1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Savaşın eğlenceye ölümün “deneye” dönüştüğü karanlık model
Savaşın eğlenceye ölümün “deneye” dönüştüğü karanlık model

Savaşın eğlenceye ölümün “deneye” dönüştüğü karanlık model

Abbas Kabbari, Bosna’dan Gazze’ye uzanan örnekler üzerinden savaşın bir eğlence, deney ve kâr alanına dönüştürülme sürecini analiz ediyor.

25 Kasım 2025 Salı 22:21A+A-

Abbas Kabbari/Fokusplus

Keskin Nişancı Turizminden Silah Testine "Soykırım Modellemesi"

Son günlerde İtalya’da, Milano Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, varlıklı İtalyanların Sırp keskin nişancılarla yaptığı, Bosna'da sivilleri "eğlence ve adrenalin" amacıyla vurmalarına olanak tanıyan anlaşmalar hakkında soruşturma açtığına dair haber ortaya çıktı. 

İtalya merkezli La Repubblica gazetesinin aktardığına göre, aşırı sağ bağlantılı bazı varlıklı kişiler, Bosna Sırplarına sivil hedeflere ateş açma karşılığında günde 100 bin avro ödedi. Hedef bir çocuk olduğunda ise bu miktar daha da yükseldi. 

İddialar, Bosna Savaşı ve Saraybosna Kuşatması’nın en karanlık ve dehşet verici bölümlerinden biri olarak değerlendiriliyor. 

Diğer yandan, France 24 muhabiri Sharon Gaffney, Gazze Şeridi'nde bulunan Han Yunus'taki Nasser Hastanesi'nde görevli anestezi uzmanı ve yoğun bakım doktoru olan Dr. Travis Millen ile görüştü. 

Millen, Gazze’deki silah yaralanmalarına ilişkin bulgulara göre, İsrail askerlerinin yardım talep eden sivillerin vücutlarındaki belirli bölgeleri “sanki eğitim hedefleriymiş gibi” kasıtlı olarak hedef aldığını söyledi.  

Aynı bağlamda, Bosna ve Gazze'deki bu cinayetlerin benzerleri şu anda Sudan'ın El-Faşir ve Darfur kentlerinde, geçmişte ise Ruanda, Irak ve Suriye'de yaşanmış olabilir.

Eğlence, zevk ve övünme uğruna bir “insanı” vurmaktan ibaret olan bu ahlaksız davranış, bizi, insan başlarının “süngülere” ve “şehir kapılarına” asılmasının zafer işareti sayıldığı Haçlı Seferleri kültürüne kadar götürebilir. 

Ancak Bosna ve Gazze'deki olaylar, sadece bir zafer ilanının ya da haz ve eğlence arayışının sembolizmini aşan çok daha derin bir yapıyı işaret ediyor. 

Savaşın resmi hedeflerinden bağımsız biçimde yürütülen ve kitlesel imhadan kâr elde eden bir “iş modelinin” varlığına ışık tutuyor. 

Başka bir ifadeyle, savaşın sürmesine katkı sunan, onu destekleyen, kişisel anıları ve deneyimleri içeren, ticari olarak pazarlanan, savaşla ilgili paralel ve savaşın hedeflerinden uzak ticari faaliyetlerle karşı karşıyayız. 

Silah test etme işi 

Küresel ilaç şirketlerinin yeni ilaçları üzerinde yaptıkları klinik denemelerde olduğu gibi, bu deneme ve testler de insan ihtiyaçlarını etik veya profesyonelce olmayan deneyler yapmak için sömürdüklerine dair suçlamalarla karşı karşıya kalabilir. 

Bu, laboratuvarlarında ürettikleri ve virüslerle mücadele etmek için test ettikleri ilaçları tanıtmak amacıyla “ölümcül virüsler” yaymayı da içerebilir. 

Milyarlarca dolarlık kârlara yol açan tablo, silah sektöründe de çok farklı değil. Devletler askeri üstünlüklerini ilan edemezken, büyük silah şirketleri de ürettikleri modern sistemlerin etkinliğini göstermek için gerçek bir savaş ortamından faydalanıyor. 

Savaş, gerçek bir muharebe sahası, karşılıklı planlar, saldırı, geri çekilme ve sıcak çatışmaların yaşandığı bir alan sunuyor. Sonuçta tarafların elindeki benzer ya da daha gelişmiş silahların ortaya çıkmasını sağlıyor. 

Bu durum, silah üreticilerine sistemlerini geliştirme, yeni anlaşmalar yapma ve ürünlerini pazarlama imkanı veriyor. 

Böylece en temel ahlaki, dini ya da insani kaygılar dahi gözetilmeksizin, insanların yalnızca deney ya da “eğlence” uğruna öldürüldüğü bir tablo ortaya çıkıyor.  

Rusya ve Suriye deneyimi 

Rus ordusunun, Suriyeli muhalifler ile devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimi arasındaki iç savaşa müdahalesine ilişkin yayımlanan çok sayıda askeri rapor, dikkat çekici sonuçlar ortaya koyuyor. 

Bu raporlar, Rusya’nın Suriye müdahalesinin yalnızca siyasi ve askeri bir hamle olmadığını aynı zamanda savaşın sunduğu koşullardan yararlanarak, yeni nesil Rus silahlarını gerçek muharebe ortamında test etmeyi ve Rus kuvvetlerini gerçek muharebede eğitmeyi amaçladığını gösteriyor. 

2008’deki beş günlük Rusya–Gürcistan Savaşı sırasında gözlemcilerin Rus Hava Kuvvetleri’nin performansına dair tespit ettiği zayıflıkları gidermek için Moskova, Suriye’de savaş uçakları, ağır silah sistemleri, modern bombardıman teknolojileri ve yeni füze kapasitesini sahada denemeye yöneldi. 

Rusya Savunma Bakanlığı, 2018 yılına gelindiğinde savaşçı birliklerin yüzde 80’inin Suriye’de doğrudan muharip görevlerde yer aldığını açıkladı. 

Gazze, İsrail-ABD’nin atış poligonu 

Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından başlayan savaşta, Gazze’nin semaları, toprakları ve suları, yüzlerce farklı silah türüne maruz kaldı.  

Bunların önemli bir bölümü, savaşın niteliğine ve İsrail ordusunun dar sokaklarda yürüttüğü gerilla tipi çatışmaların ihtiyaçlarına dahi uymayan silahlardı.  

Ancak İsrail, kitle imha niteliği taşıyan ve soykırım etkisi yaratan teknolojilerin kullanımında çok daha ileri seviyeye geçti. Gazze’nin iç bölgeleri, dış mahalleler ve hava sahası kadar bu ağır silahların etkisi altına girdi. 

Gazze’ye her biri 900 kilogram ağırlığında olan ve “aptal bomba” olarak bilinen binlerce Mark 84 bombası atıldı.  

İsrail bu bombaları, savaşın başlangıcından itibaren kesintisiz çalışan ABD'nin üretim hatlarından temin etti.  

Raporlara göre, İsrail 7 Ekim 2023 ile 17 Kasım 2023 arasındaki sadece 40 günlük süreçte, hastaneler ve okullar dahil olmak üzere yoğun nüfuslu bölgelere 600'den fazla 900 kiloluk bomba attı. 

Öldürme teknikleri ve savaş deneyleri bununla sınırlı kalmadı. İsrail, yapay zeka destekli avlama sistemleri ve karmaşık hedef belirleme teknikleriyle askeri hedefleri tespit etmeye yönelik modelleri de geliştirdi.  

Bu sistemler, ülkeler, savunma şirketleri ve araştırma merkezleri açısından büyük bir “saha testi” niteliği taşıdı. 

Öte yandan, Gazze'de yardım dağıtımından sorumlu olan ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" aracılığıyla, Bosna’dakine benzer şekilde "keskin nişancı turizmi” düzenlendiğine dair de benzer haberler ortaya çıkabilir. 

Vakfın faaliyetleri sırasında, sivillerin herhangi bir askeri zorunluluk bulunmamasına rağmen sistematik ve aşırı bir şekilde hedef alındığı biliniyor. 

Bu durum, gazeteciler ve doktorların sahada tanıklık ettikleri Filistinli kurbanların yaralanma biçimlerine dair ifadeleriyle de doğrulanıyor.  

Keskin nişancı mermilerinin baş ve göğüs bölgesini hedef aldığı, özellikle cinsel organların yüksek hassasiyetle vurulduğuna dair ifadeler, Bosna’da “eğlence ve adrenalin turları” adı altında yürütülen keskin nişancı faaliyetlerini hatırlatan bir düzeni akla getiriyor. 

Savaş mühendisliği şirketleri-soykırım modellemesi 

Eğlence, eğitim veya deney amaçlı olarak anlattığımız biçimde aynı olayın tekrarlanması, savaşların patlak vermesinden doğrudan çıkar sağlayan ticari şirketlerin sunduğu bir iş modelinden başka bir şey olamaz. 

Bu uygulamaları, savaşların kendi kaotik doğasında rastgele ortaya çıkan eylemler ya da çatışma ortamının ürettiği yeni fikirler olarak değerlendirmek mümkün değil. 

Aksine, bunları çalışmalar, raporlar ve bilimsel araştırmalarla kurumsallaştırılmış, bazı ülkelerde karar alma merkezleri ve geleneksel kurumların gözetiminde tekrar tekrar uygulanan bir deney olarak düşünmek gerekir. 

Ancak burada en tehlikeli olan şey, bu deneylerin uygulanması ya da eğlence amaçlı gezilerin düzenlenmesi değil.  

Asıl tehlike, tüm bu araçların, sonunda istikrarlı ülkelerin parçalanmasına yol açacak bir insani gerçekliği dayatmak için kullanılmasıdır. 

Katliamlar, kadın ve çocukları hedef alan saldırılar ve dehşet verici çatışma biçimleriyle beslenen bu yöntemler, toplumların içinde etkin güçleri statükoyu kabul etmeye zorlayarak nüfuz veya servet paylaşımını, hatta ülkelerin bölünmesini mümkün kılan ortamlar yaratır. Bu durum, istikrarlı ülkelerin parçalanmasına yol açar. 

Aç bırakma ve kuşatma standart taktikler 

Nefes aldırmayan kuşatma mekanizmaları ve sistematik açlık politikaları, soykırım yöntemlerine eklendi. 

Böylece soykırım, yalnızca askeri operasyonlarla değil; coğrafya ve sınır dinamikleri, siyasi ve toplumsal yapıların etkileşimleri ve güç kaynaklarıyla birleştiğinde, bir ülkeden diğerine aktarılabilen bir model niteliğine bürünüyor. 

Bu model, başarı için gerekli tüm araçlara sahip deneyimli kuruluşlar tarafından sunuluyor.  

Diplomatik destek, siyasi nüfuz, yönlendirici medya ağları, popüler baskı grupları ve sosyal medya platformlarında faaliyet gösteren devasa bir “bot hesap ordusu” bu araçların başında geliyor. 

Tüm bu unsurlar ister düzenli bir ordu, ister ordudan ayrılmış paramiliter bir grup, ister eğitimli bir milis gücü, isterse devletlerin veya ittifakların kontrolündeki “kara ölüm şirketleri” olsun, soykırımı gerçekleştirmek üzere seçilen aktörün eline teslim ediliyor. 

Bu sistem, savaş dışındaki ortamlarda da kendini gösterdi. Devrimlerin yaşandığı ya da iktidar değişimlerine yol açan halk protestolarının görüldüğü bazı ülkelerde benzer biçimde uygulandı. 

2011 sonrasında Tunus, Mısır, Libya ve Suriye gibi bazı Arap ülkelerinde görüldüğü üzere, bu halk hareketlerini bastırmak, onları başladıkları noktaya geri itmek ve ortaya çıkan demokratik düzenleri ortadan kaldırmak için sistematik bir yıkım kampanyası yürütüldü. 

Aynı taktikler, ilerlemelerini durdurmak veya sekteye uğratmak istedikleri ülkelerde de uygulandı. 

Bu tablo, tekrarlanan darbe girişimleri ve dış müdahalelerin başarıyla bertaraf edildiği Türkiye’de de açık biçimde kendini gösteriyor. 

Bu tür bir “modelleme” insanlık için ciddi bir tehdit oluşturuyor ve bunu durdurmak için tüm gücümüzle harekete geçmemiz gerekiyor. 

Bu “çılgınlık”, milyonlarca insanın kaderini, servet biriktirmek, haz peşinde koşmak ya da askeri ekipmanlarını test etmek isteyen savaş vurguncuları ile sapkın siyasetçilerin insafına bırakıyor. 

İnsanlar artık, cep telefonu ekranlarına, ev güvenlik kameralarına ya da araçların radyo frekanslarına kadar sızabilen bilgisayar kontrollü panellerin ve yapay zeka teknolojilerinin hedefi durumuna düşüyor. 

Kişisel verileri, yaşamları ve ailelerinin geleceği ise kontrol haritalarının, nüfuz hesaplarının ve soykırım stratejilerinin rehinesi olarak kullanılabiliyor. 

HABERE YORUM KAT