1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Şebbiha Sözcüsü Taştekin’e Canlı Yayında Ders
Şebbiha Sözcüsü Taştekin’e Canlı Yayında Ders

Şebbiha Sözcüsü Taştekin’e Canlı Yayında Ders

Suriye'ye müdahalenin tartışıldığı Habertürk'te Rıdvan Kaya ile Fehim Taştekin arasında sert tartışma yaşandı.

11 Eylül 2013 Çarşamba 17:52A+A-

Islah-Haber / Haksöz-Haber

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Didem Arslan Yılmaz’ın Habertürk televizyonunda sunduğu Güne Bakış programına konuk oldu. Suriye’ye müdahale planı, ABD’nin Rusya ile anlaşarak Esed’in kimyasal silahları denetime açma kararı vb. konuların gündemleştirildiği programda Suriye direnişi, direnişin kimliği ve Batıyla ilişkileri konularında Rıdvan Kaya ile programa canlı yayın aracından bağlanan Radikal yazarı Fehim Taştekin arasında sert tartışma yaşandı.

ABD’nin neden müdahale etmekten vazgeçerek kimyasal silahların devri planına sarıldığı sorusuyla ilgili olarak Obama yönetiminin ne kendi halkı ne de müttefiklerini ikna edemediğini belirten Fehim Taştekin, müdahale planının İngiltere’de reddedilmesi ve ayrıca Almanya’nın mütereddit tutumunun Obama’yı Rus planına mecbur ettiğini söyledi.

ABD-Rusya’nın ittifak ettiği planının sürdürülebilir olup olmadığının zaman içerisinde anlaşılacağını belirten Taştekin, bu planın İran, Rusya, Çin vb. ülkeler için bir can simidi olarak algılandığını ifade etti.

“Muhaliflerin Müdahale Yanlısı Oldukları Doğru Değil!”

Daha sonra söz alan Rıdvan Kaya ise Suriye sathında uluslararası diplomasinin şu ana kadar derde deva olmadığını belirterek müdahale ve sonrasında kimyasal silahların devri tartışmaları arasında Esed rejiminin Suriye halkını katletmeye devam ettiğine dikkat çekti.

Diplomatik zemindeki tartışmalar arasında Suriye halkının ölmeye devam ettiğini belirten Kaya, önemli olanın Suriye halkı ve muhalifler açısından konunun nasıl değerlendirildiği olduğunu söyledi. Bu bağlamda muhaliflerin yaygın olarak müdahaleyi talep ettikleri iddialarına dikkat çekerek, bu “Muhaliflerin müdahaleyi bir an önce beklediği doğru değil. Mesela İhvan Hareketi daha geçtiğimiz günlerde ‘Müdahale planı muhalefetin çıkarları için değil, İsrail çıkarları içindir.’ değerlendirmesinde bulundu.” dedi.

Muhalifler arasından yaygın olmamakla beraber bazı kişi ve kesimlerin müdahale olasılığına ilk etapta belki katliamları durdurur umuduyla sıcak yaklaşıldığını belirten Kaya,  ancak gelinen noktada bunların bile Batı’nın Suriye diye bir sorunu olmadığını gördüklerini kaydetti.

“Kimyasal Tartışmaları Gayri İnsanidir!”

Suriye halkının cani rejim tarafından her gün katliamlara maruz bırakıldığı bir vasatta yapılan kimyasal silah tartışmalarının gayri insani ve gayri ahlaki olduğunu belirten Rıdvan Kaya, kimyasal silahları kırmızıçizgi addedenlerin ve bu kullanıldığında ayağa kalkanların açıkça  “Öldürmeye devam edebilirsin, yeter ki kimyasal silah kullanma!” mantığına sahip olduklarını söyledi.

Batı’nın ne Esed’in ne de muhaliflerin kazanmasını istediğini kaydeden Rıdvan Kaya, “Muhaliflerin arkası çok güçlü, Batı’dan destek alıyorlar deniliyor ama bu fos bir iddia. Doğrudur, muhalifler sahada hâkimler ancak arkasında olduğu söylenen Batı ağır silah akışına izin vermiyor. İzin vermediği için de denge bozulmuyor. Ve denge bozulmadığı için de mücadele daha uzun süre devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Daha sonra tekrar söz alan Fehim Taştekin, ABD’nin müdahaleden amaçladığı şeyin muhaliflerin güçlenerek Cenevre’ye katılması olduğunu söyledi. Taştekin, ABD’nin muhalifleri yeniden yapılandırarak Cenevre’ye çekmek istediğini ancak muhalifler çok dağınık olduğundan ABD’ye güven vermediklerini iddia etti.

Sahadaki durumun da muhaliflerin lehine olmadığını iddia eden Taştekin, Esed’in Suriye’de üstünlüğünü artırdığını iddia etti.

Öte yandan muhaliflerin destek görmediği yaklaşımına da katılmadığını belirten Taştekin, doğrusal desteğin özellikle de Ürdün ve Türkiye üzerinden sürdüğünü ancak bunun muhalifleri tatmin etmediğini söyledi. ABD’nin ise dolaylı destekle bir “vekâlet savaşı” yürüttüğünü iddia eden Taştekin, destek olmadan savaşın bu kadar uzun sürmesinin mümkün olmadığını kaydetti. ABD stratejisinin her iki tarafın da kazanmaması üzerine kurulu olduğunu belirterek Taştekin, amacın İsrail’in güvenliği olduğunu belirterek “Suriye 50 yıl daha İsrail’i tehdit edemeyecek bir duruma getirildi. ABD’nin istediği de buydu.” dedi.

Rıdvan Kaya ise Taştekin’in de dillendirdiği iddiaların gerçek olmadığını ve Esedseverliğe dayandığını belirtti. Taştekin’in mutlak bir gerçekmiş havasında dillendirdiği iddiaların kesinlikle doğru olmadığını belirten Rıdvan Kaya, bunların Esed rejimi ve destekçilerinin iddiaları olduğunu ifade etti.

“Muhaliflere Ağır Silah Ambargosu Var!”

Kendisine atılan Batı işbirlikçisi iftiraları bir yana muhalefetin kimliğinin net olduğunu belirten Kaya, destek iddialarıyla ilgili olarak da bunun abartıldığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Ürdün’den tek bir kurşunun girilmesine izin verilmiyor. Lübnan’da durum belli. Türkiye göz yumarak destek oluyor. Batı destek vermiyor. Çünkü muhaliflerin hâkim olmasını istemiyor. Kendini savunmak için muhalefetin ağır silah talebi bugüne kadar karşılanmamıştır.”

Baas rejiminin diğer basın Şebbihaları gibi Taştekin’in de iddia ettiği Suriye rejiminin anti-Siyonist kimliğiyle ilgili olarak da Rıdvan Kaya şu saptamalarda bulundu:

“Suriye rejimi hiçbir zaman, üstelik Golan işgal altında olmasına, Şam dâhil Suriye’nin birçok bölgesinin İsrail tarafından vurulmasına rağmen İsrail için bir tehdit olmadı. 45 yıldır İsrail’e tek kurşun atmazken halkından on binlerce kişiyi öldürdü. İsrail’in saldırı ve operasyonlarına karşılık bile verilmedi.”

“Muhaliflerin Yanlışlarının Sorumlusu da Baas Rejimidir!”

Sorulan bir soru üzerine BM heyetinin bugün yayınlanan ve Esed rejiminin 8, muhaliflerin de 1 katliama imza attığına yer veren raporunu da değerlendiren Kaya, özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Muhalifler adına yapılan her şey elbette doğrudur demiyoruz. Hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değil. Suriye muhalefeti içerisinde de çok farklı güçler var. Bazı kabul edilmesi zor münferit vakalar yaşandı. Muhalefetin homojenlik sorunu olduğu doğru ama bütün bunlardan hareketle muhaliflerin birtakım kural dışı eylemlerini Baas rejiminin sistematik katliamlarıyla eşitlerseniz adil olmazsınız. Savaş şartlarının da etkisiyle birtakım aşırılıklar söz konusu olmuştur elbette ama öncelikle katliamların sorumlusu kimdir sorusunu sormak gerekiyor. Muhalifler mümkün mertebe aşırılıkları önlemeye çalışıyorlar.”

Taştekin’in ifade ettiği “Muhaliflerin sahada hâkimiyeti yok.” yalanını da değerlendiren Kaya, uluslararası alandaki diplomasiye rağmen Esed’in 2,5 yıldır işlediği bunca cinayete rağmen karada önemli oranda hâkimiyetin muhaliflerin elinde olduğunu belirterek “Humus’ta rejimin gücü kalmadı, devreye Hizbullah-İran girdi. Rejim sürekli geriliyor, hatta Şam’da bile kaybetmekle yüz yüze. Güney cephesinde Hizbullah faktörü devreye girdiği için muhalifler yenildi ancak özellikle de huzey cephesinde hâkimiyetlerini ilerletiyorlar.” dedi.

“Suriye Muhalefetinin Militanı Olmaktan Onur Duyarım!”

Tartışmanın burasında yeniden söz alan Baas lobisinin gazeteci-yazarı Fehim Taştekin, “Ben Rıdvan Kaya’ya cevap vermeyeceğim çünkü militan gibi konuşuyor.” şeklinde saldırıda bulundu. Rıdvan Kaya, “Tabi, ben senin gibi Şebbiha değilim! Suriye muhalefetinin militanı olmaktan da onur duyarım!” diye cevap verdi. Taştekin’in “İade ediyorum. Ben gazeteciyim.” demesi üzerine Rıdvan Kaya “Hiç de gazetecilik yapmıyorsun; 30 aydır Şebbiha ve Esed sözcülüğü yapıyorsun.” şeklinde konuştu.

Taştekin'den El-Kaideci İthamı

Sataşmayı ileriye taşıyan Fehim Taştekin’in “El Kaidecilerin sözcüleriyle görüşme gibi bir ilkem yok. Senin burada olduğunu bilseydim katılmazdım.” demesi üzerine süren Rıdvan Kaya, “Asıl sen bu sözleri stüdyoda karşımda olsaydın asla söyleyemeyecektin. Şimdi telefondan rahat bir şekilde konuşuyorsun.” seklinde cevap verdi. Program sunucusu Didem Arslan Yılmaz’ın devreye girmesiyle tartışma sona erdi.

Son olarak çözümün Cenevre’de Esed’li veya da Baas’lı çözümü dayatmakla mümkün olmayacağına ve ayrıca ne sınırlı bir müdahalenin ne de kimyasal silahların devri planının katliamları durdurmadığına dikkat çeken Rıdvan Kaya, “Muhalifler Cenevre’ye gidemezlerdi. Çünkü Baas’lı çözümü kabul etseler bunu halka anlatamayacaklarını biliyorlardı. Bu saatten sonra Esed’li, Baas’lı bir çözüm yok.” dedi.

Sunucunun “Peki, çözüm nasıl olacak?” sorusuna Rıdvan Kaya “Çok basit. Türkiye başta olmak üzere bölge ülkeleri muhaliflerin kendilerini ve halkı savunması için ağır silah akışını engellemezse sorun çözülür.” değerlendirmesinde bulundu.

HABERE YORUM KAT

14 Yorum