1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Riyad eş-Şuaybi: “Gannuşi duruşunun bedelini ödüyor”
Riyad eş-Şuaybi: “Gannuşi duruşunun bedelini ödüyor”

Riyad eş-Şuaybi: “Gannuşi duruşunun bedelini ödüyor”

Nahda lideri Raşid el-Gannuşi’nin siyasi danışmanı Dr. Riyad eş-Şuaybi, Gannuşi ve bazı muhalif siyasilere yöneltilen suçlamaların 25 Temmuz 2021 darbesinden bu yana süren siyasi tasfiyelerin hukuki kılıfı olduğunu söyledi.

18 Temmuz 2025 Cuma 16:00A+A-

Gannuşi'nin Danışmanı Fokus Plus’a Konuştu: Nahda Liderlerine Verilen Cezalar İntikam Amaçlı

Muhammed Ata / Fokus Plus


Fokus Plus’a özel konuşan Nahda liderinin siyasi danışmanı Dr. Riyad eş-Şuaybi, Gannuşi ve bazı muhalif siyasilere yöneltilen suçlamaların “25 Temmuz 2021 darbesinden bu yana süren siyasi tasfiyelerin hukuki kılıfı” olduğunu söyledi. Şuaybi’ye göre, yürütülen yargı süreçleri en temel adalet ilkelerinden bile yoksun ve büyük ölçüde mesnetsiz tanıklıklara dayanıyor.

85 yaşındaki Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi, bugün siyasi duruşunun bedelini ödüyor. Gannuşi, 25 Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanı Kays Said’in anayasal düzeni askıya alarak meclisi feshettiği ve devrim sonrası kazanımları rafa kaldırdığı adımlara karşı çıkmıştı.

Tunus’ta 2021’den bu yana görülen en dikkat çekici siyasi davalardan birinde, bu hafta mahkeme Gannuşi ve beraberindeki isimler hakkında “devlet güvenliğine karşı komplo 2” davası kapsamında 14 yıl hapis cezası verdi. Karar, ülke içinde ve dışında geniş yankı uyandırdı.

85 yaşındaki Gannuşi, Arap dünyasında siyasi İslam’ın önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. 2011 devriminden sonra Tunus’un demokratik dönüşüm sürecinde kilit rol oynayan isimdi. 

 

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said

 

Devrim sonrası dönemde ilk seçilmiş hükümetlere liderlik eden Nahda Hareketi’nin başında olan Gannuşi, 2019’da Halk Meclisi (parlamento) başkanlığına seçilmişti. Bu görevini, Kays Said’in 25 Temmuz 2021’de parlamentoyu dondurup ardından feshetmesine kadar sürdürdü. Bu tarihle birlikte, Nahda ile iktidar arasında sert bir siyasi gerilim başladı.

Fokus Plus’a özel konuşan Nahda liderinin siyasi danışmanı Dr. Riyad eş-Şuaybi, Gannuşi ve bazı muhalif siyasilere yöneltilen suçlamaların “25 Temmuz 2021 darbesinden bu yana süren siyasi tasfiyelerin hukuki kılıfı” olduğunu söyledi.

Şuaybi’ye göre, yürütülen yargı süreçleri en temel adalet ilkelerinden bile yoksun ve büyük ölçüde mesnetsiz tanıklıklara dayanıyor. Bu sürecin amacının Gannuşi’nin sembol konumunu yıkmak ve Nahda’yı kamuoyundan silmek olduğunu belirtti. Ülkenin derin bir siyasi ve ekonomik kriz yaşadığını söyleyen Şuaybi, demokratik muhalefetin baskılara rağmen demokratik süreci geri getirmek için mücadelesini sürdürdüğünü vurguladı.

Siyasi yargılamalar

Şuaybi, eski meclis başkanı ve Nahda lideri Gannuşi’nin, onlarca siyasetçiyle birlikte “devlet güvenliğine karşı komplo” suçlamasıyla yargılandığını ve bu davaların tamamen siyasi olduğunu dile getiriyor. Gannuşi'nin, 2011 sonrası demokratik geçiş sürecinde oynadığı rolle tanındığını hatırlatan Şuaybi, Kays Said’in 25 Temmuz 2021'de olağanüstü kararlarının ardından bu yana hedef haline geldiğini söyledi.

25 Temmuz 2021'de Cumhurbaşkanı Said, parlamentoyu dondurmuş ve hükümeti görevden almıştı. Bu adım, geniş çapta anayasal kurumlara karşı darbe olarak değerlendirildi.

Şuaybi, iktidarın mahkemeye somut delil sunmaksızın, kimliği belirsiz kişilerin ifadelerine dayalı suçlamalar uydurduğunu ve davaların bağımsız yargı ilkelerinden uzak olduğunu belirtti.

Gannuşi'nin yargılandığı dosyada, eski başbakan, eski cumhurbaşkanlığı daire müdürü, seçilmiş milletvekilleri ve belediye başkanları ile güvenlik yetkilileri gibi farklı siyasi eğilimlerden isimlerin yer aldığını söyleyen Şuaybi, "İktidar, tüm bu isimleri devlet düşmanı ilan ederek, akıl dışı bir senaryo yazdı" ifadelerini kullandı.

Gannuşi duruşunun bedelini ödüyor

Şuaybi'ye göre Gannuşi, onlarca yıldır sürdürdüğü demokrasi yanlısı tutumu, insan hakları ve özgürlükler savunuculuğunun bedelini ödüyor. Onu Arap dünyasında "demokratik İslam'ın simgesi" olarak nitelendiriyor ve baskıya defalarca karşı duran siyasi bir sembol olduğunu söylüyor. Bu da onu 25 Temmuz önlemlerine karşı çıkanların başında yer almasına neden oldu. 

Bu bağlamda Şuaybi, karşı devrim güçlerinin medya kampanyaları ve sistemli karalama yoluyla Gannuşi'nin sembolik konumunu düşürmeye çalıştığını, başarısız olunca da suçlamaları uydurarak tutuklamaya başvurduğunu belirtiyor. “Bu davaların siyasi arka planı artık herkesin malumu” dedi.

Gannuşi’nin cezaevindeki durumuna ilişkin olarak da “Şeyh Raşid’i bildiğimiz gibi dimdik duruyor, inançlarına sıkı sıkıya bağlı. Zulmün geçici olduğuna ve diktatörlüğün asla geri dönmeyeceğine inanıyor.”ifadeleri kullandı.

Nahda Hareketi'ne kuşatmanın devamı

Nahda Hareketi’nin durumuna da değinen Şuaybi, 2021’den bu yana dört yıldır eşi görülmemiş bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Nahda’nın merkezlerinin kapatıldığını, kadrolarının takip edilip yargılandığını ve her türlü örgütlü siyasi faaliyetlerinin engellendiğini aktarıyor. Buna rağmen Nahda’nın, demokratik kazanımları savunan ulusal bir parti koalisyonu parçası olarak mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.

Siyasi ve ekonomik krizlere karşı protestocuların tutuklanması

 

Siyasi ve ekonomik krizlere karşı protestocuların tutuklanması

 

Tunus’taki krizin artık sadece siyasi olmadığını, ekonomik çöküş ve benzeri görülmemiş toplumsal gerilimlerle daha da derinleştiğini ifade eden Şuaybi, mevcut iktidarın çözüm üretemediğini ve baskıyı bir yönetim aracı olarak kullandığını savundu.

25 Temmuz sonrasında, Yüksek Yargı Konseyi ve Yolsuzlukla Mücadele Heyeti gibi kurumların dağıtıldığını hatırlatan Şuaybi, tüm yetkilerin cumhurbaşkanında toplandığını ve bunun sonucunda özgürlüklerin ciddi şekilde gerilediğini, gazeteciler, sendikacılar ve blog yazarları dahil çok sayıda kişinin siyasi nedenlerle tutuklandığını söyledi.

Muhalefetin seyri

Şuaybi’ye göre Tunus’ta iki tür muhalefet var: Gerçek demokratik muhalefet ve hükümeti desteklerken görünüşte eleştiren “yandaş muhalefet”. Siyasi güçlerin yüzde 90’ından fazlasının otoriterliğe karşı demokrasi cephesine katıldığını belirten Şuaybi, bu nedenle gözaltı ve tutuklamaların neredeyse tüm demokratik güçleri kapsadığını ifade etti.

Yandaş muhalefetin ise iktidara karşı koruyucu bir duvar gibi davrandığını, bunun karşılığında maddi ve siyasi çıkarlar elde ettiğini iddia ediyor. Bu çevrelerin diğer muhaliflere karşı kışkırtma aracı haline geldiğini ve halk desteği hızla azalan iktidarın propaganda aygıtı olarak kullanıldığını söyledi.

Tunus siyasi kültüründe ortak siyasi çalışma geleneğinin geçmişten bugüne hep var olduğunu hatırlatan Şuaybi, 1980’lerdeki Ortak Çalışma Komitesi’nden 18 Ekim Cephesi’ne, ardından Nahda ile Nida Tunus arasındaki uzlaşı sürecine ve 2021 sonrası Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne kadar bu çizginin sürdüğünü dile getirdi.

"Ancak ortak çalışma talebinin sahnede siyasi uzlaşma inşa etme girişimine dönüşmemesi gerekiyor. Çünkü bu bir yandan imkansız, diğer yandan siyasi ve düşünsel çeşitliliğe zarar verecek siyasi tekliğe yol açabilir. Üzerinde anlaştığımız ölçüde işbirliği yapmalı, aramızda görüş ayrılığı ve farklılık için alan bulmalıyız." diyerek sözlerine son verdi.

HABERE YORUM KAT