
O gün bütün insanlar saflar halinde Rabbinin huzuruna çıkarılacaklardır
“O gün bütün insanlar saflar halinde rabbinin huzuruna çıkarılacaklardır. Allah onlara şöyle diyecektir: "Şüphesiz huzurumuza ilk yarattığımız gibi geldiniz. Halbuki bir yer ve zaman tayin etmediğimizi sanıyordunuz".

“O gün bütün insanlar (Hesap vermek için) saflar halinde rabbinin huzuruna çıkarılacaklardır. Allah onlara şöyle diyecektir: "Şüphesiz huzurumuza ilk yarattığımız gibi geldiniz. Halbuki (Dünyada sizleri hesaba çekmek için) bir yer ve zaman tayin etmediğimizi sanıyordunuz". (Kehf: 48)
İnsanlar ilk yaratıldıkları gibi Allah huzuruna geliyorlar. Çırılçıplak, güçsüz kuvvetsiz, malsız mülksüz, evsiz barksız ilk yarattığım gündeki gibi huzuruma geldiniz.
Dünyaya çırılçıplak geldiğini unutma! Ama nasıl geldiysen öyle git. Günahsız geldin, âciz olduğunu bile bile geldin, malın mülkün, yoktu geldin, yine aynen öyle gitmeye çalış. Keşke bu hiç hatırımızdan çıkmasa. Bu hayat böyleymiş, bu hayatı var eden kurallar koymuş, biz O’nun istediği gibi yaşamak ve sonunda yine O’nun huzuruna gideceğiz gerçeği hep hatırımızda olsa güzel olacak. Yaşantımız hep ölüme ve sonunda dirilişe doğru programlansa bu hayat çok kolay olacak. Evet tıpkı yaratıldığımız günkü gibi çırılçıplak Allah huzuruna gideceğiz.
Resûlullah Efendimizin şöyle bir hadisi var. "Kişi ölünce üç şey onunla birlikte mezarın yanına kadar gider. Birincisi, malı mülkü, serveti. İkincisi, oğlu kızı, eşi dostu, akrabası yaranı. Üçüncüsü, imanı ve salih amelleri. O mezara konunca ilk ikisi geri döner, sonuncusu onunla birlikte mezara girer". Öyleyse neyin peşinde olduğumuzu bir düşünelim. Yarın bizimle birlikte mezara girecek, orada bize hayat arkadaşı olacak iman ve salih amellerin mi peşindeyiz, yoksa bizi orada terk edecek şeylerin mi peşindeyiz?
Biz ilk yaratışta sanki aciz kalıp yorgun mu düştük ki tekrar sizi ikinci defa yaratamayacağız?
Hayır hayır onlar yeniden diriliş konusunda kuşku içindeler. İlk yaratışı kabul etmekle beraber, şu anda var olduklarını bilmekle beraber işi karıştırıp içinden çıkılmaz hale getirmeye çalışıyorlar. İkinci yaratış konusunda hiç şüphe etmesinler ki onları yenibaştan yaratacağız ve hesaba çekeceğiz.
Zaten tüm dertleri yaşadıkları bu hayatta hesap kitap gündeme gelerek iştahları kaçmasın, işleyecekleri suçları rahat işlesinler, rahat rahat zulmetsinler, öldürsünler, diledikleri gibi bir hayat yaşasınlar ve sonunda bir diriliş ve hesap olmasın. Yaptıklarının hesabı sorulmasın. Yeniden dirilişi imkânsız görerek reddedişlerinin altında yatan sebep işte budur.
BASAİRUL KUR’AN
Sanki sahne şu anda gözlerimizin önünde yaşanıyor gibi. Sahnede olup bitenleri adeta görüyor, konuşulanları bizzat işitiyoruz gibi. Bu günü yalanlayan, böyle bir şeyi inkâr edenlerin yüzlerindeki utanç ifadesini görüyor gibiyiz. “Tıpkı ilk yarattığımızda olduğu gibi şimdi karşımıza çıktınız. Oysa benimle hiç karşılaşmayacağınızı sanmıştınız.”
O günün niteliklerinin anlatılmasından, doğrudan toplananlara hitap etmeye yönelik bu dönüşüm, sahneyi daha canlı hale getiriyor, somutlaştırıyor. Sanki bu sahne gaybın bilinmezlikleri içinde hesaplaşma gününde değil de şu anda karşımızdaymış gibi.
Yüzlerdeki utanç ifadesini, çehrelere yansıyan aşağılanmışlık belirtilerini ayrıca bu suçlulara azarlayıcı bir üslupla hitap eden ulu ve dehşet verici sesi çok yakından hissediyor ve görüyor gibiyiz. “Tıpkı ilk yarattığımızda olduğunuz gibi şimdi karşımıza çıktınız.” Ama siz böyle bir şeyin olmayacağını sanıyordunuz. “Oysa benimle hiç karşılaşmayacağınızı sanmıştınız.”
FİZİLALİL KUR’AN





HABERE YORUM KAT