1. YAZARLAR

  2. Murat Ural

  3. Satanizm Satanizme Karşı

Satanizm Satanizme Karşı

Ekim 1999A+A-

Geçtiğimiz ay yeni bir 'izm' ülke gündeminin başlıca konusu oldu. Bir genç kızı şeytana kurban ettikleri ve boş vakitlerinde bir araya gelip kedi kanı içtikleri ortaya çıkan üç genç, şeytana tapanlar gurubu anlamına gelen Satanizmi ülkenin gündemine oturtuverdi. Satanistler toplumun yüzleşmek zorunda kaldığı istenmeyen çocuklar olarak bir hayli rahatsızlık uyandırdı. Bir kesim, anne babaların ilgisizliklerini suçlarken bir kesim durumu manevi boşluğun doğurduğu bir sonuç olarak bir diğer kesim ise batı ülkelerine git gide artış gösteren mistik tarikatlara yönelişin tezahürü olarak değerlendirdi.

Kanaatimizce bu sebeblerin hiçbirisinin tam olarak açıklayamayacağı Satanizm hadisesi, modern dünyadaki egemen seküler-laik sistemin gerçek yönelimini deşifre eden ve belki de bu sistemi en iyi şekilde yorumlayan bir niteliğe sahip bulunmakta. İlahi olanın, dolayısıyla varoluşa dair anlamın hayatın içinden vakumlanarak yok edilmesi, Satanizm'i ya da benzeri akımları üreterek onları bu sistem içinde varılabilecek nihai noktaya yani kötülüğün zirvesine sürüklemekte. İnsana en büyük acıyı veren yani o anlamsız bir dünyada anlamsız bir hayatı yaşamak zorunda bırakan egemen sistemden intikamlarını onun ürettiği sahte iyilere ve güzelliklere karşı başkaldırarak alan Satanizm ve benzeri akımlar özellikle iğrenç ve kötü olarak değerlendirilen eylemlerde bulunmaktalar. Yaptıkları eylemler ne kadar iğrenç ve kötü olursa onların anlamsızlıktan aldıkları intikam duygusu da o kadar pekişmekte. Biraz farklı konumda olan Satanizm'i bir kenara bırakırsak konserlerinde sahnede civciv ezen heavy metal müzik guruplarını, batı ülkelerinde çok yaygın hale gelmiş olan porno endüstrisini çarpıcı örnekler olarak gösterebiliriz.

Yerli Satanistleri ve benzeri akımları da bu çerçevede değerlendirmek mümkün. Seküler-laik sistemin etkileri arttıkça bu coğrafyada da benzeri tepkilerin artacağını beklemek anlamsız olmasa gerek. Asıl kendisi şeytani vasfa sahip olan egemen dünya sisteminin sahte iyiliklerinin ve güzelliklerinin ülkemizdeki destekçisi olan kesimlerin sözcüsü konumundaki medya, bundan dolayı olsa gerek Satanist'lere ve onların iğrençliklerine karşı kendisinden beklenmeyecek bir tepki gösterdi. Özellikle ruhunu şeytana satmış Faustvari kadrolarca yönetilen holding medyasının şeytana tapanlara karşı gösterdiği reaksiyon oldukça ilgi çekici mahiyette idi. Şeytana uymakta üstlerine olmayan medya organlarının şeytana tapanlara karşı başlattığı kurtarma operasyonu traji komik bir durum arzediyordu. Öte yandan satanistlere karşı harekete geçen sadece medya değildi, Allah'a ve peygamberine savaş açan, insanları Allah yolundan alı koymaya çalışan her türlü ahlaksızlığın yaygınlaşmasını sağlayan yani şeytana uyan insanlara, şeytanın hizbine karşı sessiz kalan Diyanet teşkilatı şeytana taptıkları ortaya çıkan üç genç için hemen harekete geçip camilerde hutbe okuttu. Polis teşkilatı da anti-Satanist operasyon içinde yer alarak bar ve diskolardaki normal(!) gençler arasından şeytana tapanları saptama gayreti içine girdi.

Bütün bu girişimler sahte iyilik ve güzellik bekçilerinin modern şeytan kovuculuğuna soyunduğunu çağrıştırmakta. Orta Çağ Hristiyan dünyasındaki şeytan kovucularına öykünen modern şeytan kovucuları Satanistlere karşı açtıkları savaşla sanki şeytanlardan ve kötülükten arınmış bir toplumun bayraktarlığını yapmaktalar. Ancak bu 'sahte iyilik ve güzellik' savunucularının dayandığı egemen seküler-laik sistemin ürettiği şeytani oluşumlar etkilerini arttırarak varlıklarını devam ettirmekteler. Şeytana uyanlar şeytana tapanlara karşı açtıkları savaşla kedi kanı içilmesi gibi 'iğrenç' eylemin yaygınlaşmasını önlemeye çalışmakla birlikte içki, kumar gibi 'şeytan işi' faaliyetlerin artarak devamına destek olmakta. En az kedi kanı içmek kadar iğrenç olan birçok gayri ahlaki davranış Televole benzeri programlarda sahte iyilikler ve güzellikler hanesine eklenmekte. Gaspedilen haklarını arayan başörtülü öğrencilere ancak şeytanın aklına gelebilecek ithamlarda ve hakaretlerde bulunulmakta. Hatta İslami değerleri onurla savunan bu öğrenciler şeytanın dostları olmakla itham edilebilmekte.

Şeytani bir işleyişe sahip olan egemen sistemin savunucularının tüm bu kirli eylemlerini devam ettirmektelerken şeytana tapanlara karşı bu kadar tepki göstermelerini Satanizm'in onların gerçek yüzlerinin somut ve deşifre edilmiş biçimi olmasının payı nedir, sorusu akla gelmekte. Seküler-laik sistemin savunucularının Satanistlere karşı açtığı savaşın sebebi asıl satanistlerin kimler olduğunun gizlenmeye çalışılmasından başka bir şey olmasa gerek.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR