1. YAZARLAR

  2. Bülent Şahin Erdeğer

  3. Sadece Atlar mı Sarhoş?

Bülent Şahin Erdeğer

Yazarın Tüm Yazıları >

Sadece Atlar mı Sarhoş?

Nisan 2001A+A-

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de sinemaseverlerin beğenisine sunulan bir film Türkiye'deki tabuların refleks bir biçimde nasıl alevlenebildiğim gösterdi herkese... Filmin dilinin Kürtçe olması bir suç sayılıp filmi Türkiye'ye getiren şirketin sorumlusu televizyon kanallarında azarlandı, aşağılandı. Suçu ortadaydı işte. Türkiye bölünmez bir bütündü ve bir sinema ile vatan bölünecekti...

İranlı yönetmen Behmen Ghobadi'nin başarılı bir eser olarak ortaya koyduğu orijinal adı "Zamani Baraye Masti Ashba" olan "Sarhoş Atlar Zamanı" isimli sinema filminin konusu gayet iyi bir kurgu ile gerçek olayların üzerine kurulmuş. Filmin kahramanlarının da gerçek kişilikler olması eseri sıradan bir sinema olmaktan çıkararak Ortadoğu'da mazlum bir hayat kesitinin belgeseli niteliğine bürümüş. Ayrıca yönetmenin eserini kendi halkına, filmin kahramanı olan insanlara ithaf etmesi de anlamlı bir mesaj... Sarhoş Atlar Zamanı, İran'ın Kürdistan eyaletinde yaşayan bir kaçakçı ailesini konu ediniyor. Babası İran-lrak sınırında kaçakçılık yaparken mayına basarak ölen ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan Eyüb'ün ve kardeşlerinin geçirdiği zor koşulları Eyüb'ün kız kardeşinin gözünden seyirciye sunuyor Ghobadi. Ölümcül bir hastalığa yakalanmış ve ölmek üzere olan kardeşini kurtarmak için ölümü göze alan Eyüb'ün mayınlı sınırı geçme girişimi bölge coğrafyasıyla küçük bir çocuğun mücadelesini gözler önüne seriyor. Sarhoş Atlar Zamanı, muhataplarına, ulus devlet sınırlarının, uluslaştırılmak istenen insanların hayatlarının nasıl itinayla zehir edilebileceğini de gösteriyor. Bu ironi daha önce Türkiye yapımı "Propaganda" ve "Sınır" filmlerinde de işlenmişti... "Sarhoş Atlar Zamanı" seyirciye aynı zamanda sanatın hayatın içinden gerçek kesitlerin yansıtılmasıyla daha da işlevsel, daha da değerli olabileceğini gösteriyor. Ezilen insanların hayat mücadelesi hiç kuşkusuz sanatın gündemi olmalı. Adını soğukta donmamaları için alkol içirilen atlardan alan film, gerçekten İran sinemasının diğer örnekleri gibi, cinsellik ve şiddet içeriği ağır basan Amerikan sinemasına karşı, alternatif olabilecek nitelikli bir çalışma.

Sarhoş Atlar Zamanı'nın ülkemizde despot bir mantıkla baştan mahkum edilmesi, filmin kültürel anlamda değerlendirilmesine imkan tanımayacak ölçüde sığ ve geri bir fanatizme kurban etti. Dili Kürtçe olan bir sanat eserine bile saldırabilen, gerçekleri muhakeme etme yeteneğini kaybeden, Vatan Millet Sakarya çığlıkları arasında sarhoş olan bir zihniyetin bu ülkeye egemen olması elbette hem insanlık hem de sanat açısından içler acısı. Bu sarhoşluk hali o kadar baskın ki filmde anlatılan ve yürekler parçalayan dramı görmezlikten gelen, eserin tüm dünya sinema çevrelerince ödüllendirilmesini dikkate bile almayan anlayış, filmin dili konusunda çok hassas. Ellerinden gelse rüyalara bile sansür koyacak olanlar, çağdaşlıktan dem vurarak halkı kandırmaya çalışıyorlar. Oysa ekonomisinden siyasetine ailesinden toplumuna kadar niteliksizliğin egemenliğinin kanıksandığı bir ülke haline getirilen Türkiye'de kültür alanında da tek tipçi yönetmeliklerin halkı böyle kaliteli sanat eserlerinden koruması(!) gerekirdi...

Sarhoş Atlar Zamanı sadece atların sarhoş olmadığını gösterdi bizlere.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR