1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Maymunun kuyruğu: Netanyahu'nun hırsları İsrail'in zayıflıklarını nasıl ortaya çıkarıyor?
Maymunun kuyruğu: Netanyahu'nun hırsları İsrail'in zayıflıklarını nasıl ortaya çıkarıyor?

Maymunun kuyruğu: Netanyahu'nun hırsları İsrail'in zayıflıklarını nasıl ortaya çıkarıyor?

Sert konuşmalar ve tehditler bir yana, İsrail kendisini tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar savunmasız bir konumda bulmaktadır.

11 Mart 2025 Salı 20:47A+A-

Ramzy Baroud’un Middle East Monitor’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.

 

Evrensel bir Çin atasözü uyarır: “Maymun ne kadar yükseğe tırmanırsa, kuyruğunu o kadar çok gösterir.” Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ne tarihten ders alıyor ne de bu tür halk deyişlerinin bilgeliğine kulak veriyor gibi görünüyor.

Mısır'a karşı bir karalama kampanyası yürüten İsrail lideri, ülkesinin zayıflıklarını daha da açığa çıkarıyor. Bu, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yönelik yıkıcı savaşını başlatmasından 17 ay sonra Gazze'deki siyasi gerçekliği değiştirmedeki yetersizliğinin bir başka örneğidir.

İsrail, Mısır'ı hedef alarak, en kalabalık Arap ülkesiyle karşı karşıya gelmekten korkmadığı ve güçlü olduğu imajını yansıtmayı amaçlıyor. Ancak bunu yaparken istemeden de olsa kendi zayıflıklarını ortaya koymaktadır.

7 Ekim 2023'ten çok önce Netanyahu siyasi bir coşku dalgasına kapılmıştı. O zamanlar, daha yükseklere doğru durmaksızın tırmanması haklı görünüyordu. Küresel Güney diplomasisi İsrail'in onlarca yıllık izolasyonunu tersine çeviriyordu ve önemli bir siyasi bedel ödemeden uluslararası tanınırlık kazanma başarısı ona ülke içinde muazzam bir popülerlik kazandırdı ve seçim üstüne seçim kazanmaya devam etti.

En son kurduğu aşırı sağcı koalisyon Knesset'te rahat bir çoğunluk elde etti ve çok az tepkiyle karşılaştı. Aşırı sağcılar İsrail'i içeriden dönüştürmeye, bölgeyi yeniden yapılandırmaya ve ABD'nin her zamanki koşulsuz desteğiyle İsrail'i saygı ve otorite sahibi küresel bir güç olarak konumlandırmaya hazırdı.

Ancak 7 Ekim ve İsrail'in tüm cephelerdeki feci başarısızlığı Netanyahu'nun başarısız bir lider olduğunu ortaya çıkardı.

İsrail'in Filistinlilere karşı soykırıma varan bir savaş yürütmesi ve 15 ay boyunca çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 160.000'den fazla kişiyi öldürmesi ve yaralamasıyla kriz kısa sürede küresel bir öfkeye dönüştü. Ortadoğu'yu İsrail'in gündemine uygun olarak yeniden şekillendirmek için yorulmak bilmeden söz veren bir zamanların kendinden emin lideri, ülkesi Uluslararası Adalet Divanı tarafından soykırım suçundan soruşturulurken Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin 21 Kasım 2024 tarihinde kendisi hakkında tutuklama emri çıkarmasıyla aranan bir suçlu haline gelince İsrail'in kuyruğu daha da açığa çıktı.

Ancak Netanyahu daha da yükseğe tırmanarak kendini daha fazla gösterdi. Gazze'deki savaşı sürdürmekte, Lübnan'daki askeri varlığını korumakta ve Suriye'de sık sık ve yoğun bombardıman kampanyaları yürütmekte ısrar etti.

Kabadayılık bir yana, Netanyahu, İsrail'e eşi benzeri görülmemiş kayıp ve zayiatlara mal olan Gazze'deki yıkıcı savaş yoluyla İsrail'in belirtilen hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı. Bu arada siyasi ve askeri elitler arasındaki bölünmeler de derinleşiyor. Bunun en son tezahürü birçok üst düzey askeri yetkilinin kovulması ve ordunun Netanyahu'nun siyasi hırslarıyla uyumlu olacak şekilde yeniden düzenlenmesi oldu.

İsrail'in zayıf noktaları ortaya çıktıkça Netanyahu ve müttefikleri sadece Gazze, Lübnan ve Suriye'ye değil Mısır'a yönelik tehditlerini de yoğunlaştırıyor. Aslında savaşa taraf olmayan ve ateşkes görüşmelerinde üç arabulucudan biri olan Mısır, İsrail'in Gazze'deki nüfusu Sina Çölü'ne doğru etnik olarak temizlemeyi amaçlayan yeni stratejisinin birincil hedefi haline geldi.

Bu nasıl ortaya çıktı?

Mısır, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşında neredeyse hiçbir faktör değildi. Ancak soykırım sürerken ve “tam bir zafer” ihtimali yokken, üst düzey İsrailli yetkililer İsrail'in barış anlaşması yaptığı Mısır'ı suçlamaya başladılar.

Gazze'nin güneyindeki Refah şehrini Mısır sınırından ayıran Philadelphi koridorunu ele geçirme fikri ilk olarak aşırılık yanlısı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich tarafından ortaya atıldı. Netanyahu'nun kendisi de dâhil olmak üzere diğerleri de kısa süre içinde aynı sözleri papağan gibi tekrarlamaya başladı. Medyada kullanılan dil daha da kaygı verici bir hal aldı ve bazıları Mısır'ı Hamas'ı silahlandırmakla ve Filistin direniş hareketine silah akışını durdurmak için yeterince çaba göstermemekle suçladı.

Mısır İsrail'in suçlamalarını reddettiğinde ve işgal rejiminin Gazze'yi etnik olarak temizleme isteğini yerine getirmeyi reddettiğinde, İsrailli liderler Mısır'ın İsrail sınırına asker yığdığını iddia ederek Mısır'ın askeri tehdidinden bahsetmeye başladı.

Mısır'ı İsrail'in başarısız savaşına çekmenin asıl amacı savaş alanından dikkat dağıtmaktı. Ancak sonunda dikkat dağıtma, saptırmaya ve İsrail'in savaşı kazanamaması ve Gazze'deki Filistinli nüfusu yerinden edememesi nedeniyle Mısır'ın suçlanmasına dönüştü.

Netanyahu bir dereceye kadar Mısır'ı Gazze konusundaki tartışmaların bir parçası haline getirmeyi başardı.

ABD Başkanı Donald Trump defalarca Filistinlilerin yerlerinden edilmesini ve Gazze'nin ele geçirilmesini önerirken, İsrailli lider nihayet İsrail'in sorunlarını başka yerlere ihraç etmek için açık bir Amerikan taahhüdüne sahip olduğunu hissetti.

İsrail muhalefetinin lideri Yair Lapid bile, Netanyahu'nun iktidarına ciddi bir meydan okuma konusundaki kendi başarısızlığından uzaklaşmak için Mısır'ı kullandı. Lapid 25 Şubat'ta Washington'da düzenlenen bir konferansta Kahire'nin birkaç yıllığına Şeridi denetlemesini önerdi.

Filistinliler, Araplar ve diğerleri İsrail-ABD etnik temizlik planlarına öfkeyle tepki gösterirken, İsrail'in tarihsel olarak Filistinlileri etnik olarak temizlemek için hiçbir zaman izin istemediği gerçeğine çok az kişi dikkat etti. Bu durum 1948 Nekbe'si sırasında da bugün olduğu gibi geçerliydi. İsrail'in etnik temizlik planlarını kabul etmeleri için Arap ülkelerine baskı yapmak, İsrail'in zayıflığının en güçlü işaretidir.

Sert konuşmalar ve tehditler bir yana, İsrail kendisini tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar savunmasız bir konumda bulmaktadır. Şu anda Arapları kendi zayıflıklarını maskelemek için kullandığı açıktır. Maymun tırmanmaya devam etse de kuyruğu hiç bugünkü kadar açığa çıkmamıştı.

 

*Ramzy Baroud, gazeteci ve Palestine Chronicle'ın editörüdür.

HABERE YORUM KAT