1. YAZARLAR

  2. Bülent Korucu

  3. Oktay'ın evinde yargıç kuyruğu!
Bülent Korucu

Bülent Korucu

Yazarın Tüm Yazıları >

Oktay'ın evinde yargıç kuyruğu!

10 Haziran 2010 Perşembe 10:45A+A-

Anayasa değişikliklerine karşı çıkanların temel tezi, 'yargıç bağımsızlığı'nın zedeleneceği iddiası. Parlamento'nun Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na üye seçmesine temelden ve şiddetle itiraz ediyorlar.

Bilhassa HSYK için yargıçların işi gücü bırakıp Meclis'te kulis yapacağı ileri sürülüyor. Psikolojik baskı o kadar etkili oldu ki, yapılan düzenlemede Parlamento'nun yetkisi hiç denecek kadar az tutuldu. Meclis'in yetkisi Anayasa Mahkemesi'ne 4 üye ile sınırlandı. HSYK'ya seçme hakkı ise verilmedi. Buna rağmen değişikliğe referandumla son nokta konulmasın diye her yol deneniyor.

Bağımsızlık adı altında yetkinin asıl sahibi halkın dışlandığı sistemin devamı arzulanıyor. Halktan bağımsızlık diğer bağımlılıkların önünü açıyor. Çağdaş demokraside parlamento eliyle kullanılan yetki ve kurulan bağ, bize çok görülüyor. 'Yargıçlar, Parlamento'nun önünde kuyruk olmasın' diyorlar. Millet iradesinin aksettiği meşru zemin olan Meclis'in önünde kuyruk oluşmasında bence sakınca yok. Asıl mahzur alternatif kuyruklarda.

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın mahkeme kararıyla yapılan teknik takibi, bilinen ama pek zikredilmeyen bir adresi ortaya çıkardı. 4 yıl bakanlık yapan Seyfi Bey'in yargı camiasında etkisinin sürdüğü aşikârdı. Fakat yetkili gibi davrandığına ihtimal verilmiyordu. Oktay'ın bazı atamalara tavassut ettiği, randevular ayarladığı muhataplar tarafından kabul edildi. HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek, tavassut ve referans iddialarını şu cümlelerle doğruluyor: "Yargıtay seçimlerinde veya benzeri atamalarda muhakkak talepte bulunanlar vardır, referans olanlar da vardır. Ancak kurul kararıyla gerçekleştirilen bir işlemdir. Birinin söylemesiyle, istemesiyle o işler olmaz. Kendisiyle zaman zaman konuştuğumuz oluyordu. Yargıtay seçimlerinde herhangi bir ismin seçilmesi isteği olup olmadığını, önerisi olup olmadığını hatırlamıyorum." Adı geçen diğer kişiler de benzer ikrarlarda bulundu. O halde şu soruları sorma hakkımız doğuyor: Neden herkes aynı kişiden referans alma ihtiyacı hissediyor? Oktay'ın 15 yıl önce bakanlık yapması bunu açıklamaya yetiyor mu? Başka bakanların da aynı hakkı var mı?

Seyfi Oktay'ın evinin önünde toplandığı ileri sürülen kuyruklarla ilgili de bazı sorular gündeme geliyor. Mesela Oktay, tavassut edeceği kişileri neye göre seçiyor? Adı geçen kişiler talep ettiği makama atandığında bir borçluluk hissi duyuyor mu? İnsan fıtratı gereği duydukları bu hissi nasıl tatmin ediyor, borçlarını nasıl ödüyorlar? Sorular akla ister istemez Oktay'la hakkındaki diğer iddiaları getiriyor. Dava ve iş takipçiliği suçlamaları doğru mu? Adil yargılamayı etkileme girişimleri söz konusu mu?

HSYK'yı hedef alan haklı eleştirileri bertaraf etmenin en iyi yolu, temsil tabanını ve üye sayısını genişletmek. Böylece müdahalelerle sonuç alabilme imkânı asgariye indirilir. 5 üyeli kurula etki etmekle 17 üyeye söz geçirmek bir değil. Türkiye'de her topluluğa kendini yönetme hakkı veriliyor, yargıç ve savcılar hariç. 12 bin kişilik iyi eğitimli kitleye kendini yönetecek kurulu seçme ve seçilme hakkı verilmiyordu. Yargıtay ve Danıştay ile HSYK arasında hiçbir demokratik düzende mümkün olmayacak mekanizma vardı. HSYK yüksek mahkemelere üye seçiyor, onlar da HSYK üyelerini kendi içlerinden atıyordu. Anayasa değişikliğinde bu çarpıklık giderildi ve 10 asıl ve 6 yedek üyenin birinci kademe adli ve idari yargı hâkimleri arasından ve onlar tarafından seçilmesi sağlandı. Tabii Anayasa Mahkemesi yine yetkisini aşmayıp referanduma gidilmesine müsaade ederse. Değişiklik karşıtlarının 'yargı kuşatılıyor' tezi de böylece çürüyecek. Yargıyı, camianın çilesini çeken kürsü yargıçlarının kuşatmasından daha normal ne olabilir?

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT