1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Mention füzeleri!
Mention füzeleri!

Mention füzeleri!

İsrail dünya medyasını yönetirken, sıradan Twitter kullanıcılarının mention füzeleriyle tanıştı. Dahasının geleceğini de biliyor...

16 Mayıs 2021 Pazar 20:42A+A-

Ersin Çelik YeniŞafak'taki köşesinde sosyal medya üzerinden İsrail'in propagandalarına yanıt verenlerin İsrail'in koca medya imparatorluğu karşısında nasıl bir etkide bulunduğunu yorumluyor. 

 

Kim ne derse desin, Filistin tarafından cılız da olsa verilen her karşılığın İsrail’de büyük yankısı oluyor. Alarmlar, sirenler, sığınaklar, kaçışmalar... İsrail tüm gücüyle ve tüm zalimliği ile Gazze’ye ölüm kusarken, Demir Kubbe’yi aşıp Tel Aviv’e düşen bir rokete psikolojik olarak teslim oluyorlar. İsrail’in psikolojisi Filistinli bir gencin yumruğu ile de çöküyor, küçük bir kızın katili olacak askere diklenmesi ile de... Eski başbakanlarımızdan merhum Necmettin Erbakan’ın yıllar önce yaptığı “İsrail laftan anlamaz. İsrail ancak güçten anlar” tespitini bazen bir yumruk, bazen bir taş, bazen de Demir Kubbeyi aşan bir roket doğruladı zaten. Bu bir şiddet övgüsü değil. İsrail’in yıllardır masum sivilleri katletmesi karşısında sözü bile edilemez.

İsrail’in karşı konulmaz olduğunu düşündüğü ölümcül silahlarının yanında başka bir gücü daha var. Medya! İşgal güçleri Gazze’yi sadece ağır silahlarla ablukaya almıyor. Jetlerle bomba yağdırmıyor. Sivilleri, beşikteki çocukları katlederken, Tel Aviv’e düşen bir roketi tüm dünyanın gözüne sokup büyük bir ajitasyon yapıyor. Bu yüzden de ABD’li siyasetçiler Gazze kana bulanırken bu ‘detay’a değinmeden İsrail’in attırdığı manşetlere göre açıklama yapıyorlar.

Fakat bu sefer işler değişti. Uluslararası haber ajanslarını, gazeteleri, televizyonları yöneten İsrail lobisi sosyal medyaya ‘gerektiği gibi’ müdahale edemedi. ‘Kullanıcı’ diye adlandırılan milyarlarca sivilin algısını hackleyemedi. En azından Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının zihinlerini karıştıramadı. Yahudi lobisi her ne kadar ‘antisemitizm’ suçlamasına sarılsa da sosyal medya şeffaflığı İsrail karşıtlığının merkezi haline geldi. Bu sağlamayı, İsrail Büyükelçiliği’nin resmi ve onaylı Twitter hesabı ‘İsrail Türkiye’denin yaptığı paylaşımlara gösterilen tepkilerden yapabiliriz. Tepkiler demişken. ‘Mentioanlar’dan bahsediyorum. Yıllardan beri İsrail’in masumların kanını akıtması karşısında ‘elimizden bir şey gelmiyor’ çaresizliğini yaşayan vicdanlar ‘mention füzesi’ni keşfetti bu süreçte. Zeynep Hilal Demirci isimli kullanıcı, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Twitter hesabından tüm dünyaya söylediği yalanın altına aynı yöntem ve seviyede yanıt verdi. Yani mention, Türkçeleştirilmiş tabir ile ‘menşın’ attı. Bu mention hem Netanyahu’nun propaganda terörünü durdurdu hem de İsrail’in sosyal medyadan abluka altına alınabileceğini gösterdi. Bir tweetin altına yazılan yanıtın nasıl bir etkisi olur demeyin. Bir kere karşımızda bir ülkenin dünyada kabul gören başbakanı var. Netanyahu’yu sadece İsrailliler değil dünya kamuoyu takip ediyor. Haliyle her paylaşımı ilgi ile takip ediliyor, altına yazılanlar da mutlaka dikkatle okunuyor. O yanıtların iletişim ve algı çağında nasıl bir karşılığı olduğunu siz düşünün. Bu yanıtların mutlaka Netanyahu tarafından da okunduğunu söyleyebilirim ama ispat edemem.

Bir süredir sosyal medyada İsrail’e karşı ‘sosyal abluka’ kavramını dillendiriyorum. Öylesine bir dillendirme değil. ‘Mention füzeleri’nin İsrail karşısında çok etkin olduğunu gördük. Bu yüzden de artık “sosyal medyadan tepki verince ne olacak” bahanesi de geride kaldı. İsrail’e sosyal medya ablukası kısa sürede ciddi sonuç verdi. Twitter’da abluka altında kalan Netenyahu’nun oğlu Yair de Türk kullanıcılarının etkinliği karşısında ‘bot bunlar’ yalanına sarıldı. Bu yalan da bir kazanım aslında. Şaşkınlar. Bu bir psikolojik çöküntü emaresi. Dünya medyasını yönetirken, sıradan Twitter kullanıcılarının mention füzeleriyle tanıştılar. Dahasının geleceğini de biliyorlar. Bu yüzden de ABD güdümündeki Twitter, İsrail aleyhinde paylaşım yapan hesapları, ‘terör propogandası’ gerekçesi ile ansızın kapatırsa hiç şaşırmayalım. Gazze’ye ölüm yağarken tiyatrodan fotoğraf paylaşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gece yarısı zorla açıklama yaptıran sivil gücü ancak bu şekilde durdurabilirler. Böyle bir şey olursa ne yapacağız peki? O zaman sosyal medya şirketlerini de sosyal ablukaya alacağız. Akıllara hemen yerli sosyal medya mecraları geliyor. Maalesef şu süreçte etkin bir yerli mecramız yok. Bunu henüz başaramadık. Fakat bizler kullanıcılar olarak gücümüzün farkında olmalıyız. Selçuk Bayraktar’ın paylaşımını İsrail lehine bir bahane ile kaldıran Instagram, geri adım atmak zorunda kaldı. Çünkü görmediği bir tepki ve kamuoyu baskısı ile karşılaştı. Hiç hafife almayalım. Bu da kıymetli bir kazanım. Paylaşımı geri aldırmak, paylaşım özgürlüğünü de kazanmak demektir.

HABERE YORUM KAT