1. YAZARLAR

  2. Mehmet Sait Çakar

  3. Gönülden Garp Gözden Irak

Mehmet Sait Çakar

Yazarın Tüm Yazıları >

Gönülden Garp Gözden Irak

Ekim 2004A+A-

I

İnsanın süregiden serencâmı bu!

Kendi hevalarını metal helvalardan üretip

Heveslerini biçimli silahlarda kutsayarak,

Demir putlarıyla, pusatlarıyla

Mekanik savaş tanrılarıyla

Tamtamlarıyla, maharetli tanklarıyla

Toplu kıyım totemleri tonluk bombalarıyla

Yerde büyüklenmeye işaret gökte uçaklarıyla

Siyah fillerini toplamışsa beyaz birer Ebrehe

Yığmışsa teçhizatını ortaya.

Mutlu Noeller için, hafta sonları için,

Sade kendi hayatını belirgin kılmak için

Dayamışsa kapkara kalemini

Çok zavallı bir halkın alnına…

Sen düşünmelisin bu halkın mazlum alnını;

Kara mı, kararmış mı, karartılmış mı yazısı?

Düşün ki çok zavallı bir halk, yıllarca

Yıllarca yerli putlara kurbanlarla yaranamayan

Bu halk yaralı.

Yereli yıkılınca yorulmuş tanrılardan

İthaline genç bir kıyamla kalkıp

Halkolmayı hak etmeye davranan bu halkı…

Bu halkı düşün, bilen ama ağlama!

Bir halk işte senin halkın bütün dünya halkları

Kıyılan bölünen güdülebilen bir halk.

Ve bak tarih kitaplarında kesif kan kokuları,

Hiçbir halkın hırsı eminim değil.

Muhteris hükümdarlar şimdi Başkan'lar

Sayısız Nemrut görmüştür Babil.

Kaç tanrı yıkılmıştır Mezopotamya'da, gerçek!

Direngen İbrahimler baltasına uyarak.

Ağlama yoksul duygularla işte direnilecek,

Bitti denilen yerde yeniden başlanarak!

İşte şimdi tepeden tırnağa

Donanımlı haçlılar zırhlanıp zırhlanıp

Savaş baltalarına taze kan istiyorsa

Uygarlığı kılıflarına yakıştırıp.

O halde biz barbarlığa razı, yalınkılıç ve yaya

Yaslanıp Yaratan'ın inayetine,

Yakarıp dileyerek tedirgin ayaklarımızın

Musa'nın inşirahına sabit kılınmasını.

Çıkalım öylece şövalyelere

Hunhar drakulaya vampir sürülerine

Çıkalım Mortal Kombat'lara

Efsanevi atılarak direnerek destansı,

Yedi koldan yedi başlı ejderi yıldıralım.

Sadra şifa

Şahmeran olup şehirlerde yutalım onları.

Fakat şimdi brîndârsın için dışın yaralı!

II

Zulmolunca hayat bulur en acı gerçek:

Kemirir kentleri göklerce kirli gürültüler

Bedeldir denilir, ödenecek.

Kara bir tank kadar günahkar suskun dünya!

Kızıl alev kütlesiyle yutulurken açılmış bedenler

Kuru betonlar tuz buz,

Kuduz kemik, kudurmuş et!

Mor dumanlar, ejderha bulutlar,

Azgın şehvet!

Gözlerinin içine içine bakaraktan

Şiddetle abanırken kentlere,

Irak'ın utandırılmış bedeninden sızan

Kan!

Söndürülmüş şimdi mum, kırılmış kutlu fanus,

Aileler kapanmış birer yelpaze…

Namus kardeşlerim namus!

Kolay değil başka hiçbir şey gibi,

Hem de taptaze!

Teyzeler, ablalar, kız kardeşler

Nişanlılar, evliler, tertemiz eşler

Birleşik teröre sancıyarak

Tedirgin babalar, anneler;

Dizleri dövünmekten yara bere içinde…

Dövünür Ortadoğu yapay tarihin,

Doğal bir coğrafyaya tahakkümüne.

Mezar kitabeleri, ölü toprağı

Serpilmiş oğulları, kızları üzerine.

Ataların övgü yüklü öyküsü

Pembe perdeler germiş güne.

Ve kendini anılarına terk etmiş bir münzevi

Çürüyen bir durgun su; adı İslam Alemi.

III

Neyi hoş göreceksin, boğulup ruhbanlığın,

Kimliği belirsiz büyülü denizinde?

Şehvet çağı yansıması değil midir parlayan,

Mücella firavunlar suretinde yüzünde?

Uykusu birbirine karışınca halkların

Halka halka uzuyor zulüm zinciri,

Zenciler yerliler şimdi de İslam.

Dikkat, Irak kuyularından petrol,

Kentlerinden kan çekerken beyaz adam

Varillerce kanla karışık vurgun,

Taşınıyor ferah asfaltlarına

Sarışın üstü açık bir mutluluğun.

Peki ne yapmalı kardeşim ne yapmalı?

Bu eşsiz zulümleri hoş görerek

Kaderin fetvasına vererek bilinçsizce,

Allah'a dolaylama iftira mı atmalı?

Kaldıysa bir diyeceği yıllanmış cehaletin,

Desin bakalım!

Bir ahiret sevdasından ibaret kalınca din,

İnancını sıyırınca dünya sorumluluğundan

Nerde kan akıyorsa açsın baksın dünyaya;

Acı çeken kim?

Neymiş görsün acıdan ezilmişlikten

Bile kutsal bir haz uman tarik…

Dövene elsiz bükük, sövene dilsiz mazlum,

İmanıyla zalimi yüreklendiren tahrik!

Katkılarından dolayı teşekkür etmiyorum

Ama daha iyi çok daha iyi.

Ölü kelimelere ruh veren şiir gibi

Akıyor durgun sular, akarak arınıyor,

Yılların tortusundan bataklığından.

O insan denizleri derinden kabararak

Uğraşıp didinip savaşla çırpınarak

Irak'ta bir yeni halk halkoluyor yeniden.

Şimdi bak!

Usta bir şiirde

Dehşet devinimler çağrıştıran birer imge:

Felluce, Necef, Irak!

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR