1. YAZARLAR

  2. Ahmet Örs

  3. Hep umutsuzluk ve karamsarlık mı olacak?

Hep umutsuzluk ve karamsarlık mı olacak?

Temmuz 1996A+A-

Cihan Aktaş üçüncü hikaye kitabını da yayınladı. Son yıllarda hikayeye daha bir ağırlık veren Aktaş, üretken yazarlarımızdan. Geçen yıl yayınlanan "Son Büyülü Günler" kitabından bir yıl sonra "Acı Çekmiş Yüzünde"yi yayınlaması bu üretkenliğinin bir göstergesi.

Yazarın bu kitabı da kadınlar üzerine kurulmuş. Hikayeler kadın bakış açısıyla oluşturulmuş, bu arada bir iki hikayede olsa da erkek kahramanların dünyası da verilmeye çalışılmış. "Üç İhtilal Çocuğu" ve "Son Büyülü Günler" daha çok İslami mücadeleyi bir dönem yüklenmiş, daha sonra mutsuz evlilikler yapmış, çevreleri değişmiş ve hayatta atıl bir durumda kalmış kadınların hikayesini anlatmıştı. "Acı Çekmiş Yüzünde'" kitabında ise bu çizgi devam etmekle birlikte sıradan diyebileceğimiz, günyüzüne çıkmayan, toplumun derinliklerinde süren problemler, insanlar işlenmiş. Bu üslubuyla yazar hayatın biraz daha içine girebilmeyi başarmış.

Kitap sekiz hikayeden oluşuyor. Bazı hikayeler Dergah dergisinde yayınlanmıştı. Hikayelerde bir bütüncüllük görülüyor. Konu ve üslup bakımından kurulan bu bütüncüllük uzun hikayelerle romana doğru gidiyor. Belki yakın bir gelecekte Aktaş'ın romanlarını da okuyabileceğiz. Hikayelerde diyaloga az yer veren yazar daha ziyade iç dünyayı kahramanların düşünceleriyle anlatma yolunu seçmiş. Bir tür iç hesaplaşma, geçmişi sorgulama söz konusu. Kahramanlar ideallerini sürekli kılamamaktan müştekiler. Hayat hiç bir zaman beklendiği gibi olmamaktadır. Gelecek için yapılan tasarılar geçmişte kalmakta ve basit, anlamsız bir yaşantıda figüran olunmakta, seviyesiz bir çevre içinde silikleşmektedir. Mutsuz evlilikler, uygun bir eş bulamama, farklı bir insan olmak isterken-veya öyleyken- ailevi problemler karşısında ezilmişlikler işlenmiş hikayeler boyunca. "Erkekler kızları okulda veya işte beğeniyorlardı. Sonra bu kızları ev kadını yapıyor, daha sonra da onları ev kadınlığı hali içinde beğenmemeye başlıyorlardı. Mesela Nusret gibi İslamcı entellektüeller."(s.181)

Hikayelerde genel olarak bir umutsuzluk, kırılganlık ve karamsarlık havası hakim. Mücadeleyi, İslami tavrı süregenleştiremeyen, başarısız olan, insan veya hayat için hiç bir ümit besleyemeyecek konuma gelmiş sıradan insanlardan oluşuyor kahramanlar. Anlaşılmayan sanatçılar, mutsuz insanlar. Somut olarak karşımıza çıkmayan, belki de önemsenmeyip bastırılan konuları işlemek sanatçıdan beklenen bir duyarlılık. Ama okuyucu olarak bizler Cihan Aktaş'tan-bunların yanısıra-iyi şeyler yapabilen insanları, her şeye rağmen kararlı bir şekilde çizgisini sürdüren, hayata umutla bakan, umut eken insanların hikayesini de istiyoruz.

Hikayeler önemsenmeyen ayrıntıların, belleklerimizde yer eden hatıraların, yanlışların ve doğruların dünyasını verir bize. "Acı Çekmiş Yüzünde" bu havayı veren dost bir hikaye kitabı.

"Hayal perdesi, her şey yalandı. Yaşanmış olan geçip gidiyordu. İnsan ölüme bir başına gidiyordu." "Bin yıl bile ölüm gerçeği karşısında neydi ki?" (S.224)

Sonuç olarak; üç ihtilal çocuğu büyüdü, son büyülü günleri yaşadı, şimdi ise acı çekmiş yüzünde olgunlaşmış bir bakışı var.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR