1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Ölüleri dijital olarak "diriltecek" sohbet robotları
Ölüleri dijital olarak "diriltecek" sohbet robotları

Ölüleri dijital olarak "diriltecek" sohbet robotları

‘Yapay zeka-makine öğrenimi’ ile şekillenen sohbet robotları; dijital kişiliğimizi, ailemiz ve arkadaşlarımız ile konuşturabilmek için ‘hayata döndürmeyi’ amaçlıyor. Sesimiz, mesajlarımız, paylaşımlarımız vd. ölsek dahi dijital bir beyinde toplanabilir.

02 Mart 2021 Salı 13:34A+A-

Fatih Demir / HAKSÖZ HABER

*Edina Harbinja, Lilian Edwards, Marisa McVey / The Conversation

Yapay zeka teknolojileri kullanarak ölmüş kişilerin dijital kimliklerini sürdürme çabası hayatından ölüm hakikatini kovan modern insanın düştüğü çaresizliği de gözler önüne seriyor. Konu hakkında çevirdiğimiz bu yazıda mesele hukuki boyutlarıyla ele alınırken meselenin esasında ahlakilik açısından değerlendirilmesi gereken bir mesele olduğunun altını çiziyoruz.

 

2017'de Microsoft'un, yapılırsa ölüleri dijital olarak diriltecek bir sohbet robotunun patentini aldığı ortaya çıktı.

‘Yapay zeka-makine öğrenimi’ ile şekillenen sohbet robotumuz, dijital kişiliğimizi ‘hayata döndürerek’ ailemiz ve arkadaşlarımız ile konuşturulması amaçlanıyor. Microsoft temsilcileri sohbet robotunun "rahatsız edici" olduğunu kabul ediyor ve şu anda onu üretime sokma planları olmadığını beyan ediyorlar.

Yine de, dijital reenkarnasyonları mümkün kılmak için teknik araçların ve kişisel verilerin yeterli olduğu kabul ediliyor. Yapay zeka sohbet robotları, "Turing Testi" ni çoktan geçti, bu da diğer insanlara  kendisinin de insan olduğu yanılsamasını kabul ettirdiği anlamına geliyor. Bu arada, modern dünyadaki çoğu insan artık yapay zeka programlarına konuşma özeliğimizi öğretmek için yeterli veriyi girdiğimizi düşünüyor.

Ancak şu anda “dijital reenkarnasyonu” yöneten hiçbir yasa yok. Ölümünüzden sonra veri gizliliği hakkınız kesin kurallarla koruma altına alınmamıştır. Hatta şu anda bile dijital olarak diriltilmek istememeniz bunu olası kılmıyor. Bu yasal belirsizlik, özel şirketlerin siz öldükten sonra verilerinizden sohbet robotları oluşturmasına yer bırakacaktır.

Şu anda ve belirli mevzuatların yokluğunda, fiziksel bedeniniz gömüldükten sonra dijital kişiliğinizi yeniden başlatmak için nihai güce kimin sahip olabileceğini kimse bilmiyor.

Microsoft'un sohbet robotu, siz vefat ettikten sonra size benzeyen dijital bir reenkarnasyon oluşturmak için elektronik mesajlarınızı kullanabilir. Böyle bir sohbet robotu akrabalarınızla görüşebilir, onlara mesajlar atabilir sesli cevaplarda bulunabilir. Sohbet robotu, metin mesajlarına yanıt vermek için yapay (sizden esinlenilmiş) zekâsını kullanarak sizmiş gibi davranabilir. Mesajlarınızı ve zengin ses verilerinizi geride bırakırsanız ses benzerliğinizi oluşturmak da daha kolay olacaktır.  

Microsoft, dijital dirilişe ilgi gösteren tek şirket değil. AI şirketi Eternime projesi ile kullanıcıların öldükten sonra yaşayabilecekleri bir avatar oluşturmalarına olanak tanımayı hedefliyor. Coğrafi konum, hareketler, aktiviteler, fotoğraflar ve Facebook verilerinden oluşan karmaşık bilgileri toplayan AI şirketi yapay zekaya sahip bir sohbet robotu geliştirdi.

Ailelerin, yapay zeka teknolojilerini kullanarak ölü akrabalarını ‘yeniden canlandırma’ seçeneğine sahip olması sadece bir zaman meselesi olabilir.

Mezarın ötesindeki sohbet robotları ve hologramlar (avatar, görsel bedenler) sıradan hale gelecekse, bunları yönetmek için yeni yasalar çıkarmamız gerekecek. Sonuçta bedeni, bir mezar taşının altında yatan ve taşta "huzur içinde yatsın" yazan birini dijital olarak diriltmek mahremiyet hakkının ihlaldir.

 

İkili bedenler

Ulusal kanunlar, ölümünüzden sonra verilerin nasıl kullanılacağı konusunda tutarsızlıklarla doludur. AB'de, veri gizliliği yasası yalnızca yaşayanların haklarını korur. Bu durumda da üye devletlere ölülerin verilerini nasıl koruyacaklarına karar vermeleri için yer kalıyor. Estonya, Fransa, İtalya ve Letonya gibi bazı AB ülkeleri, ölüm sonrası verilerle ilgili yasal düzenlemelerde bulundu bile.

Aslında verilerimiz çoğunlukla Facebook ve Google gibi özel çevrimiçi platformlar tarafından kontrol edilmekte. Bu kontrol de bu tarz platformlarda profiller oluşturduğumuzda ‘kaydolduğumuz hizmet şartlarına’ dayanmakta. Bu maddeler de, ölülerin mahremiyetini şiddetle korumayı amaçlıyor.

Örneğin, 2005'te Yahoo! Irak'ta öldürülen bir ABD’li askerin hayatta kalan ailesine, askerin e-posta hesabı ve giriş bilgilerini vermeyi reddetti. Şirket, hizmet şartlarının askerin mahremiyetini korumak için tasarlandığını savunuyordu. Ta ki bir yargıcın, şirketten aileye e-postaların kopyalarını içeren bir CD vermesini emretmesine kadar. Bu olay da, bu tarz işler için yasal bir emsal oluşturdu.

Ölüm sonrası veri mevzuatını iyileştirmenin bir yolu olarak; organ bağışı modeli kullanılabilir. Birleşik Krallık’ın organ bağışındaki, “vazgeçme” yasası özellikle önemlidir. Çünkü ölülerin organları, o kişi yaşarken aksi belirtilmedikçe bağışlanmış olarak kabul edilir. Aynı devre dışı bırakma şeması, ölüm sonrası verilere de uygulanabilir.

Bu model ölülerin mahremiyetine ve mirasçılarının isteklerine saygı duymamıza yardımcı olabilirken, bağışlanan verilerden doğabilecek faydaları da göz önünde bulundurabilmemizi sağlayabilir.

Gelecekte, özel şirketler aile üyelerine ıstırap verici bir seçenek sunabilir: “Sevdiklerinizi ölümüne terk edin veya bunun yerine dijital olarak canlandırılması için ödeme yapın” Microsoft’un sohbet robotu şu anda benimsenmeyecek kadar rahatsız edici olabilir. Ancak bu geleceğin sadece bir örneği. Bu teknolojileri yönetecek/kısıtlayacak yasaları yazmanın zamanı geldi.

 

*Edina Harbinja; Medya / Gizlilik Hukuku Kıdemli Öğretim Görevlisi, Aston Üniversitesi, Lilian Edwards; Hukuk, İnovasyon ve Toplum Profesörü, Newcastle Hukuk Fakültesi, Newcastle Üniversitesi,  Marisa McVey; Araştırma görevlisi, Aston Üniversitesi

*Turing Testi: Turing testinin amacı, bir makinenin düşünebildiğini söyleyebilmenin mantıksal olarak mümkün olup olmadığıdır. İnsan yalnız soru sormak suretiyle biri insan biri makine olana sorular yöneltir. Hangisinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu saptamaya çalışır. İnsan olanın hangisi olduğunu bilemezse “makine-yapay zeka” testi geçmiş sayılır ve insan gibi düşünme becerisine sahip olduğu kabul edilir.

Kaynak: The Conversation

HABERE YORUM KAT

3 Yorum