1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Maksat üzüm yemek mi?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Maksat üzüm yemek mi?

31 Ekim 2012 Çarşamba 05:50A+A-

Bir an­da aç­lık grev­le­ri ko­nu­su gün­de­me otur­du.

PKK Mec­lis ira­de­si­ni re­hin al­mak is­ter­ce­si­ne ka­ba bir da­yat­ma için­de.

BDP de bu­na ça­nak tu­tu­yor.

Za­man­la­ma il­ginç. Er­ge­ne­kon, PKK; Esat ve İs­ra­il ay­nı çiz­gi­de bu­luş­tu..

Gö­rü­nür ta­lep­le­ri bel­li: Tec­rit son bul­sun, Ana­dil­de eği­tim ve ana­dil­de sa­vun­ma..

Bu ko­nu­da olum­lu ge­liş­me­ler yok de­ğil.. Za­ten ana dil­de sa­vun­ma ya­pı­lı­yor ar­tık. Türk­çe bil­me­yen bi­ri­ni na­sıl yar­gı­la­ya­cak­sın.

Hat­ta ana dil de şart de­ğil, Türk va­tan­da­şı ol­du­ğu hal­de uzun sü­re yurt­dı­şın­da kal­mış­sa, o ül­ke di­li­ni da­ha iyi bi­li­yor, ken­di­ni da­ha iyi ifa­de edi­yor­sa, sa­vun­ma­sı o dil­de de alın­sın..

Ana­dil­de eği­tim ko­nu­su­na ge­lin­ce ana­dil şart de­ğil. Her­han­gi bir dil­de de eği­tim ola­bi­lir. Ya­rın Irak Kür­dis­ta­nın­da il­ko­ku­lu bi­ti­rip ge­len bi­ri Tür­ki­ye’de li­se­ye de­vam ede­me­ye­cek mi? Önem­li olan ile­ri de­re­ce­de Türk­çe ko­nu­şu­yor mu? Türk­çe ye­ter­li­li­ğe sa­hip de­ğil­se bir iş de ya­pa­maz, Türk­çe eği­tim ve­ren ku­rum­lar­da eği­ti­mi­ni de sür­dü­re­mez.

Kürt­çe dil eği­ti­mi de za­ten seç­me­li ha­le ge­ti­ril­di. Kürt­çe ya­yın da ser­best.

BDP ve PKK’nın der­di üzün ye­mek de­ğil, bağ­cı­yı döv­mek.

Bu­nun yo­lu so­kak gös­te­ri­le­ri, aç­lık gre­vi ya da vit­rin in­dir­mek, mi­ni­büs yak­mak, ka­ra­kol bom­ba­la­mak de­ğil ki?

Aç­lık gre­vi ile par­la­men­to ira­de­si re­hin alı­na­bi­lir mi?

Bu yön­tem­le ka­mu vic­da­nı ha­re­ke­te ge­çi­ri­le­bi­lir mi?

Tec­rit ko­nu­su ile il­gi­li ola­rak, ai­le gö­rüş­mü­yor..

Ni­ye so­ru­su­nun ce­va­bı yok.

Apo’yla gö­rü­şen avu­kat­lar, te­rör ör­gü­tü­nün yö­ne­ti­mi için kur­ye­lik yap­tık­la­rı id­di­ası ile tu­tuk­lu­lar.. Tec­rit der­ken, ül­ke­nin as­ke­ri-po­li­si ile si­lah­lı ça­tış­ma­ya gi­ren­le­re kur­ye­lik ya­pıl­ma­sı için im­kan ve­ril­me­si ile so­nuç­la­nan bir sü­rec­ten söz edi­yo­ruz..

BDP’li­ler işin bu ya­nı­nı ni­ye gör­mek is­te­mi­yor..

Ba­zı ha­ber­ler, aç­lık gre­vi­nin so­na er­di­ril­me­ye baş­lan­dı­ğı yö­nün­de. İlk ha­ber ta­ma­men bi­ti­ril­di­ği şek­lin­de idi. Ama öy­le an­la­şı­lı­yor ki ör­güt için­de gö­rüş ay­rı­lı­ğı var.

Ölüm­ler baş­lar­sa ik­ti­da­rın kö­şe­ye sı­kış­tı­rı­la­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yor ba­zı­la­rı.

Böy­le dü­şü­nen­le­rin der­di Apo ve Kürt­le­rin ta­lep­le­ri de­ğil. Bu nok­ta­da Er­ge­ne­ko­nun, İs­ra­il’in, Esat’ın eli­ni güç­len­di­re­cek si­ya­si bir sü­reç söz­ko­nu­su.

Aç­lık gre­vin­de­ki­ler böy­le kir­li bir oyu­na alet edi­li­yor­lar..

Aç­lık gre­vin­de­ki­ler de ar­tık kri­tik eşik­te bir ka­rar ver­me­le­ri ge­re­ki­yor..

Hü­kü­met ka­rar­lı. Bu ko­nu­da ta­viz ver­me­ye­cek.

Za­ten bu­na gü­cü de yet­mez. Çün­ki bir­kaç yüz ki­şi aç­lık gre­vi teh­di­di ile par­la­men­to ira­de­si­ni ipo­tek al­tı­na al­mak is­ti­yor.

Pe­ki ya­rın 300-500 ül­kü­cü de aç­lık gre­vi ya­pa­cak olur­sa!

Ya da her­han­gi bir grub aç­lık gre­vi­ne kal­kış­tı di­ye on­la­rın is­te­dik­le­ri mi ola­cak!

Bu­na Tür­ki­ye dev­le­ti ya da AK Par­ti ik­ti­da­rı de­ğil, PKK ör­gü­tü ya da BDP, KCK bi­le ken­di için­de, ka­rar al­ma nok­ta­sın­da rı­za gös­ter­mez.

PKK da, BDP de bu akıl­sız­ca ey­lem­le top­lum önün­de ken­di­le­ri­ni tü­ke­ti­yor­lar..

17 yaş­la­rın­da, kü­çük ço­cuk­lar da var­mış ey­lem­de. Bu­na des­tek ve­ren­ler, ai­le­le­ri bi­le ol­sa, bu ço­cuk­la­rın ba­şı­na bir iş ge­lir­se suç­lu olur­lar.

Ken­di­le­ri­nin ra­hat­la­rı ye­rin­de. İçe­ri­de­ki­le­re gö­rev ve­re­rek ölü­me gön­de­ri­yor­lar.

“Ala­ve­re, da­la­ve­re Kürt Meh­met nö­be­te” mi­sa­li, bu kir­li oyun­da da be­yaz Kürt­ler ke­bab par­ti­sin­de. Mil­let­ve­kil­le­ri ya da ör­gü­tün ön­de ge­len­le­ri bu iş­te yok.. Öle­cek, ölü­me gön­de­re­cek bi­ri­le­ri­ni bu­lu­yor­lar..

He­lal ol­sun Kı­lıç­da­roğ­lu’na! Bu ey­lem­le­rin işa­ret fi­şe­ği­ni 29 Ekim’de, bu olay­lar­dan bir gün ön­ce, tam za­ma­nın­da ateş­le­di.. PKK’lı­lar, BDP’li­ler, CHP’li­le­rin, ADD’li­le­rin, ÇYDD’nin, İP’in aç­tı­ğı yol­dan iler­li­yor­lar..

BDP’li­ler, yan­lış za­man­da, yan­lış bir işe gi­riş­ti­ler..

Os­lo sü­re­ci­ni de­şif­re eden bi­ri­le­ri, ik­ti­da­rın ye­ni bir di­ya­log sü­re­ci­ni baş­lat­ma­sı­nı en­gel­le­mek için bu yo­la baş­vur­muş ola­bi­lir mi?

Bun­lar çö­züm­den ya­na olan­lar de­ğil, çö­züm­süz­lük­ten me­ded uman­lar. Uyuş­tu­ru­cu ti­ca­re­ti, si­lah ti­ca­re­ti, ulus­la­ra­ra­sı güç­le­rin ta­şe­ron­lu­ğun­dan me­ded uman­lar ola­maz mı?

Çün­ki si­ya­si bir çö­züm­den söz edi­yor­sa­nız, bu­nun yo­lu par­la­men­to ira­de­si­dir. O da mil­li vic­da­nın rı­za­sın­dan ge­çer.. Bi­ri­le­ri top­lum­sal bi­lin­ci ya­ra­la­yan, bu işi kan da­va­sı­na dö­nüş­tür­me ça­ba­la­rı ile sü­re­ci sa­bo­te et­mek is­ti­yor ola­maz mı?

Kürt hal­kı­nın ira­de­si PKK’ya ipo­tek edi­le­mez. Par­la­men­to ira­de­si de PKK ve BDP’nin re­hi­ni de­ğil­dir.

İn­san hak­la­rı kap­sa­mın­da, sa­de­ce Kürt­ler için de­ğil, bu ül­ke­de ya­şa­yan her­kes için ay­nı hak­lar ge­çer­li ol­ma­lı­dır..

Bul­ga­ris­tan’da ya­şa­yan Müs­lü­man­lar ve Türk­ler için ne is­ti­yor­sa­nız, bu­ra­da­ki öte­ki­ler için on­la­rı ver­mek ge­rek.. Ve bun­la­rın kav­ga, teh­dit, şan­taj ve te­rör yo­luy­la de­ğil, mil­li ira­de, vic­dan ve ada­let duy­gu­su ile ha­re­ket edi­le­rek ka­za­nıl­ma­sı ge­rek..

Bi­zim bir­bi­ri­mi­ze kar­şı ka­za­na­cak bir za­fe­ri­miz yok. Tek bir za­fe­ri­miz ola­cak, o da bir­lik­te ka­za­na­ca­ğı­mız bir za­fer.

Bi­ri­le­ri ay­nı ül­ke­nin ço­cuk­la­rı­nın kan­la­rı ve göz­yaş­la­rı üze­ri­ne ken­di­le­ri­ne ik­ti­dar ve ser­vet üret­mek is­ti­yor. Bu kan­lı, ka­ran­lık ve kir­li oyu­na alet ol­ma­ya­lım.

Se­lâm ve dua ile.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT