1. HABERLER

  2. İSLAM DÜŞÜNCESİ

  3. KUR'AN

  4. Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan...
Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan...

Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan...

“Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan, andolsun ki, Allah katında sana ne bir dost ve ne de seni koruyan çıkmaz.”

12 Şubat 2025 Çarşamba 04:46A+A-

rad-37.jpg

“Böylece Biz Kur’an’ı Arapça bir hüküm ve hikmet olarak indirdik. Sana ilim geldikten sonra onların heveslerine uyarsan, andolsun ki, Allah katında sana bir dost ve seni koruyan çıkmaz.” (Rad-37)

Evet bu âyetinde de Rabbimiz buyuruyor ki sana bu kitabı Arapça bir hüküm olarak indirdik. Kur’an’ın başka âyetlerinde de kitabın Arapça olarak indirilişinin hikmeti anlatılırken anlayasın diye buyurulmaktadır.  Arkasından da hem peygamberimize, hem de onun şahsında hepimize müthiş bir tehdit geliyor:

Bu âyetten anlıyoruz ki ilim Kur’andır, ilim peygamberimize gelen vahiydir. Onun içindir ki vahyin dışındaki bilgiler zandan ibarettir. Eğer sen sana gelen bu vahyi bırakır da onların vahiyden kaynaklanmayan hevâ ve heveslerine uyacak olursan artık dostun da yoktur yardımcın da. Gerçekten çok korkunç bir tehdit. Allah’ın velâyetini, Allah’ın dostluğunu kaybettikten sonra artık peygamber ve onun yolunun yolcuları olan biz mü'minler için dünyada ne rahat yüzü, ne bereket, ne de âhirette cennet olması mümkün değildir.

Ya Allah’tan gelen ilme tabi oluruz, gerek kendi hevâ ve heveslerimize, gerekse bu kâfirlerin hevâ ve heveslerine tabi olmaktan vazgeçeriz o zaman dostumuz ve yardımcımız Allah olur. Ya da bu kitabı bıraktıktan sonra yeryüzünün tüm kâfirleriyle beraber olsak da cehenneme kadar yolumuz var demektir. O zaman hiç kimse de bizi bu cehennemden kurtaramaz. Zaten kâfirlerin bütün derdi bizi kendi cehennemlerine ortak etmek. Müslümanlar var oldukları ve İslâm’ı yaşadıkları müddetçe bu kâfirlerin aleyhinde delil vardır. Kâfirler bu delili yok etmek ve bizi de cehenneme sürüklemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Çünkü bunlar başka değil sadece hevâ ve heveslerine uymaktadırlar. Yâni bunlar bu halleriyle din diye sadece hevâ ve heveslerine uyduklarından, tahrif ve bid'at ehli olduklarından asla Hakka ve doğruya yanaşmayacaklardır.

BASAİRUL KUR’AN

Çünkü kesin bilgi sana gelen kitaptır. Diğer grupların uydukları ise, bir bilgiye ya da kesin bir kanıta dayanmayan heveslerin ürünü ilkelerdir. Hz. Peygambere -salât ve selâm üzerine olsun yönelik bu tehdit,.bu gerçeğin iyice belirginleşmesinde son derece açık bir mesaj niteliğindedir. Bu da gösteriyor ki, Allah’ın indirdiği kitaptan sapmak, hoşgörüyle karşılanmayacak bir davranıştır. Bu kişi peygamber de olsa… Ama Hz. Peygamber -salât ve selâm üzerine olsun- böyle bir sapma tehlikesini yaşamaktan uzaktır.

Bu âyet-i Celile, her ne kadar Resulullaha hitabetmekte ise de, ümmetinin âlimlerini uyarmaktadır. Bu ümmetin âlimleri, kendilerine Allah katından, Kur´an-i Kerim gibi hakkı beyan eden bir ilim geldikten sonra, kâfirlerin heva ve heveslerine uymamak zorundadırlar. Aksi takdirde, Allahın, kendilerine verecek olduğu cezaya karşı kendilerine ne bir dost ne de bir koruyucu bulabilirler.

FİZİLALİL KUR’AN

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

5 Yorum