1. YAZARLAR

  2. Bekir Cantemir

  3. Doğu Timur'da Yaşanan Paradoks

Doğu Timur'da Yaşanan Paradoks

Ekim 1999A+A-

Dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi Endonezya küresel güçlerin oyuncağı haline geldi. 13 bin adadan oluşan kontrolün zor sağlandığı bu ülke pasifikteki güç dengeleri açısından stratejik bir konama sahip. Geçtiğimiz yıllarda Amerika ve Batının komünizme bir kale olarak desteklediği Endonezya, diktatör Soharto'dan desteğinde çekilmesi ile birlikte ülkedeki güç dengeleri yeni bir boyut kazandı.

30 Ağustos'da BM tarafından düzenlenen halk oylamasında halkın yüzde 78.5'inin bağımsızlığı seçmiş; bölge Endonezya ordusu ve Cakarta yanlısı milisler tarafından işgal edilmişti. Bölgeden gelen haberlere göre ölü sayısının 600 ila 7000 arasında olduğu gazetelere yansıdı.

Ölü sayıları ile ilgili verilen rakamlar arasında anormal farklılıklar görülse de, Endonezya'nın tarihi incelendiğinde bu durumun hiç de garipsenmeyecek bir tablo arz ettiğini görebiliriz. "Endonezya'nın 1975'teki insanlıktan uzak, acımasız Doğu Timor istilası hala hafızalardaki tazeliğini koruyor. İşgal ile 700 bin civarında yerli halkın yaklaşık 200 bini öldürülmüş veya sürdürülen direniş sırasında hastalık veya kıtlığa yenik düşmüştü. Bu rakam Portekiz yönetimi altında can veren ve Portekizliler kendi istekleri ile gidene kadar savaşan Timor'lu sayısının çok üzerinde. Daha binlerce insan Endonezya egemenliği ve Timor halkının direnişi boyunca, her yıl ölmeye devam etti."

Yukarıda anlatılanlar Endonezya diktatörlüğünün Doğu Timor'daki baskısını gözler önüne sererken gözden kaçırılmaması gereken ikinci bir noktanın da Açe-Sumatra müslüman halkınında bu zulümlerden nasibini aldığıdır. Ancak Açe ile Timor vakalarının tek farkı Emperyalist güçlerin ve batı medyasının bu konuya gündemde tutmak için gayret göstermemesidir.

Bilindiği gibi geçtiğimiz ayın başında Doğu Timor'un işgal edilmesi ile birlikte halk oylamasından bağımsızlık lideri olarak çıkan Xanana Guasmo Avustralya'ya gitmiş ve muhalefetine orada devam etmişti. Bu sürecin başlaması ile gerek Avustralya ve gerekse Pasifikte güç hesapları yapan diğer güçler; BM'de karar aldırıp, çeşitli ülkelerin katılımı ile oluşan orduyu Doğu Timor'a yerleştirdiler.

Endonezya çoğunlukla dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi olarak lanse edilir. Aynı zamanda Endonezya her yerde görülen "köktenci" ve siyasal İslama karşı modern ve barışçı bir İslam'ın; siyasal hayata müdahale etmeyen, uslu, kültürel bir İslam projesinin örneği olarak sunulur sık sık. Ancak Endonezya bir İslam devleti olmadığı gibi Hollanda'nın emperyalist faaliyetlerinden arta kalan yönetici elitlerin müslüman halk üzerinde baskılarını kurdukları bir ülkedir.

Endonezya yönetiminin geçmişi dikkate alındığında ve geçtiğimiz yıl Suharto iktidardan alınsa bile baskıcı yönetimin değişmediği aşikar bir biçimde ortadadır. Doğu Timor'daki katliamı da bir biçimde ortadadır. Doğu Timor'daki katliamı da büyük ölçüde bu nedenlerle gerçekleştirmişlerdir. Bu katliam karşısında BM'nin Barış Gücü adı altında gönderdiği orduda Dünyanın hiçbir yerine siyasal çıkarları olmadığı zaman gitmemiştir ve gitmemektedir. Şu günlerde Çeçenistanda katliama ses çıkarmayanların; barış gücü insan hakları savunuculuğu söylemleri inandırıcı değildir. Son olaylar değerlendirilirken katliamlara karşı çıkmak gerekirken pasifikteki güç dengelerini de gözardı etmeden siyasal tahlillerin yapılması gerektiğidir.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR