1. YAZARLAR

  2. Abdulhakim Beyazyüz

  3. Hakkı Söylemek Konusundaki Çabasına Şahidim

Abdulhakim Beyazyüz

Yazarın Tüm Yazıları >

Hakkı Söylemek Konusundaki Çabasına Şahidim

Mart 2016A+A-

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla.

Haksöz dergisi ile dostluğumun üzerinden yaklaşık 25 yıl geçti. Bu süreç boyunca Haksöz, Kur’ani bir duruşun temsilcisi, Müslümanların düşünsel ve pratik sorunlarına çözümler üreten ve yapılan her türlü haksızlığa cevap veren bir okul/dergi olarak çizgisini bozmadan yayın hayatına devam etti. Bu çerçevede çoğunlukla düşünüp hissettiğimiz ancak dillendirmede yeterince başarılı olamadığımız konuları gündemleştirebilmeyi başardığını rahatlıkla söyleyebilirim. Haksöz'ün özellikle Müslümanların zor zamanlarında, hak ve gerçek olanı söylemek konusundaki çabasına ve ısrarına şahitlik ettiğimi gönül rahatlığıyla ifade edebilirim.

Haksöz'ün İslami hassasiyetten kaynaklanan heyecanlı, sağlam ve özverili duruşunu görüp değerini takdir eden kesimlerden birisi de Kürdistan coğrafyasında yaşayanlardır. Zira başörtüsü yasağı zulmünü yaşayan hanım kardeşlerimizin Haksöz dergisinin büyük desteğini unutması nasıl mümkün değilse; Kürtçülük suçlamasını göğüsleyip kafatasçı baskılara direnerek Kürt kardeşlerinin haklarına sahip çıkan ümmetçi Haksöz’ü de Kürt Müslümanlar olarak unutmamız ve takdir etmememiz mümkün değildir.

Haksöz dergisi 25 yıllık yayın hayatı boyunca özellikle hakkı söylemek konusundaki ısrarı sonucu çokça eleştirildi. Eleştirilerin bir kısmını haklı eleştiriler oluşturmuş ancak büyük çoğunluğunu haksız yere yapılan eleştiriler oluşturmaktadır. Haklı eleştirilerin olduğu hususlar genelde derginin geliştirilmesine dönük olarak yapılan; Kur’an araştırmalarının, edebiyat ve sanatla alakalı yazıların ve İslam dünyasıyla ilgili nitelikli çevirilerin artırılması şeklindedir. Dikkat edilirse bu eleştirilerin dergi yönetimi tarafından da desteklenmemesi mümkün değildir. Ancak bu taleplerin yerine getirilmesi için daha vasıflı kadro ve imkânlara sahip olunması gerektiği ve maalesef derginin şu an buna sahip olmadığı da açıktır. Dolayısıyla dergiyi geliştirmek ve eksikliklerini gidermek isteyen kardeşlerin, yapacakları katkılar ve oluşturacakları imkânlarla Haksöz'e destek olmalarından başka çıkar yol gözükmemektedir.

Yapılan haksız eleştiriler ise genellikle derginin elit bir dile sahip olduğu, elit bir seviyede meseleleri müzakere ettiği, sadece siyasi meselelere yoğunlaştığı şeklindeki hususlardadır. Bu eleştirileri yapan kardeşler, iddia ettikleri bu nedenlerden dolayı, derginin halka, gençlere, kadınlara, çocuklara hitap edemediğini söylemektedirler. Bu tespitleri yapanların aslında hiçbir derginin tüm kimliklere ve tüm seviyelere aynı zamanda hitap edemeyeceği gerçeğini gözden kaçırdıklarını söyleyebiliriz. Bu kardeşler, Haksöz dergisinin değil de Haksöz camiasının tüm kesimleri kuşatacak bir yayın ağı genişliğine sahip olmadığı tespitini yapsalar, bu tespitleri haklı ve doğru bir tespit olurdu. Ancak Haksöz dergisinin tüm kesimlere hitap edemediğini dile getirerek eleştirmek, çok isabetli bir duruma karşılık gelmiyor. Ayrıca Haksöz dergisinin, kadrolarını ve kadrolarının sahip oldukları eğilim ve imkânları göz önünde bulundurarak derginin dili ve konularıyla ilgili bilinçli bir tercih yaptığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Allah’ın izniyle Haksöz’ün belli bir oranda bu hedefini başardığını Kur’ani bir anlayışın yaygınlaşması ve siyasi meselelerde bir derinliğin yakalanması anlamında Türkiyeli Müslümanlara katkılar sunduğunu söyleyebilirim. İnşallah Haksöz dergisi bu güzel duruşunun bereketini ileri boyutlara taşıyarak, Türkiyeli Müslüman kardeşlerinin ıslah çabasına daha fazla katkı sağlayacaktır. Rabbimizden Haksöz'e peygamberlerin günümüzdeki seslerinden bir ses olmasını nasip buyurmasını niyaz ediyorum.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR