1. YAZARLAR

  2. Ersoy Göveç

  3. Ezbercilik Terk Ediliyor Ama Resmi İdeolojinin Ezberleri Korunuyor!

Ezbercilik Terk Ediliyor Ama Resmi İdeolojinin Ezberleri Korunuyor!

Ekim 2005A+A-

İlköğretim 1. kademe (1-5. sınıflar) ders kitapları tümüyle, 2. kademe (6-8. sınıflar) ders kitapları ise kısmen değiştirildi. Kitaplar 3 başlık altında değerlendirilmektedir: Ders kitapları, öğrenci çalışma kitapları, öğretmen kılavuz kitapları.

Değişimin Adı ve istikameti

Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) yönetiminde hazırlatılan yeni kitaplar birçok değişikliği ihtiva ediyor. Değişimin ana istikameti Avrupa Birliği'ne uyum, rekabetçi piyasa ekonomisine kalifiye elaman temini, otoriter, statükocu, tekil zihniyetin kırılması olarak belirginleşmektedir. Bu boyutları itibariyle müfredat değişimini liberal ya da neo-liberal olarak değerlendirenler mevcuttur.

İlköğretim 2. kademe ve ortaöğretim müfredatında ileride yapılacak olası değişiklikler müfredat değişimi konusunda daha net değerlendirmeler yapmamıza imkan sağlayacaktır. Zira ilköğretim 1. kademe, somuta dayalı ve bir girizgah pozisyonunda olması itibariyle genel geçer bilgilerin verildiği aşamadır. Dolayısıyla eğer ders kitaplarından kalkarak değerlendirme yapılacaksa ve genellemede bulunup değişimin adı konacaksa, bunun için henüz erkendir. Birçok eleştirilecek yönü olmasına rağmen öğrenciyi aktif hale getirecek, düşünmeye ve sorgulamaya bir adım daha yaklaştıracak unsurlar taşımaktadır. Bu düşünmeye ve sorgulamaya CHP'nin altı oku, diğer kavimleri dışlayan Türk ulusçuluğu, Kurtuluş Savaşı efsanesi, askeri vesayet, din özgürlüğü dahil edilmemektedir.

Sosyal Bilgiler 5. Sınıf Kitabının Kritiği

TTK tarafından 18 Temmuz 2005 tarihinde olur verilerek MEB tarafından 402 bin adet basılan Sosyal Bilgiler 5. sınıf kitabı, 2000 yılındaki baskısına göre epeyce değiştirilmiş. Kitapta 8 ünite mevcut. Bunlar;

1. Haklarımı Öğreniyorum

2. Adım Adım Türkiye

3. Bölgemizi Tanıyalım

4. Ürettiklerimiz

5. Gerçekleşen Düşler

6. Toplum İçin Çalışanlar

7. Bir Ülke Bir Bayrak

8. Hepimizin Dünyası üniteleridir.

Ünitelerin işleniş sürecinde kolaylık sağlayacak bir "organizasyon şeması" kitabın başına yerleştirilmiş. Konuların öğrenci çalışma kitabı ile ilişkisi kurulmuş. Gazete haberleri, ilgili resmi beyan ve belgeler, ilgi çekici fıkra, masal, atasözleri vb. ile daha bir çok açıklayıcı vurgu ve yönlendirme ilgi uyandıracak çizim ve resimlerle desteklenmiş.

1. Haklarımı Öğreniyorum Ünitesi

Laik Ahlak Oluşturma Çabası

Modern bir kurguyla "birey" olma bilinci öne çıkarılmış. Yüce Allah'ın hayattaki yerine ilişkin hiçbir vurguda bulunulmamış. Tamamen laik- seküler bir hayat tasavvuru ve ahlak anlayışından hareket edilmiş. "İnsanlar neden nikah törenlerinden önce davetiye bastırırlar?" soruları gibi sorgulatıcı sorulara, "İnsanlar neden başı ve sonu olan bir mekanda yaşarlar?" gibi sorular dahil edilmemiş.

Yaşama hakkı, çalışma hakkı, eğitim öğretim hakkından kısaca bahsedilmiş. İnanç, ifade ve örgütlenme hakkı ise hiç zikredilmemiş. Aslında çok önemli bir ünite başlığı belirlenmesine rağmen içerik başlığın ağırlığını taşımaktan hayli uzak. Günlük hayatı planlı geçirme vurgusu yoğun olarak işlenmiş. Kamp yaşamı bir örnek proje olarak gösterilmiş.

'Bir Tertib'in Hukuk Mücadelesindeki Yeri

Ayrıca 1920 ve 30'lu yıllardaki uygulamalar hakların iadesi gibi kurgulanarak gasp edilmiş hakların üstü örtülmüştür. Yine M. Kemal özgürlük savunucusu bir kurucu figür işlevindedir. O kadarki M. Kemal'e suikast düzenlemekle suçlanan Atatürk'ün yakın bir arkadaşının mahkemece beraat etmesi onun hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını vurgular. Siyasi bir rakibin saf dışı edilmesi için düzenlenen bir tertip nasıl olur da böylesine bir konuya örnek verilebilir. "Suça yeltenilmiştir; ancak yargıç, buna kanacak ölçüde kanıt bulmuş değildir." (s. 23) diyen bu "hukukçumuz" İstiklal Mahkemeleri'nde sadece Kur'an'ı okumasını öğretiyor diye nice insanı "önce yargılayıp sonra asan" Kel Aliço'lara karşı nasıl bir hukuk mücadelesi vermiştir acaba! Kemalizm'in günahlarını temize çıkartma kimlerin hazırlattığı kitaplara kalıyor. Sistemden zihnen ayrışamayan insanlar, sistemin kitlelerce kabulü için hesap kitap yapıyorlar.

Unutturulmaya Çalışılan Başörtüsü

Haklar ünitesinde tahmin de edileceği üzere başörtüsü yok. Zaten nedense başörtülü fotoğraflar da hiç yer almıyor. Başörtüsü bu ülkenin sosyal bir gerçeği değilmidir ki M. Kemal'in başı şapkalı eşi Latife Hanım veya çay toplayan başı bağlı köylü kadın figürü tercih ediliyor? Bu yok sayma, görmemezlikten gelme tavrına neden mukavemet gösterme gereği hissetmiyor AK Parti iktidarı. Bunu yapmadığı gibi direnenleri töhmet altına sokan beyan ve eylemler içerisinde bulunuyor. Çözümün önündeki engel olarak göstererek direniş seçeneğini marjinalleştiriyor.

2. Adım Adım Türkiye Ünitesi

Türkiye'nin kültürel, coğrafi zenginliği 2000 yılındaki baskıya göre bir hayli ayrıntılı, doyurucu işlenmiş. Neşet Ertaş'tan mantının yapılışına kadar oldukça yerinde örnekler bulunmuş. Tabi bunlar Türk kültürünün unsurları olarak ifade edilmiş. Diyarbakır karpuzu, Siirt battaniyesi bu ülkenin zenginliği olarak vurgulanmış ama devamında Türk inkılabı ve Atatürk ara başlığı açılarak Türk ulus kimliğine ve kültürüne katılma dışında bir alternatif bırakılmamıştır.

Türk inkılabı ve Atatürk ara bölümü 50-67 sayfaları arasında işlenmektedir. Daha tutarlı, mantıklı olunmaya çalışıldığı izlenimini ediniyoruz. Aşırı methiyelerden kaçınılarak Kemalist paradigma işlenmeye çalışılmış.

 Öğrencilere çok önemli bir soru yöneltilmiş: "Günlük hayatta uymak zorunda olduğumuz kurallardan hangileri hukuk kurallarına aittir?" (s. 51) AB sürecinin getirdiği bir açılım olarak çok yerinde ve müstakil bir başlık yapmayı hak edecek önemi haiz bir vurgu. Ama inkılaplar başlığı altında bulunması bu vurguyu tartışmalı kılmaktadır.

3. Bölgemizi Tanıyalım Ünitesi

İçinde bulunulan tabii çevreyi harita, resim, karikatür, grafik ve sorularla kavratmaya çalıştığını görüyoruz. Yine öğrenci çalışma kitabında pekiştirici birçok etkinlik mevcut. İlgimizi çeken bir konu İç Anadolu Bölgesi işlenirken bölgede yaşamış önemli kişilerin isimleri verilmekte ve bunların bulundukları illerle eşleştirmeleri istenmektedir. Nasrettin Hoca, Pir Sultan Abdal, Ahi Evran, Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Hacı Bayram-ı Veli isimleri veriliyor. İslam'ın Türk kültürünün bir parçası olmadığını söyleyen CHP'li Ali Topuz'a da AK Parti'nin bir cevabı gibi duruyor. Ayrıca verilen isimlerin mutasavvıf ağırlıklı olmasını anlamlı bulmaktayız. Ünite sonunda öğrencinin kendi kendisini değerlendirmesi için "öz değerlendirme" bölümünün açılması da önemli bir yenilik.

4. Ürettiklerimiz Ünitesi

Bu başlık ta yeniliklerden biri. Ünitenin "anahtar sözlükleri"nden bazılarını verelim: İhracat, üretim, ekonomik faaliyet, prototip, üretim bandı, bayi, zanaat, ithal, rejisör, ebru, reklam vb. Görüldüğü üzere çok geniş bir çerçeveye yayılan bir üretim şekilleri hakkında doyurucu bir bakış açısı kazandırılmaktadır. Kaynakçanın öğrencinin ilgisini çekmesi için "şimdi okuma zamanı" (s. 113) gibi ilgi çekici bir başlıkla sunulması yerinde bir adım olmuş.

5. Gerçekleşen Düşler

Bilim ve teknoloji ağırlıklı bir bölümle karşı karşıyayız. İnsanlığa katkı sağlayan bilim adamlarına Ortaçağ Müslüman bilim adamlarından bir kişinin alınmaması bir eksiklik olarak kendini hissettiriyor. Teknoloji denince hemen akla modern dönemin getirilmesi büyük bir eksiklik. Müslümanların yaptığı çok büyük katkılar kayıt altına alınmışken bunun işlenmemiş olması batılılaşmacı geleneğin etkisinden kurtulunamadığını gösteriyor.

6. Toplum İçin Çalışanlar

Bu bölümde sivil toplum örgütlerinin tanıtılması amaçlanmış. Tema Vakfı, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Kızılay, Lösev gibi kuruluşlar tanıtılmış. Dikkat çeken ise "hayırseverler" başlığıyla Koç, Eczacıbaşı, Sabancı Topluluğu gibi kuruluşların tanıtılmış olmasıdır. TSK ise bu bölümün içerisinde yer bulmuştur. Yarı resmi kuruluşların dışındaki teşekküllerden bahsedilmemesini de bir eksiklik olarak kaydetmek gereklidir. STK ismine asıl yakışan kuruluşlar da zaten bunlar değil midir?

7. Bir Ülke Bir Bayrak

Türkiye'nin idari yönetimini tanıtan bir bölümdür. Yasa kavramının verildiği bölümde Anayasanın değişmez maddeleri vurgulanmış. "İyi ki Yasalarımız Var" başlığı altında kızların eğitim öğretim haklarının anayasal garanti altında olduğu vurgulanmış. Başörtülü kızların devlet eliyle öğretim dışına itilmesi ise, anlatılanları geçersiz kılan bir çelişki olarak varlığını devam ettiriyor.

8. Hepimizin Dünyası

Bu bölümde Almanya, Mısır, Japonya, Brezilya, Özbekistan'dan bahsedilmiş. Seçilen ülkeler birlikte düşünüldüğünde öğrenciye kabaca bir bakış kazandırabileceğini düşünüyoruz. Ülkeler öne çıkan tarihi, ekonomik, siyasi yönleriyle canlı bir şekilde işlenirken ufuk açıcı yönlendirmeler yapılmış.

Etkinlikler

Kitapta 100 etkinlik düzenlenmiştir. Bu yeni müfredatın en büyük yeniliklerinden birisidir. Uygulamanın içinde, pratik yaparak öğrencilerin daha iyi kavrayacağı muhakkaktır. Ama bu etkinliklerin şimdiki sınıf ortamında gerçekleştirilmesi için laboratuar gibi düzenlenmesi gerekmektedir. Yani okul mimarilerinin de yeni müfredata uyum sorunu mevcuttur. Bu ise zaman alacak bir uygulamadır.

Diğer Bazı Kitaplar

Ayrıca değerlendirilmesi gerekliliğini belirttikten sonra kısaca şunu söyleyebiliriz ki, bu kitaplar da birçok yönden yeniden düzenlenmiştir. Örneğin matematikte geometri işlenirken Japon kağıt katlama sanatına yer verilmiştir. Türkçe kitabında Ataol Behramoğlu, Cahit Zarifoğlu, Tolstoy gibi önceleri yer verilmeyen yazarların parçaları okuma parçası olarak seçilmiştir. Özellikle Tolstoy'dan seçilen parçanın çok etkileyici olduğunu belirterek alıntılamak istiyoruz: "En önemli vakit, içinde bulunduğumuz andır. Çünkü sadece o an bir şey yapabiliriz."

Özce

Eski kitaplara göre bazı olumlu adımların atıldığını gözlemleyebiliyoruz. Bunların bazıları; kitapların teknik, görsel ve baskı kalitesinin artmış olması, gereksiz tekrar ve öğrenci seviyesinin üstündeki bazı konuların ileriki yıllara ötelenmesi, bol etkinlik ve çok soru cevapla öğrencileri düşünmeye sorgulamaya ve araştırmaya teşvik ediyor olmasıdır. Okullardaki araç gereç eksikliği, sınıfların kalabalık olup bol etkinlik yapılmasının çok zor olması, okullardaki öğrenci mevcutlarının fazlalığı ve idarenin, öğretmenlerin memur zihniyetiyle hareket edip ek görev üstlenmeye yanaşmaması bu olumlulukları gölgeleyebilir. Sosyal Bilgiler kitabının, ismine yaraşır bir şekilde ülkemizin ve dünyanın toplumsal, coğrafi, siyasi, iktisadi, kültürel gerçekliğini aktarmasını beklemekteyiz. Yeni hazırlanan kitap, eskisiyle kıyas kabul etmeyecek derecede olumlu adımların atıldığı bir kitap olmuştur. Yalnız atılan adımlar yeterli değildir. Yeni açılan üniteler, başlıklar genel olarak yerinde olmakla birlikte içerikleri kısırlaştırılmış, resmi ideolojinin ezberlerine dokunamamıştır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR