğini hissettiriyor.

Sadece evlerimizi kaybetmedik; haysiyetimizin ve hayallerimizin bir kısmını da kaybettik. Ancak geri dönmeyi, yeniden başlamayı, paramparça olanı yeniden inşa etmeyi seçiyoruz - bir zamanlar hayatımız olan şeyin enkazı üzerinde yeniden inşa ediyor olsak bile.

Umudun ölmesine izin vermeyin. Yaşam zor olabilir ama bize yeniden ayağa kalkmamız için anlar verecektir.

Bugün bu yazıyı kendini zayıf ya da kırılmış hisseden herkese bir mesaj olarak yazıyorum. Size söylüyorum: Belki bir gün siz de benim gibi olursunuz - sevdiklerinizin yanında otururken, hayatın hala yaşamaya değer olduğuna karar verirsiniz.

 

*Saeda Hamdona, Gazze'de yaşayan bir yazar.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum