1. YAZARLAR

  2. Remzi Barud

  3. Vittorio Arrigoni'nin Mirası: İnsan Kalmak

Vittorio Arrigoni'nin Mirası: İnsan Kalmak

Mayıs 2011A+A-

Adalet eylemcisi Vittorio Arrigoni bir arkadaşına şöyle yazmıştı: “Sevgili Mary, siz de gemilerde olacak mısınız? Ben hâlâ Gazze'deyim, sizi bekliyorum. Sizi karşılamak için denize açılan botlarda olacağım. İnsan kal. Vik.”

Mary, Mary Hughes Thompson, 2008'de Gazze kuşatmasını kırabilmek için büyük denizlere açılma cesaretini gösteren, adanmış bir eylemcidir.

Arrigoni ya da Vik’in, 14 Nisan Perşembe günü Gazze'de fundamentalist bir grup tarafından kaçırıldıktan birkaç saat sonra öldürüldüğü bildirildi. Öldürülmesi iddialara göre Hamas'ın grup üyelerine yönelik baskısına bir misillemeydi. Vik'i tanıyan herkes onun sıradışı biri olduğunu; merhamet, dayanışma ve insanlık modeli oluşturduğunu kabul edecektir.

Arrigoni'nin cesedi kaçırıldıktan saatler sonra terk edilmiş bir evde bulundu. Katilleri kendi koydukları 30 saatlik zaman sınırına uymamışlardı. Tevhid ve Cihad olarak adlandırılan grup Gazze'de Selefi olarak bilinen gruplardan birinin türevidir. Bunlar çeşitli ad ve manifestolarla kendine özgü -ve genelde kanlı- amaçlarla yeniden ortaya çıkar.

İngiliz Independent gazetesi 16 Nisan'da “Cinayet, Gazze'de derin bir üzüntü ve umutsuzluk meydana getirdi.” diye yazdı. “Orada bu kadar iyi tanınan ve sevilen sadece Arrigoni değildi, BBC muhabiri Alan Johnson'un 2007'de kaçırılmasından -ve sonuçta serbest bırakılmasından- beri bu kaçırma olayı bir ilk.”

Yine de Johnson'u kaçıran İslam'ın Ordusu adlı küçük fanatik grup rehineyi 114 gün ellerinde tuttular. Grubu rehineyi serbest bırakmaya ikna etmek ve kuşatma altına almak için oldukça fazla zaman vardı. Arrigoni olayında, gözleri bağlı ve kanlar içindeki aktivisti gösteren korkunç videonun yayınlanmasıyla cansız bedeninin bulunması arasında ise sadece birkaç saat vardı. Adli raporlar boğularak öldüğünü bildirdi. Arkadaşları ise işkence gördüğünü söylüyorlar.

Vittorio Arrigoni cinayeti İsrail destekçileri için bir fırsat oluşturdu. En bilinenlerinden biri olan Daniel Pipes National Review Online'da yazdığı kısa bir yazıda şöyle diyor: “Filistinlilerin İsrail'i yok etme hayallerine yardımcı olmak için aralarına katılan ve onları savunan birini öldürmelerini not edin.” Pipes, Filistinli-İsrailli film yapımcısı Juliano Mer, Khamis ve Arrigoni'yi de içeren birbiriyle ilgisiz üç kişinin adını verdi ve okurlarını atlamış olabileceği diğer örnekleri kendisine göndermeye davet etti.

Ama Pipes'in listesinde tabi ki Rachel Corrie, Tom Hurndall ve James Miller gibi birbiriyle ilgisiz fakat İsrailli güçlerce öldürülmüş kişiler bulunmuyor. Pipes aynı zamanda Mayıs 2010'da Gazze kuşatmasını delebilmek için Türkiye'den Mavi Marmara gemisiyle gelen ve İsrailli güçler tarafından katledilen 9 kişiyi, ayrıca Eylül 2010'da İsrail dışındaki Yahudileri Gazze'ye götüren İrene gemisindeki aktivistlerin İsrailli askerler tarafından sınırdışı edilmeden önce tutuklanıp, kaçırılıp, aşağılandığını da hatırlamıyor. New York Times'ın haberine göre holokostta hayatta kalan Yahudilerden 82 yaşındaki Reuben Moscowitz, İrene'deki aktivistlerden biriydi. Lillian Rosengarten da tıpkı onun gibi Frankfurt'tan Nazilerin zulmünden henüz çocuk yaşta kaçanlardan biriydi.

Pipes'in bahsetmeyi beceremediği insanlar insanlığın gökkuşağını gerçek anlamda oluşturuyorlardı. Her yaştan erkek ve kadınlar ve onlar gibi dünyanın dört bir yanındaki toplumlar ayağa kalkarak Filistinlilerin yanında durmuştu. Ama bu hikâye sahte entelektüeller tarafından insanlıktan el etek çekmek pahasına İsrail'i desteklemek için seçici biçimde görmezden gelindi. Kendi kendilerini aldatmakla çok meşgul oldukları gibi önlerindeki örneklerini görmeyi reddettiler.

İngiliz Guardian'a (15 Nisan) Roma'dan yazan John Hooper şöyle diyor: “Arrigoni'nin hayatı güvenli olmanın çok ötesindeydi. Eylül 2008'de Filistinli bir balıkçıya denizde eşlik ederken İsrail kurşunlarıyla yaralandı. İki yıl önce Amerikalı aşırı sağcı bir web sitesinden ölüm tehditleri aldı.”

Arrigoni'yi öldüren grup, kendi türündeki diğerleri gibi, tamamen yok olmadan önce tek bir şiddet olayında bulundu. Bu olayda misyonları ömrünün önemli bir kısmını Filistin'e adamış Uluslararası Dayanışma Hareketi’nin bir aktivistini öldürmekti. Vittorio, kaçırılmadan kısa bir süre önce Gazze'deki İsrail kuşatmasının bir suç olduğunu yazmıştı. Aynı zamanda Gazze-Mısır sınırı altındaki tünelden yiyecek ve başka malzemeler taşırken ölen yoksulluğa mahkûm edilmiş 4 Filistinli için son derece üzülmüştü.

Ölümünden önce, Arrigoni Mayıs'ta Gazze'ye ulaşması planlanan, 25 ülkeden aktivistler taşıyan ve 15 gemiden oluşan yeni filoyu bekliyordu. İsrail Başbakanı Netenyahu kaba biçimde AB ülkelerini kendi vatandaşlarını bu gemilere binmemeleri yönünde uyarmıştı. “Sizin ve bizim çıkarlarımız için en doğrusu bu filonun durdurulması!” diyordu Kudüs'teki Avrupalı temsilcilere.

İsrailli yetkililer Filistinlilerle dayanışmaya katılanlar tarafından İsrail Devleti'nin meşruiyetinin tartışmaya açılmasına karşı oldukça kızgınlar. Arrigoni İsrail'in düzen ve demokrasi adası olduğu yönündeki kurgulanmış görüntüye oldukça zarar verdi. Diğer aktivistlerle birlikte bu miti parçaladı.

Vik, mesajlarını “İnsan kal” ibaresiyle bitirirdi. Gazze'deki deneyimlerini ayrıntılı olarak anlattığı kitabına da “Restiamo Umani” (Bırakın İnsan Kalalım) adını vermişti. Arrigoni'nin Mary Hughes Thompson'a gönderdiği mailden bir kesit:

“Görevimizi nasıl tamamlayacağımızın bir önemi yok... Bu bir zafer olacak. İnsan hakları için, özgürlük için. Eğer kuşatma fiziksel olarak kırılamazsa dahi, en azından kayıtsızlık ve terk edilmişlik kuşatması kırılmış olacak. Ve çok iyi biliyorsun ki Gazze halkı için bu iyi niyet gösterisi çok önemli. Demem o ki limanda bekliyoruz! Yüzlerce Filistinli ve ISM (Uluslararası Dayanışma Hareketi) yoldaşlarıyla birlikte sizinle buluşmak için denize açılacağız, ilk seferde olduğu gibi, hatırlıyorsun değil mi? Sizi selamlamak için mevcut tüm teknelerle Gazze'ye doğru yol alacağız. Kötü İngilizcem için kusura bakma. Seni kucaklıyorum. İnsan kal. Saygılarımla, Vik.”

Vik'in katilleri ondaki insani erdemliliği görmeyi beceremediler. Ama pek çoğumuz onu daima hatırlayacak ve insan kalma çabamızı sürdüreceğiz.

Ahram Weekly, 21-27 Nisan 2011

Çev: Esra Saraç

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR