1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Ne olacak bu Ergenekoncuların hali!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Ne olacak bu Ergenekoncuların hali!

07 Haziran 2012 Perşembe 00:41A+A-

Bir süre önce bir yazı yazmıştım, bunlar dışarı çıkarsa önce birbirini yer diye ve tabii sonra sıra “camia”ya gelir.. Sanmıyorum ya, bunlar eski tetikçileri ile buluşur ve onları harekete geçmeye ikna edebilirlerse memleket kan gölüne döner.

Hani kimsenin eli armut toplamıyor.. Köprülerin altından çoook sular aktı.. Hapihanedeki hesaplar pek de dışarıya uymaz.. Benim yazdığım o yazıya, Balyozcular suç duyurusunda bulundu, ama bu arada 3 ses kaydı düştü internete.. ve tabii orada anlatılanlar aslında benim iddialarımın doğruluğunu gösteriyordu. Zaten savcılık da takipsizlik kararı verdi..

Her şey gözler önündeyken nasıl bu kadar kolay inkar ediyor ve içeriye atılmışken nasıl böylesine kendilerinden emin olabiliyorlar!

Diyorlar ki, askeri cezaevlerindeki muvazzaflar, birtakım askeri zevat ya da asker elbisesi giydirilmiş “özel” kişilerle cezaevinde düzenli toplantılar yapıyorlar.

Apo nasıl adadan örgütü avukatları kanalı ile yönetiyorlarsa, bunlar da dışarı ile elektronik ya da kurye üzerinden haberleşiyorlar. Bunlar dışarıya direnin mesajı veriyor, onlar da emir tekrarı veriyor.. Askeri cezaevleri GATA’daki “Gatakulliler”den daha müstağni değil anlayacağınız..

Kimi, yasa değişikliği ile tutukluluktan kurtulup harekete geçmeye hazırlanıyor, kimi genel bir af hayali kuruyor, kimi şartlı tahliye hesabı yapıyor.. Daha önce de Meclis’e tünel kazma girişimleri vardı.. Bir şekilde dışarı çıksalar, toplumun kendilerini kucaklayacağını sanıyorlar.

Bunların çıkmasını ençok CHP ve MHP istiyor ama, aslında CHP ve MHP’nin başına ekşirler.. Bunlar, bunların avukatlığını üstlense bir türlü, üstlenmese bir türlü..

Bir de işe öteki taraftan bakalım: Aslında bu tutukluluk süreleri çok uzun.. Özel yetkili savcılık ve mahkeme de genel olarak hukuka uygun değil.. Bu anlayış, Osmanlı’dan gelen “Örfi İdare”, daha sonra cumhuriyette İstiklal Mahkemelerine dönüştü, derken darbe dönemlerinde Örfi İdare ve Askeri Mahkemeler ya da yarı Askeri Devlet Güvenlik Mahkemelerine dönüştü.

Yargıda “özel yetki” her zaman sorunlu bir alandır. Onun yerine ihtisas mahkemeleri yöntemine geçilmesi gerek.. Çeteler ve darbe de ya da mesela finansal tetikçilik, nitelikli dolandırıcılık gibi alanlarda ihtisasa göre bir düzenleme yapılabilir. Bir bakıma bugünki özel yetkili mahkemeler, biraz da ihtisas mahkemeleri gibi çalışıyor. Bunu da görelim. Bu garipliklerin tümü, İttihat Terakki, Tek Parti, darbe dönemi ve darbeci paşaların başımıza bela ettiği işler. Şimdi kendi icad ettikleri bu işten şikayet ediyorlar.

Onların başına bela ettikleri şeylerin binde biri kendi başlarına gelmiş değil..

Askeri Cezaevi kendi kaldıkları suit dairelere benzemiyordu darbe dönemlerinde..

İşkence görmüyorlar. Kendileri herkesi dinliyordu, şimdi telefonlarının dinlendiğinden şikayetçiler.. Kendileri ise darbe planlamakla suçlanıyorlar..

Kendilerinin millete yaptıklarının yüzde biri başlarına geldi mi aceba..

Daha darbecileri parmaklarından yakaladık, şimdiden hesap sormaktan söz ediyorlar.. Hele bir çıksınlar iki adım atsınlar, bu kafa ile geri gelecekleri yer, şimdi bugün bulundukları yerdir. Hatta o zaman bir daha askeri cezaevine de dönemezler..

Bugün meydan okuyorlar, tehdit ediyorlar ama, bugün artık eski güçleri yok. Millet de oynanan oyunun farkına vardı.. O işlere ailelerini, kendi çocuklarını bile ikna edemezler.. Ama yine de birileri, düne dair bazı hesapların gelecekte önüne gelmesinden korkarak suç ortaklarını susturmaya kalkabilrler. Korku ve öfkeleri akıllarını zail eden adamlar olabilir..

İhtiyad etmek gerek. Bu darbeci kafa, salim bir akılla çalışmıyor..

Bakalım bu son yargı paketinden ne çıkacak, göreceğiz. Bazı işler dönüyor..

Bana kalırsa bu soruşturma sonuna kadar götürülmeli. Meclis, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık, ilgili Bakanlık, Sayıştay, Yargı, Media hepsi bu işin peşinde.

 Bu işin uluslararası ayakları da var. Nedense bu darbe işi bir türlü Ankara’ya gelmiyor. Uluslararası uzantıları hep görmezden geliniyor.. Darbe İstanbul’da değil, Ankara’da yapılır..

Sahi Kozmik Oda soruşturması ne oldu? Muhsin Yazıcıoğlu davası ne oldu?

Tamam kurunun yanında yaş da yanmasın, birileri ben gidiyorum şunlar da benimle olsun diyebilir. Ya da birileri kendileri için rakip gördüğü birilerini de bir şekilde listeye dahil ederek, Ergenekonculardan kurtulurken, onlardan kurtulmak istemiş de olabilir.

Bunları ayıracak, eleyecek olan yargıdır.. Yargı hızlansın, davalar kompartmanize edilsin, her ayrı eylem ayrı bir davanın konusu olsun. Hepsi tek bir pakette toplanınca dosya kabarıyor, sanık sayısı artıyor. Dava uzuyor..

Bakalım şu yargı paketi bir gelsin, bakalım ne oluyor? Korkulan olmaz umarım.

Kaş yapalım derken göz çıkarılmasın da..

Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT