1. YAZARLAR

  2. Beşir Eryarsoy

  3. Milli Gençlik Dergisi

Milli Gençlik Dergisi

Ekim 1994A+A-

Milli Gençlik dergisinin 1974 Kasım-Aralık sayısında "Kur'an Açısından Millet ve Milliyetçilik" başlıklı bir yazınız yayınlanmıştı. Bu yazınızda soy, toprak, dil birliği gibi tasniflerin Kur'ani olmadığını, temel birliğin din bağı ile sağlanabileceğini ifade ediyordunuz.

Oysa ırkçılığa karşı çıkmakla birlikte MTTB ve Milli Gençlik dergisi yöneticileri genellikle İslam bağı ile soy ve toprak bağını sentezleyen bir düşünce taşıyorlardı. Türkçülüğe karşı olduğu halde ulusal değerleri ölçü edinme yanlışından yeterince anmamış MTTB gençliği arasındaki o dönem tartışmalarını da yansıtan söz konusu yazınız olumlu ve olumsuz ne gibi tepkiler almıştı?

Hak Söz

- 7O'li yıllar müslümanların kendilerine İslam adına intikal eden fikri ve kültürel değerlerin doğruluklarını sorgulamaya başladıkları yıllardır. O döneme kadar müslümanlar, kendilerine egemen güçler ya da medya tarafından yakıştırılan "milliyetçilik, sağcılık, mukaddesçilik" gibi sıfatları, komünizme karşı olmak gibi görevleri sorgulamadan ve adeta kendi misyonlarının bir gereği imiş gibi tereddütsüz kabul edebiliyorlardı. Müslümanın komünizme karşı olması elbette gerekirdi ama egemen sisteme ve kapitalizme karşı sessiz kalıp komünizme karşı çıkmanın ciddi bir anlamı olmuyordu.

Müslümanların bu yıllarda kendi durumlarını, konumlarını, fikri ve kültürel miraslarını sorgulamaya çalışmalarının ve yavaş yavaş İslam'ı bir bütün olarak algılamaya, egemen düzenin bir alt kültürü değil de ferdi ve sosyal, ekonomik ve siyasal hayata, kısacası hayatın tüm alanlarına ve her türlü ilişkiyi belirleyecek şeklide egemen olması gerektiğine inanmalarında, Mevdudi, Seyyid Kutup ve benzeri müslümanların eserlerinin tercüme edilmesinin çok büyük katkıları olmuştur.

Hatırladığım kadarıyla o yıllarda böyle bir yazı, milliyetçiliğin İslam'ın bir gereği ya da en azından İslam'a herhangi bir aykırılığı bulunmayan bir tez olarak algılanmasının ve bunun böyle olduğunun ısrarla ifade edilmesinin yanlışlığını vurgulamak maksadıyla yazılmıştı. Dediğim niteliklerde İslam'ı bütün olarak algılamanın ve öylece İslam'a talip olmanın gereğini kavramış bütün müslümanlar, o günlerde benzer bir sorgulamayla vakıamıza eğilmenin gereğini kabul ediyorlardı. O günün şart ve imkanları içerisinde müslümanlar bu konuda birtakım hizmetler yapılmaya çalışıldığı ve bunun kendi özünü keşfetme heyecanıyla yapıldığı hatırlardadır.

İşte o dönemin MTTB'sinin sözünü ettiğiniz çerçevede netleşmemiş bir kimlikte olmasının asıl nedenleri arasında, o dönemlerde bütün müslümanların samimi olarak İslam'a talip olmak arayışı sürecine girenlerin, ifade yerindeyse fikri anlamda bir gömlek değiştirme döneminden geçmiş olmaları da vardır.

Özel olarak sözünü ettiğiniz yazı dolayısıyla doğrudan bir tepki aldığımı hatırlamıyorum ama, bir kaç ay sonra öğretmenliğe başladığım Gümüşhane şehrinde bu yazı çerçevesinden hareketle bazı öğrencilerimle tartışmayla başlayan bir diyaloga girdiğimi, sonuçta kimisinin milliyetçi düşüncenin yanlışlığını kavramaya başladığını, bir süre sonra da net bir İslami çizgiye geldiğini müşahade ettim.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR