"Gelecek ağacını dikmek, işte dileğimiz bu... Gelecek, herkesin olduğu herkesin herkesi tanıdığı ve saygı duyduğu, sahte ışığın son savaşını verdiği yerdir..."

Subcomandante Marcos

Soğuk savaşın ardından, tek kutuplaşan dünyada dengelerin yok olmasıyla yaygınlaşıp çılgınca saldırganlaşan kapitalizmle karşılaştık. Küreselleşme olarak tanımlanan bu neo-imperial saldırganlık, kendi "yaşam tarzı"na alternatif olabilecek herşeye karşı terör estirmesi gerçekliği ile karşı karşıya kaldık. Yıllardır acıların, yıkımların kol gezdiği ölümlerin eksik olmadığı başta Ortadoğu olmak üzere 3. Dünya gerçekliğini egemenlerin dışındaki kaynaklardan öğrenmeye başlayan "Batı" insanı, çıplak gerçek karşısında bir şeyler yapma ihtiyacı hissetti. Barışçı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünya beklentisi içindeki insanlar, naklen savaşların garipsenmediği, devlet terörünün kol gezdiği, haberlerin tahrif edildiği, kalemlerin satın alındığı, inanç ve gerçeklik duygularının yitirildiği bir dünyada olduklarını görünce harekete geçtiler...

Küresel kapitalizme karşı evrensel vicdanın harekete geçmesiyle, otuz-kırk yıl önce hayal bile edilemeyen bir hareket ortaya çıktı: Küreselleşme Karşıtlığı...

Anti-Globalistler'in tüm dünyada kendisinden söz ettiren ilk eylemliliği 18 Haziran (J 18) Küresel Protesto Günü'ydü. Dünya halklarına karşı tefecilik yapan egemenlerin kontrolündeki finans merkezlerine karşı yapılan bu J 18 dünyanın farklı yerlerinde onbinlerce insanı sokağa dökmeyi başarmıştı... Herkes aynı soruyu soruyordu. "Kim bunlar?" Birbirini tanımayan, farklı ideolojik görüşe sahip bu insanları biraraya getiren şey neydi? Ne istiyordu bu insanlar?

New Politics Research Group'ta (Yeni Politik Araştırmalar Grubu} politik ve sosyal hareketler üzerine araştırmalar yapan Tim Jordan bu soruların cevabını "EYLEMCİ!" isimli kitapta vermeye çalışıyor.

Kitabı üç ana bölüme ayırabiliriz. Birinci bölümde "Eylemci!" kavramlaştırılıp tanımı yapılmış. Eylemciliğin "düzen karşıtı" olması gerektiğini söyleyen Tim Jordan; "Eylemciliğin temelinde karşı çıkma yatar, çünkü değişim talebi olmadıkça, kolektif eylem siyasal bir çehre kazanmaz." diyor ve devamla eylemciliğin kısa bir tarihçesini veriyor. Kitapta en çok yer kaplayan ikinci bölümde, küreselleşme karşıtı hareketler ve eylem çeşitleri anlatılıyor; Zapatista'lardan İskoçya'daki Kardelen hareketine kadar bir çok küreselleşme karşıtı grup hakkında bilgiler yer alıyor. "Ahlak, Eylemcilik, Gelecek" ismini taşıyan son bölümde eylemciliğin ahlakı tanımlanmaya çalışılıyor. Burada en fazla öne çıkan şey, farklı siyasal görüşler ile yani "öteki" ile farklılığını yok etmeden birlikte yaşayabilme ahlakı. Gelecek ile ilgili ya da küreselleşme karşıtlarının başarılı olması durumunda ne olacağı hakkında kitapta fazla bir şey bulamıyoruz. Bunun böyle olması da normal. Çünkü dünyanın gidişatından memnun olmayan bu insanların gelecekle ilgili alternatif bir projeleri yok.

ABD'nin, "yaşam tarzına" en ciddi muhalefet potansiyelini bünyesinde barındırın Ortadoğu'ya yerleşme projesinin bir parçası olarak Irak'a saldırmasıyla iyice alevlenen küresel karşıtlığı biz müslümanları da yakından ilgilendiriyor. Bölgemizdeki muhalefeti boğmak için saldıran küresel kapitalizme "hayır" diyen bu insanları tanımak bizim için bir sorumluluktur. "EYLEMCİ!" kitabının, yeni dünyayı tanımamıza önemli katkıları olacaktır.