1. YAZARLAR

  2. Tacettin Şimşek

  3. Dört İncil'in Yazılış Süreci

Dört İncil'in Yazılış Süreci

Aralık 2001A+A-

İncil kelimesi Yunanca "Euangelion" kelimesinden gelmektedir. "İyi haber" ve "müjdeli haber" anlamına gelen Euangelion1 ile Hıristiyanlar Kitab-ı Mukaddesin Yeni Ahid bölümünde yer alan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınan metinleri kastederler. Fakat bazen Yeni Ahid'i oluşturan bütün metinlere de İncil denilmektedir.

İnciller akidenin teşekkülünden sonra yazılmışlardır. Pavlus'un mektupları, tarihî kitaplar olan dört İncil ve Resullerin İşleri'nden önce kaleme alınmıştır. Tarihî kitaplar, yazılış tarihi itibariyle Pavlus'un mektuplarından önce olmalıydı. Ancak İsa'nın hayatını, yapıp ettiklerini konu edinen şifahi aktarım uzun bir zaman dilimine yayıldığından talimî kitaplar olan Pavlus'un Mektupları ve diğer kitaplardan sonra yazılmışlardır. Bunun sonucu olarak tarihî kitaplar Pavlusçu düşüncenin izlerini barındırırlar. Pavlus'un mektuplarının ortaya çıkışını, içeriklerini, Pavlus'un hayatını ve Pavlusçu Hıristiyanlığın oluşumunu, tarihî kitapların yazılış sürecini ve Allah kulu İsa'nın tarihsel kişiliğini, sonraları nasıl bir mit haline getirildiğini inceledikten sonra aktaracağız.

Şifahi Gelenekten Yazılı Geleneğe

Allah elçisi İsa ilahi mesajı çevresindeki insanlara sözlü olarak aktardı. Yaşadığı topluluk arasından kendisine kulak veren insanlar çıktı. Bu topluluk içinden İsa'yı yalnız bırakmayan, mesajın diğer insanlara ulaştırılmasında önemli bir görevi ifa eden yardımcılar/Havariler gibi şahıslar çıktı. Onlar üstadlarından (İbranice Rabbi; Yunanca didaskale) aldıklarını diğer insanlarla paylaştılar, onlara ilettiler. Bu gelenek İsa'nın vefatından sonra yardımcıları tarafından sürdürüldü. İlahi mesaj belirli bir dönem sözlü olarak aktarıldı. Burada sözlü aktarımın yanında yazılı aktarımın olmadığını söyleyemeyiz, Bazı araştırmalar Aramice bir metnin varlığından bahsetmektedirler. İsa'nın sözlerini ihtiva eden fakat şu an mevcut olmayan sahifelerin -ki İncil araştırmacıları buna Logia/Quelle (Q) demektedirler- varlığından söz edilir. Brian E. Wilson'un hipotezine2 göre ilk dönemde Aramice bir metin (Aramaic Logia) vardı, daha sonra bu metinden Grekçe bir metin (Greek Logia) oluşturuldu. Matta, Markus ve Luka İncillerinin yazarları bu metinden faydalanarak kitaplarını yazdılar.3

Dört İncil ilk dönemde anonim olarak aktarılıyordu. Çok sonraki dönemlerde yazarları belirlenmiş ve bunların havarilerden ve havari öğrencilerinden oldukları söylenmiştir.

İncil araştırmacıları olan D.F. Strauss, J. Wellhausen, F.C. Baur, M. Dibelius, R. Bulunan gibi şahıslara göre İnciller tarihsel İsa'nın öğretisini aktarmamaktadırlar. Diğer taraftan katolik ilahiyatçı Alexender Zwettler ise dünya edebiyatının hiç bir yapıtının kutsal metinler kadar itina ile rivayet edilmediğini söylemektir. Burada itina ile rivayet edildikleri belirtilen metinlerin (Codex) eski latince nüshaları arasında neden bir uyumun olmadığı sorusu sorulmalıdır. Eski Grekçe metinler arasında da bir uyum yoktur, metinlerde bir birini tutmayan kelimeler çok fazladır. Bu metinler arasındaki varyantların, kıraat farklılıklarının 250.000 civarında4 olduğunu İncil araştırmacıları tahmin etmektedirler.5

Yeni Ahit'in eski elyazma nüshaları Mısır metni, Süryani-Bizans metni ve Batı metni (Roma) olmak üzere üç ayrı metin olarak aktarılmışlardır. Codex Vaticanus, Codex Sinaticus ve Codex Alexandrinus gibi günümüze kadar tamamı veya bir kısmı gelen metinler, Mısır metni rivayet silsilesinin en önemlileridir. Süryani-Bizans metni silsilesinde birçok Süryanice çeviriler (Koine) vardır. Itala ve Vulgata gibi latince çeviriler ise Batı (Roma) metni silsilesinin önde gelen el yazma nüshalarıdır.6

El yazma nüshaların çok ve çeşitli oluşu İncil araştırmacılarını aslî metni aramaya/ortaya çıkarmaya itmiştir. Metin tenkidi bu çalışmaların en önde gelen metodudur. Bu metod ile nüshalar karşılaştırılarak aralarındaki farklar belirlenmektedir.7

İncil metinlerine yöneltilen eleştiriler sadece son dönem Kutsal Metin araştırmacıları tarafından gündeme getirilmemiştir. Eleştirilerin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Mesela Tatien ve İskenderiyeli Clement'in, İncillerin vahiy ürünü olan dini belgeler değil de birer tarihi doküman oldukları görüşünde oldukları belirtilir.8

İncillerin Kanonizasyonu9

Kilisenin apokrif saydığı azımsanamayacak çoğunlukta İncil (İsa biyografisi) vardır. Yeni Ahid'in kilisece tespiti (kanonizasyonu) uzun bir süreyi kapsamaktadır. Yeni Ahid külliyatı ile ilgili ilk liste (Kanon) çalışmasını M.S. 150'lerde Marcion10 yapmıştır. 3. yüzyılın başlarına doğru Yeni Ahid'e dair liste oluşmaya başlamıştı. Bu arada tartışmalar sürüp gitmekteydi. 4. yüzyılın başlarında Hıristiyanların ellerinde yüzlerce Kutsal Metin bulunmaktaydı. Gerçekleştirilen Konsiller sonucu bu metinlerin çoğu apokrif olarak görüldü.11 Kilise dört asır süresince Hıristiyanların bütünü tarafından kabul gören bir listeden mahrum kaldı. Kanonizasyon sonucu kabul edilen 27 kitap (5 tarihi kitap ve 22 öğretici kitap) bile aynı derecede kabul görmemiş, bazıları üzerinde yapılan tartışmalar sürmüştür. Bazılarınca muteber sayılan kitaplar diğerleri tarafından muteber sayılmamış veya daha az değerde görülebilmiştir.

Hıristiyan dünyasında ikinci asırdan beri İncillerin çokluğu ve onların sahihlikleri (otantik) ve apokrif oluşları üzerinde birçok münakaşalar yapılmıştır.12 Yapılan konsiller sonunda birçok kitap apokrif sayılarak devre dışı bırakılmış kanonik olarak dört İncil kabul edilmiştir/ettirilmiştir.

Dört İncil: Yazılış Tarihçeleri ve Muhtevaları

Kilise dört İncil sıralamasını şöyle yapar: Matta, Markos, Luka, Yuhanna. Dört İncil'in bu yazarlara izafe edilmesi daha sonraki dönemlerde olmuştur. Bu yazarlara 4. asırdan itibaren 'Evangelist' (İncil yazarı) denilmiştir. Hıristiyan geleneği Matta ve Yuhanna'yı havarilerden, Markos ve Luka'yı ise havari öğrencisi sayar. Metinlerin kaleme alınış tarihlerinde bir ittifak söz konusu değildir. M.S. 6513 ile 105 arasında değişen tarihler söz konusudur.

Matta İncili

Kilise tarafından birinci sıraya konulan Matta tarih sırasına göre ikincidir. Yani Markos İncilinden sonra kaleme alınmıştır. 2. yüzyılda yaygın olan geleneğe göre, Kafarnaumlu ve gümrük memuru olan daha sonra ise İsa'nın havarilerinden birisi olan Matta İsa'nın sözlerini Aramice olarak kaleme almıştı. Bu metine İsa'nın sözlerinden ibaret olduğu için, 'Sözler' anlamına gelen 'Logia' denilmiştir. Ancak bu metin muhafaza edilemedi. Bu kitaba daha sonra yeni ilaveler yapıldığı ve bugünkü Matta İncili'nin ortaya çıktığını belirtir araştırmacılar.14 Matta'nın kaleme alınış tarihi 70-80/80-90 yılları arası olarak kabul edilir. Bazı araştırmacılar altmışlı yıllarda yazıldığını iddia ederler. Yazıldığı coğrafya ise Suriye-Filistin bölgesidir.15 Matta İncili'ni yazan şahsın Markos ve Luka İncillerinde Levi adıyla anılan, gümrük memurluğu yapan ve İsa'nın çağrısı üzere ilk tilmizler (Havariler) topluluğuna katılan Matta olmadığı söylenmiştir. Nitekim E. Cufmann'a göre Matta İncili'nin yazarının Havari Matta olması imkansızdır. Nedeni ise yazarın Havari olmayan Markos'tan geniş çaplı istifade etmesidir. Matta İncili Yahudi düşünce sistemine uygun bir tarzda yazılmıştır. Müellifin Yahudi kültürü ve Eski Ahid hakkında derin bilgi sahibi olduğu görülmektedir.16 Eski Ahit düşüncesiyle yoğrulmuş okuyuculara (Yahudi-Hıristiyan topluluğu) hitap eden yazar, İsa'nın, peygamberlere geleceği önceden bildirilen Mesih olduğunu kanıtlamaya çalıştığı görülmektedir. Ve İsa'ya Davut'a varan bir neseb isnad etmektedir. Matta İsa'yı Yeni Ahid'in yasasını getiren yeni Musa olarak takdim eder. 130 yerde Eski Ahid'e atıfta bulunur. Yasa/Şeriat kaldırılmamıştır.

Matta İncilinin17 edebi yöntemi, İsa'nın sözlerini ve yaptığı işleri sistematik bir şekilde bir araya toplamak, İsa'nın görevini kronolojik olmaktan çok tematik bir düzen içerisinde sergilemek olmuştur. Dağdaki Vaaz (Bölüm 5-7) İsa'nın öğretilerinin bir özetidir. 28 bölüm (bap) dır.

Markos İncili:

İncillerin tarih olarak en eski olanıdır. Ve aynı zamanda en kısa olanıdır. Paulus'un ve Petrus'un talebesi olan Markos tarafından yazıldığı kabul edilmektedir.18 Bir rivayete göre Markos, Petrus'a tercümanlık yapmıştır. Petrus'un hatırlayıp aktardıklarını bir sıralamaya tabi tutmadan, serbest bir şekilde kaleme almıştır. 70 yılında19 Roma'da Yunanca kaleme alınan bu İncil Luka ve Matta tarafından kaynak olarak kullanılmıştır. Katolik rahip Roguet'e göre Markos "acemi bir yazardır". İncili ifade bakımından düşük bir eserdir. Hikaye kompozisyonu zayıftır. Cümleleri, birbirine sayısız "ve" bağlaçlarıyla yan yana koymuş; "ve" bağlacını direk bir çok bağlaç ve zarf yerine kullanmıştır. Ve çeşitli fiil zamanlarını birbirine karıştırmıştır.20 İsa'nın havarilerinden olmayan Markos, Matta'nın aksine İncilini Yahudi olmayan Hıristiyanlar (Putperest-Hıristiyanlar) için yazmıştır. Matta'nın aksine İsa'nın söylediklerinden çok yaptıklarının üzerinde durur. İsa'nı köy köy ve kasaba kasaba gezilerini anlatır. Muhteva olarak Matta İncili'ne yakındır. Markos olayları kısa ve öz anlatmaktadır. 16 bölüm (bap) dır.

Luka İncili:

Luka da Markos gibi Havarilerden değildi. Luka İncilini putperestlikten gelme Hıristiyanlar için kaleme aldı. Pavlus ile beraber olduğu, ona öğrencilik yaptığı bilinmektedir. Kendisinin Antakyalı bir ressam veya doktor olduğu sanılmaktadır. Yazıldığı tarih hakkında çeşitli rivayetler vardır. 80'li yıllara doğru yazıldığı sanılmaktadır. Luka'nın kültürlü bir çevreden (kültürlü bir helenist olduğu sanılmaktadır) olması İncilinde de hissedilmektedir. Edebiyat ve içerdiği tarihsel bilgiler açısından daha zengindir. İncilini zarif ve seçkin bir Grekçe ile kaleme almıştır. Luka İncilini Yahudi asıllı olmayan Hıristiyanlar için yazdığından müşrikleri cezbedecek hikayelere yer vermişitir. (Mesela Luka 7:1-10). Luka İncil'in bildirisinin evrenselliği üzerinde durarak İsa'nın yalnızca İsrail'in Mesih'i değil, "ulusların ışığı" olduğunu belirtir. İsa'nın yoksul ve düşkünlere karşı merhametini ve günahkarlara karşı bağışlayıcı olduğunu vurgular. Luka Incili'nde, İsa'nın yaşamında yer alan olaylar ve öğretilen ölümünün ve dirilişinin ışığında yorumlanmıştır. Resullerin İşleri'ni de Luka'nın yazdığı kabul edilir. Luka İncili 24 bölümdür.

Yuhanna İncili:

Geleneksel olarak İsa'nın 'en çok sevdiği' şakirdi Yuhanna tarafından Efes'te yazıldığı kabul edilir. Diğer üç İncil'den çok farklı olarak kaleme alınmıştır Yuhanna İncili. Yazarın Havari Yuhanna olduğu tartışmalıdır. M.S. 100 yıllarda kaleme alınan bu İncil'in Yunan felsefesini bilen ayrı bir kişi tarafından yazıldığı, savunulmaktadır.21 Yuhanna İncili bazı tarihi bilgiler ihtiva etmesine rağmen teolojiktir. Yuhanna'da İsa, Nasıralı bir peygamberden ziyade, insan şekline girmiş bir ilah şeklinde takdim edilmektedir.22 Sinoptik İnciller canlı meseller anlatırken, Yuhanna hayat, ışık, logos gibi kavramlardan bahseder. Yuhanna'da tam bir mistik hava hakimdir. Sembolik kullanımlar çoğunluktadır. Yuhanna İncili'nin bir fikri telkin etmek amacıyla yazıldığı düşünülebilir. Çünkü tamamen serbest bir edebi metindir. Sinoptik İncillerde başlangıçta İsa'nın ilahlığını açık bir şekilde ifade eden cümleler yoktu. Sinoptik İncillere bu ifadelerin daha sonraları yapılan tercümeler sırasında sokulduğu sanılmaktadır. Hıristiyan müellif Cercis Zevin'e göre, M.S. 96 yılında Asya ve diğer yerlerden gelen piskoposlar, Yuhanna'dan İsa'nın uluhiyyetini ispatlayan bir İncil yazmasını istemişler ve bu istek üzerine Yuhanna, bu İncili yazmıştır.23

Yuhanna'ya göre İsa; ışığı, gerçeği, hayatı getiren kişidir. Tanrı yolunu gösterendir. Bu öğretiler İsa'nın ölümünden önceki gece, son yemekte yaptığı uzun konuşmada bir araya getirilmiştir (Yuhanna 13-17).

Resullerin İşleri:

Tarihi kitaplar arasında yer alan Resullerin İşleri dört İncil'den hemen sonra gelmektedir. Luka'nın İnciline ek mahiyette yazdığı kabul edilir. Yazılış tarihi tartışmalıdır. İsa'nın semaya çıkışı, Pavlus'un Roma'ya seyahati ve oradaki ikameti anlatılmaktadır.

Sinoptik İnciller Problemi: Açıklama Çalışmaları

Matta, Markos ve Luka incillerine sinoptik (mukayeseli, uyumlu) İnciller denmektedir. Sebebi ise bu üç İncil'in arasında sıkı bir münasebetin ve benzerliklerin bulunmasıdır. Aynı konuyu anlatan üç İncil metinleri yanyana getirildiğinde bir bakışla metinlerin birbirlerinden nerelerde farklılaştıklarını, nerelerde birbirleriyle çakıştıklarını görebilmek mümkün olmaktadır. Sinoptik İndiler arasındaki benzerlikler, bu üç İncil'in müşterek bir kaynaktan faydalanılarak yazıldığı kanaatini doğurmuştur. Zira Markos'un anlattıklarının yüzde doksanı kısaltılmış olarak Matta'da, yüzde ellisi de Luka'da bulunmaktadır. Bu müşterek kaynak konusunda ise farklı teoriler ortaya atılmıştır. Sinoptik probleminin çözümü için son ikiyüz yılda çeşitli araştırmalar yapılmıştır.

İlk Kaynak (Logia/Q) Teorileri

İlk dönem Hıristiyan müellifleri bugün elde buluna dört İncil'in ortaya çıkmasından çok önceleri Matta tarafından yazılmış ve sözler manasına gelen "Logia" isimli bir metnin bulunduğunu belirtmektedirler. Matta'nın bu kitabı İbranice-Aramice kaleme aldığı ve Matta İncili'nin de Logia'nın genişletilmiş ve Yunanca yazılmış şekli olduğunu ifade etmekteler. Papias'ın verdiği habere göre Matta, Logia'yi İsa daha dünyada iken İbranice olarak yazmış. Ve Logia'da sadece İsa'nın sözleri varmış. Logia'nın önemli olmadığını söyleyenler olmuştur. Halbuki Logia'nın değeri daha artacakken, onun önemli olmadığı nasıl söylenebilir? Maalesef bugün bu Logia'nın ne asli nüshası, ne de kopyaları vardır. Dolayısıyla onun muhtevası hakkında yeterli bir bilgiye sahip olmak mümkün değildir. İlk dönem Hıristiyan müelliflerinin Logia'nın varlığını haber vermelerinin yanısıra, 18. yüzyıldan itibaren İnciller üzerinden araştırma yapmaya başlayan İncil araştırmacıları, dört İncil daha ortaya çıkmadan önce, kaynak bir metnin mevcut olduğunu, mevcut İncillerin bu metin'den istifade edilerek yazıldığını/çevrildiğini belirtmektedirler. Bu araştırmacılardan Lessing, 18. yüzyılın sonlarına doğru ortaya attığı bir tez ile dört İncilden önce, aslî bir İncil'in var olduğunu, bunun dilinin Aramice olduğunu, Matta, Markos ve Luka'nın (sinoptiklerin), İncillerini yazarken bundan bağımsız bir şekilde istifade ettiklerini söylemiştir.24 J. C. Eichorn da bu ilk asli nüshanın varlığını haber vermektedir. J. Wellhausen'e göre, bu ilk asli nüsha Markos'a aittir, Markos Aramice olarak bu ilk nüshayı yazmış, bilahare bunu genişleterek Yunancaya çevirmiştir. Ona göre, Matta ve Luka İncilleri, bu Aramice asli nüsha ile, bunun Yunancaya tercüme edilen nüshasından istifade edilerek yazılmışlardır. Zahn'a göre, bu asli nüsha, Markos'a değil, Matta'ya aittir. Halen elde mevcut olan Matta ve Markos, bu asli nüshadan istifade edilerek yazılmışlardır. L. Vaganay ise, asli nüshanın Markos'a ait olduğunu söylemekte ve Markos'un bunu, Petrus'un vaazlarından istifade ederek yazdığını ileri sürmektedir. Ona göre bu Aramice asli nüshadan, Aramice olarak Matta kopya edilmiştir. Yunanca yazılmış olan Matta ile Luka, bu Aramice yazılı olan Markos ve Matta'ya dayanılarak kaleme alınmıştır.25

Çeşitli ülkelerden bir araya gelen ilahiyatçılar 1989 yılında bir 'uluslararası Q-Projesi' ile Logia'yı/Q metnini mevcut metinlerden kalkışla ortaya çıkarma çalışmasını başlattılar. Bu araştırmanın sonuçları 2000 yılında açıklandığında çok ilginç bir iddia ile karşı karşıya getirmişti insanları. Sinoptik İncillerde, ve dahi Yuhanna ve Pavlus'ta temel noktayı oluşturan İsa'nın çarmıha gerilmesi ve tekrar dirilişi Logia'da yoktu. Logia'nın/Q Metni'nin Celile ve Suriye cemaatı arasında oluştuğu belirtildi. Bu cemaate göre İsa bir peygamber ve 'İnsanoğlu' idi. Bu metinde İsa karşımıza Allah'ın melekutunun ve kendi gelişi ile kıyametin/hesabın habercisi olarak karşımıza çıkmaktadır. İsa'nın çağrısı ise tevbeye, muhtaçlara, ezilmişlere karşı ilgi ve adaletedir.26

İki Kaynak Teorisi

Holtzmann 1863 yılında Matta ve Luka'nın İndilerini yazarken Markos İncilini layiha (1. kaynak) olarak kullandıkları hipotezini ortaya attı. 1886 yılında Weiss Matta ve Luka'nın Markos'un haricinde 2. bir kaynaktan daha faydalandıkları iddia etti. Buna Logia (sözler) veya Q (Quelle=kaynak) denildi. Matta ve Luka bu iki kaynağın dışında kendilerine ait özel kaynakları kullandılar.

Şemada görüldüğü gibi burada şifahi geleneğe yer verilmemiştir. İki Kaynak Teorisi sonraları Boismard tarafından geliştirilmiştir. Boismard'a göre Q Belgesinin yanında A, B ve C Belgelerinin (orijinal kaynaklar) varlığı söz konusudur. Boismerd nihayi redaksiyondan önce ara redaksiyonların varlığından bahseder.

Hıristiyanların Apokrif Kabul Ettiği İnciller

Kilisenin birçok İncili apokrif (sahte) kabul ettiğine değinmiştik. Apokrif olarak kabul edilen İndilerden bazıları şunlardır: İbranilerin İncili,27 Thomas İncili, Thomas'ın çocukluk İncili,28 Yahudilerin İncili, Diatessaron İncili,29 Marcion'un İncili, Gerçek İncil, Petrus'un İncili,30 Mısırlıların İncili.31 Arap Çocukluk İncili,32 Ogia veya İsa'nın sözleri, Nasıralıların İncili, Havarilerin İncili, Matthias'in İncili, Nikomediyos'un İncili, Küçüklerin İncili, Arapça İncil, Ermenice İncil, Yetmişler İncili, Hatıra İncili, Philippe İncili, Barnaba İncili33 vs..

Marcion İncili, Thomas incili, Philippe İncili gibi diğer bazı İnciller ilk Gnostik'lerin ürünüdür ve geleneklere bağlı Hıristiyan topluluğu tarafından kabul edilmeyen gnostik öğretiler içerir.

Dipnotlar:

1- Arapçada kullanılan İncil/Anacil sözcüğü de aynı kökenden gelir.

2- Hipotezin detaylı bir açıklaması için bakınız: http://www.twonh.demon.co.uk

3- Sinoptik İnciller bölümünde benzer hipotezlere ayrıca değinilecektir.

4- Harf farklılıkları bu sayıma dahildir.

5- Der gefaelschte Glaube, Karlheinz Deschner, Wilhelm Heyne Verlag, Münih 1993, s. 19-24

6- Atlas-Tafel-Werk zu Bibel und Kirchengeschichte, 2. Cilt, K. Hartmann, Quell Verlag, Stuttgart 1980, s. 20

7- Batıda bu sahada köklü araştırmalar yapılmıştır ve hala yapılmaktadır. Ancak bu çalışmalar sonucu İsa'nın getirdiği mesajı anlama/yaşama anlayışı çoğu İncil araştırmacılarında yoktur. Bu konuda onlara öncülük edecek, Allah'ın son mesajı olan Kur'an'ın öğretisini özümsemiş, Ehl-i Kitab'ın kutsal metinlerini anlamaya çalışmış insanların ortaya çıkması güzel semereler verecektir.

8- Mircae Eliade, Aspects du Mythe, s. 204; aktaran: Sadık Kılıç, Mitoloji Kitâb-ı Mukaddes ve Kur'ân-ı Kerim, Nil Yayınları, İzmir 1993, s. 93.

9- Kilise tarafından güvenilir, sahih kabul edilen metinlere Kanon denir. Sahih ve otantik kabul edilmeyenlere ise apokrif. Kanon: Boru veya çubuk, kıstas, Norm, Standart; Liste

10- Sinop doğumlu (M.S. 80) Roma vatandaşı ticaretle uğraşan zengin bir şahıs. Eski Ahid'in Tanrısının gaddar olduğunu, Yeni Ahit'in ise sevecen bir Tanrı'dan bahsettiğini söylemiştir. Yahudi aleyhtarlığını o kadar ileri götürmüştür ki Luka İncili dışındaki İncilleri kabul etmemiştir. Luka İncili ile birlikte Pavlus'un 10 mektubunu biraraya getirerek ilk kanonizasyonu 140 tarihinde yaptığı söylenir. [http://www.bibelcenter.de/bibel/chrtxt/ntcanon.php3]. Pavlus'un yazdığı söylenen bazı mektuplarını Marcion'un yazdığını iddia eden araştırmacılar vardır. Bu iddialara Pavlus'un mektupları bölümünde değineceğiz.

11 - Nasıralı İsa'nın öğretisini anlatan gezici tebliğcilere ait birçok mektup ve metin Kayser Konstantin döneminde toplanmıştı. Konstantin bu metinlerin bir kısmını kabul edilmesi gereken 'Kutsal Metinler' olarak belirledi. Bunlar arasında Roma vatandaşı olan Savlus (Pavlus)un mektuplarıda bulunuyordu. Birçok metin, Aramice ve İbranice olanlarda dahil imha edildi. İmha sebebi bu mektupların Roma için tehlike arz etmeleriydi. [http://mypage.bluewindow.ch/Ahmet/bil-dung/konzil.htm]

Bir kaynağa göre 270, ayrı bir kaynağa göre ise binlerce İncil vardı. Bütün İnciller İznik Konsilinde (325), bir odada bir masa altına konulmasına karar verildi. Sonra herkesin odayı terketrnesi istendi ve kapılar kilitlendi. Masanın üzerine gelecek İncilin hatasız bir versiyonu olması için piskoposlardan bütün gece ibadet etmeleri istendi. Sabah masanın üzerinde bulunan İnciller makbul kabul edildiler ve masanın altında kalanlar yakıldı. Odanın anahtarı kimdeydi? Bu makbul kabul edilen İncilleri masanın üzerine kim koymuştu gibi sorulara açıklayıcı cevaplar verilemedi. Bu dönemden sonra makbul kabul edilen İncillerin dışında İncil bulundurmak suç sayıldı. Ayrıca İznik Konsilinde Hıristiyanlıkta Tevhidçi düşünceyi taşıyan Arius aforoz edildi, dövülerek dışarı atıldı. Ayrıca bakınız: Bir İslam Peygamberi Hz. İsa, Muhammed Ataurrahim

12- Hıristiyanlar arasında ilk kilise konseyinden itibaren hemen hemen her toplantıda sahih ve sahte kitaplar konusu daima gündeme gelmiştir. İlk kilise konseyinde. Yeni Ahid'de yer alan sahih kitapların sayısının 27 değil, 21 olduğu karara bağlanmıştı. Bunlar: Dört İncil, Luka'nın yazdığı Rasullerin işleri, Pavlus'un 13 mektubu, Petrus'un I. Mektubu, Yehuda'nın Mektubu ve Yuhanna'nın I. ve II. Mektubundan ibaret idiler. Bunların dışında kalan Petrus'un II. Mektubu, Yuhanna'nın Vahyi, Yuhanna'nın III. Mektubu, Pavlus' un İbranilere Mektubu ve Yakub'un Mektubu, ilk kilise konseyinde patrik ve piskoposlarca sahte sayılmışlardır. [http://www.bibelcenter.de/bibel/chrtxt/ntcanon.php3]

13- Ölü Deniz (Qumran) elyazmaları arasında Markos İnciline ait olduğu söylenen çok küçük bir parçanın daha eski tarihe, 40'lı yıllara ait olduğu düşünülmektedir.

14- Grekçe çeviri bu Aramice metinden yapıldığı düşünülür. Aramice metinden Yunanca'ya çeviri Matta tarafından mı, yoksa başka birisi tarafından mı yapıldığı konusu araştırmacılar arasında ihtilaflıdır.

15- Führer durch das Neue Testament, Etienne Charpentier, Patmos Verlag, Düsseldorf, s. 93-94

16- Dört İncil'in Yazılması Derlenmesi Muhtevası Farklılıkları ve Çelişkileri, Doç. Dr. Şaban Kuzgun, İstanbul 1991

17- Ayrıca Kilise İncili olarak bilinir. Sadece bu İncil'de kilise kelimesi kullanılmıştır.

18- Kudüslü Yuhanna Markos. Annesi evini oluşan cemaata tahsis etmiştir. (Habercilerin İşleri 12,12). Markos Barnabas'ın yeğenidir. Barnabas ve Pavlus ilk Kıbrıs ve Anadolu seyahatlerine Markus'uda beraberlerine almışlardır. Aralarında anlaşmazlık çıkar ve Markos Kudüs'e geri döner. (Habercilerin İşleri 13, 5). Sonraki seyahatte Markos'tan ötürü Barnabas ve Pavlus arasında şiddetli bir anlaşmazlık çıkar. (Habercilerin İşleri 15, 36-39)

19- M.S. 55-60 yıllarında yazıldığı bazı araştırmacılar tarafından söylenmiştir.

20- Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Doç. Dr. Suat Yıldırım, DİB Yayınları, Ankara 1988, s. 88

21- Der gefaelschte Glaube, Karlheinz Deschner, Wilhelm Heyne Verlag, Münih 1993, s. 65

22- Yuhanna Tanrı'nın Ebedi Mesajının tenleştiği ve İsa'da insan konumunu aldığını öğretir. Mesih'in 'sakramentar (kutsallaştırıcı) etkinliklerini, yani İsa'nın şakirtleri için gerçekleştirdiği ve bugüne dek Vaftiz ve Şükran (Efkaristiya) gizemlerinde süregelen eylemini daima göz önünde tutar.

23- Bakınız: Dört İncil Yazılması Derlenmesi Muhtevası Farklılıkları ve Çelişkileri, Doç. Dr. Şaban Kuzgun, İstanbul 1991; Das gefaelschte Glaube, Karlheinz Deschner, Heyne Verlag München 1993).

24- Entdeckungen in der Bibel, Helmut Kurz, Kösel Verlag, Münih 1988, s. 53

25- Daha fazla bilgi için şu kitaplara bakınız:

Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Doç. Dr. Suat Yıldırım, D.I.B. Yayınları, Ankara 1988; III. bölüm, Kutsal Metinler - İndilerin ortaya çıkardığı problemler, İncillerdeki benzerliğin izahı: Birbirinden istifade nazariyesi, İlk İncil faraziyesi. Kısa parçalar faraziyesi, İki kaynak faraziyesi, Şifahi rivayet faraziyesi, Formgeschichte ekolü, sh. 82-97.

Dört İncil Yazılması Derlenmesi Muhtevası Farklılıkları ve Çelişkileri [Hıristiyan Batı Kültürünün Ana Kaynağı Kitab-ı Mukaddes'in Kutsallığı Üzerine -1-]. Doç. Dr. Şaban Kuzgun, İstanbul 1991. Mitoloji Kitab-ı Mukaddes ve Kur'an-ı Kerim, Doç. Dr. Sadık Kılıç, Nil Yayınları, İzmir 1993; İkinci bölüm: Mitoloji ve Hıristiyanlık, İncillerdeki mitolojik unsurların değerlendirilmesi. Kutsal metin tenkitleri, İncillere kaynak tespitinde öne sürülen nazariyeler vd., sh, 69-114).

26- http://www.uni-bamberq.de/ktheo/nt/forschung/Ithk3.htm

http://morQenpQSt.berlin1.de/archiv20Q0/Q00723/wissenschaft/story82632.html

27- Öz ve öğreti bakımından Kanonikler'e benzer... Bazıları çok derin esin kaynağı olabilecek bu kitapları ve İsa'nın öğretilerini içeren diğer bazı gerçek derlemeleri ilk Hristiyanlar Kutsal Kitabın bir parçası olarak kabul etmediği için günümüzün Hıristiyanları da kabul etmez. Örneğin geçmişin ünlü bir Kutsal Kitap yorumcusu ve çevirici olan Hieronymus, İbrani İncilini aramiceden Grekçe'ye ve Latince'ye çevirdi, eserin üstünlüklerini savundu, ancak onu hiçbir zaman öğretileri Hıristiyan inancının esasını oluşturan bir İncil olarak görmedi.

28- Dülger Aziz Yusuf'un öyküsü, Meryem'in Gidişi. İsa'nın çocukluk günleri.

29- Hıristiyanlar 4 adet Kutsal Ruh tarafından esinlenmiş olan İncil kabul etmekle, İslam'ın tek bir İncil'le ilgili öğretisiyle ters düşmekte midir? Böyle bir sonuç çıkarmanın gereğine inanmıyorum. 4 İncil'in birçok bölümü bazen çok cüzi farklarla aynı öyküleri içerir. Daha 2. yüzyılda bazı Hıristiyanlar 4 İncil'den aldıkları parçaları bir tek uzun öykü halinde bir araya getirmeye başladılar. Bu derlemelerin özellikle dini törenlerde kullanılmaya yönelikti; fakat bu nevi eserler hiçbir zaman Kilise tarafından hakiki bir İncil olarak kabul edilmemiştir. Bunların en ünlüsü 150-160 yıllarında Tatianus tarafından derlenen Diatessaron'dur. Tatianus'un eseri Suriye Hıristiyan lan arasında çok rağbet gördü ve yüzyıllar boyunca Büyük Suriye yöresinde okunup incelenen İncil'in normal metnini teşkil etti. Bazı araştırmacılarca Kur'an'da İncil'in bu basitleştirilmiş şekline atıflar yapılmıştır. Bu sorunun kesin yanıtı tarihçilerin halen sürmekte olan araştırmalarına bırakılmalıdır.

30- Öz ve öğreti bakımından Kanonikler'e benzer. Kanonik'lerde yer almayan İsa'nın bazı sözlerini içermesi mümkündür.

31- Öz ve Öğreti bakımından kanonik'lere benzer. Kanonik'lerde yer almayan İsa'nın bazı sözlerini içerebilir.

32- İsa'nın çocukluğu İle ilgili öyküler üzerinde duran, ilk çağ Hıristiyanlar! arasında çok rağbet gören yazılardır. Son İncil'deki İsa ve Meryem ile ilgili Öyküler Kur'an'da yer alan öykülere benzer.

33- 20. yüzyılın ilk yarısında 2 İngiliz bilgini olan Londsdale ve Laura Ragg tarafından İngilizce'ye çevrildiğinden bu yana bu kitap sayısız tartışmalara neden oldu. Dilbilime dayanan bulgular ve çağın olaylarına yapılan atıflar nedeniyle bilginler eserin 16. yüzyıl sonuna doğru yazılmış olabileceğini ileri sürmektedir. Bazılarına göre ise yazar özellikle Yahudi-Hıristiyan kaynaklarından alınan bazı malzemeleri kullanmış olabilir. Yazarın otoritesi tartışılmakla birlikte, 16. yüzyılda yaşamış ve Hristiyanlıktan İslam'a geçen bir İspanyol olan Fra Marino'ya götüren birçok ipucu vardır. Fra'nun İslam'la uyum içinde olan bir İncil yazma yola çıktığı sanılır. Yazar kim olursa olsun, İslam dinine yeni geçmiş bir kimse izlenimini vermektedir ve kitabın öğretileri ne Hıristiyanlığın ne de İslam'ın öğretilerine tümüyle uymaktadır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR