1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Kırboğa: “Esed Evrak Üzerinde PYD'ye Özerklik Verdi”
Kırboğa: “Esed Evrak Üzerinde PYDye Özerklik Verdi”

Kırboğa: “Esed Evrak Üzerinde PYD'ye Özerklik Verdi”

Esed’in PYD ile bir ittifak yaparak önce Kamışlı’yı şehir ilan ettiğini söyleyen Şükrü Kırboğa, “Ramazanın başında da özerk Kürdistan’ı kurdu” dedi.

26 Ağustos 2013 Pazartesi 18:04A+A-

PYD ile Özgür Suriye Ordusu arasında arabuluculuk yapan ARABDER Başkanı Şükrü Kırboğa, görüşmelerin perde arkasını anlattı, anlaşma metinlerini ilk kez açıkladı. Kırboğa, İrmelan petrol bölgesi üzerinden yapılan hesapları deşifre etti. Esed’in Guda’dan sonra Yermuk’ta kimyasal silah kullanmaya hazırlandığı uyarısında bulundu.

Röportaj: Seda Şimşek / Bugün Gazetesi

*PYD ile ÖSO arasında hiç temas olmadı mı?

Aslında, PYD ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında bugüne kadar 5 anlaşma yapıldı, 5’i de bozuldu. Bazı anlaşmalarda biz de ARABDER olarak arabuluculuk yaptık, görüşmelere katıldık. Suriye’deki Tay, El İgedad, Harb, Cubur, Beni Sebaa, Advan kabilelerinin reisleri ile önce Tel Abyad’a, sonra da 100 kilometre ilerideki Rasulayn’a gittik. PYD yetkilileriyle çatışmaların sona ermesi için görüştük. Rasulayn’da Türkiye sınırına yakın bir evde PYD komutanları ve temsilcileriyle buluştuk. Orada çok ilginç şeyler oldu. PYD’nin temsilcilerinin birkaçı Arap kabile reislerinin yeğeni çıktı. Herkes konuştu, orada bir neticeye varıldı.

5 ANLAŞMA YAPTILAR

*ÖSO ile PYD arasında anlaşmamı yapıldı?

Bizim girişimimizle, Rasulayn’da 15 Aralık 2012’de İsmail El Cidan’ın evinde PYD tarafından Dr. Muhammed Nasır, ÖSO’dan Rasulayn Komutanı Hasan Abdullah arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma 20 gün sürdü, 6 gün aralarında yine savaş oldu. Sonra, 15 Şubat 2013’te tekrar aynı isimler anlaşma imzaladı. Bu anlaşma 5 ay sürdü.

*Anlaşma maddeleri neler?

Anlaşma artık geleneksel olarak 10 maddeden oluşuyor. Rasulayn’da ne ÖSO ne PYD askeri gücü kalacak, şehrin dışına çıkacak. İç emniyeti, güvenliği sağlamak üzere Rasulayn’da yaşayanlardan emniyet güçleri oluşturulacak. Rasulayn’ı sivil irade yönetecek, bir meclis oluşacak ve bu mecliste her ırk ve mezhepten 2 temsilci bulunacak. PYD tarafından alınmış tüm illerde bu sistem uygulanacak. Akil adamlar heyeti kurulacak.

Güvenlik sivil iradeye karışmayacak. PYD ve ÖSO, Esed’e karşı savaşacak. Bütün bu anlaşmalar her iki tarafça imzalanacak. Göç etmiş, mülteci durumunda olan insanlar geri dönecek. Giriş çıkış noktalarında birbirlerine müsaade edecekler. Taraflar birbiri hakkında basında karalama kampanyası yapmayacak. Kapı, her iki tarafın birlikte belirlediği kişiler tarafından yönetilecek. En önemli madde, ihtilaflı oldukları alanda, PYD’nin hâkim olduğu bölgelerde ÖSO’nun bayrağının asılması, kamu kurumlarında PYD’nin bayrağının da ÖSO bayrağının yanında asılması.

PETROLÜN GEÇİŞ ADRESİ

Rasulayn niye çok önemli?

Rasulayn, hem Türkiye sınırı hem kendilerine göre Kürdistan dedikleri bölgenin Kobani’ye kapısı hem de İrmelan petrol bölgesinin geçiş noktası. Petrolü, Türkiye’ye götürmek isterseniz oradan geçmek zorundasınız.

Anlaşma neden bozuldu?

Nusra’nın devreye girmesi, Esed’in taktikleriyle bozuldu. ÖSO’dan Gurabai Şam ve Afadresül örgütü silolara ve kapıya hâkimdi. Nusra şehrin dışındaydı. O zamanlar Nusra’nın başındaki emir Ebu Leys, Kürt kökenliydi. ÖSO’nun Rasulayn sınırları dışına çıkmasının ardından, Nusra devreye girdi.

*Rasulayn’da çatışmalar Nusra’nın devreye girmesiyle mi başladı?

Nusra ve ÖSO Derozor’da birlikte uzun zaman havaalanını kuşattı fakat alamadılar. Bu havaalanının düşmesi Haseki ve Suriye’nin kuzeyiyle Esed arasındaki bağlantının kopmasını sağlayacaktı. Buna paralel, yine ÖSO ve Nusra, Kamışlı’nın 7 kilometre yakınında ciddi bir yığınak yapmıştı. ÖSO, Kamışlı’yı alsaydı PYD’yi bitirecekti. Rasulayn’da 70-80 kişilik Nusra silahlı gücü bırakılmıştı.

Esed, PYD ile bir ittifak yaparak önce Kamışlı’yı il ilan etti ve başına Nusayri kökenli olan Muhammed Mansura’yı vali olarak atadı. Ramazan ayının başında Esed, evraklar üzerinde özerk bir yapı oluşturdu. 2004’te Kürtlere karşı kullanılan Muhammed el Fares, Esed’in evraklarındaki özerk Kürdistan’ın Maliye Bakanı oldu.

Kürt Fuat Alek, Adalet Bakanlığı’na getirildi. PYD ile ÖSO arasında anlaşma yapıldığı için, ÖSO’nun en zayıf noktası Rasulayn idi. PYD, Esed’in bu hamlesi ile 750- 1000 kişiden oluşan silahlı güçle Rasulayn’a geçti. Kısa bir sürede Nusra, Tel Halef’e çekilmek zorunda kaldı. Esed de bu arada havaalanını kurtardı.

Silahlar PYD’yi avantajlı yaptı

*PYD ile Nusra arasındaki savaşın galibi kim olur?

İkisinde de dışarıdan gelen, bölgenin değerlerini bilmeyen savaşçılar var. PYD’nin elindeki en güçlü silah kanasçıları. Ellerindeki silahların uzun menzilli, gece görüşlü olması PYD’yi avantajlı hale getirdi. Nusra ise patlatma, bombalama yöntemleriyle savaşıyor. Afgan dini alimler tarafından iki aylık bir psikolojik eğitim verilir. Hepsi ölmek için koşa koşa savaşa gidiyor. Bir PYD’li bana, “Hhiç böyle savaşçı görmedik” dedi. Bu savaşın uzun süreceğini tahmin ediyorum, Esed düşünceye kadar bu savaş devam eder.

İşte Esed’i ayakta tutan kirli oyunları

6 yıl önce Akçakale’ye yerleşen Muhaberat mensubu, 5 vatandaşımızın öldüğü patlamanın faili çıktı

*Esed, ne gibi taktiklerle ayakta duruyor?

Esed, kendi halkını çok iyi biliyor. Mesela, Tel Abyad bir gümrük kapısı olduğu için burada ciddi savaşmadı, kendisi ÖSO’ya bıraktı. ÖSO’daki gruplar arasında, kapıda dönen ticari gelirin paylaşılması konusunda mutlaka ihtilaflar doğacağını düşünerek, kendi aralarında çatışmaları için burayı onlara bıraktı. Muhaberat aracılığıyla ÖSO’da savaşan gruplar içine elemanlarını sızdırdı. İlginç bir örnek vereyim; bu karışıklıklar olmadan 6 yıl önce Suriye’den Muhaberat mensubu biri Akçakale’ye gelmiş, buradan evlenmiş, insanların güvenini kazanmış. Akçakale’de 5 vatandaşımızın öldüğü patlamada, hedef belirlemede o Suriyeli rol oynamış, bir baktık ki Muhaberat elamanı çıktı.

*PYD ile Nusra çatışmaları niye başladı?

Suriye’de Esed döneminde en fazla ezilen kesim olan Kürtlerdi. Barzani’ye bağlı ve İslami hassasiyeti yüksek olan Kürtler, ÖSO çatısı altında nizama karşı savaştı. PKK’ya yakın olan PYD ise ÖSO ile görüşmesinde ön koşul olarak Kürtler’e anayasal tanınma istedi, bu kaostan faydalanıp, kendi bölgesinde hâkimiyet kurma çabasına girişti. El Cezire Bölgesi’nde, PYD’nin olduğu alanda İrmelan diye bir petrol bölgesi var. Esed, başta bu bölgesi ÖSO’ya karşı korumak için PYD’yi silah, gıda ve istihbarat alanında destekledi. Şam, Halep Hama, Humus’ta sıkıştığı anda da PYD kartını oynamaya başladı.

Çatışma zemini oluşturdu

*Petrol bölgesini PYD’ye mi bıraktı?

Daha önce kendi kontrolünde olan İrmelan petrol bölgesi geniş bir alandır. Bu alan şimdi PYD, Nusra, Devlet el İslamiya ve ÖSO kontrolünde. Herkes bundan bir gelir elde ediyor. Türkiye’ye gelen yüzlerce atlı, binlerce yaya dediğimiz kesimler aslında petrol ticareti de yapıyor. Rejim buradan çekilerek, bütün bu kesimleri birbiriyle savaştırmayı amaçladı, yani orada Araplar ile PYD arasında çatışma zemini oluşturdu. İrmelan petrol bölgesi, PYD, ÖSO ve Nusra’nın en önemli finans kaynağı oldu.

Esed’in defalarca kimyasal silah kullandığını belirten Şükrü Kırboğa, “Gelecek günlerde Yermuk bölgesi var” dedi.

Kimyasal silahla Yermuk’u vuracak

*Guda’da kimyasal silah kullanıldı ve yüzlerce insan öldü, bu katliamla ilgili bir bilgi aldınız mı?

Duma, Kuseyir, Hanelasel, İdlib ve Şam’ın bir çok yerinde, birçok kez kimyasal silah kullanıldı. En son el Guda bölgesinde kullanıldı. Hz. İsa’nın ineceğine inanılan Doğu Kapısı El Guda Bölgesi’ndedir. Esed’e karşı en iyi savaşçıların çıktığı bölgedir. El Guda ve Kuseyir’de, Hizbullah da bire bir savaşıyor. Burada ifade etmekte fayda var; Şam’da 50 bin İran, 30 bin Hizbullah, 30 bin Mehdi yani Mukteda Sadr askerinin bulunduğu iddia ediliyor. Kasyon Dağı’ndan atıldı. Bu dağ, Şam’ın kuzeyinde, Esed ve Hizbullah askerlerinin hâkimiyeti altında. Batı, delil arıyorsa şu anda el Guda’ya gitsin. Ölü sayısı 2 bine yaklaştı, 10 binden fazla yaralı var. Esed’in el Guda’dan sonra, gelecek günlerde Yermuk bölgesinde de kimyasal silah kullanması bekleniyor.

*Türkiye’nin Suriye politikasında sizce eksik nerede?

Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönerken Derezor’da karargâhını kurmuş, bölgedeki Bedevi, Arap aşiretlerini örgütleyip, Fırat’ın her iki tarafında onları yerleşik hale getirmiş. Bölgede Bedevi ve yerleşik kabileler var, tarihsel olarak Yemen’den gelmişler, Arab ül Ariba, bir de Hz. İbrahim, Hz. İsmail kolundan gelen Araplar ise Arabül Mustariba. Mesela, şu an Suudi Arabistan’da kraliyet, bedevilerden Şammar Kabilesi’nden. Suriye’de Şammar en küçük kabile, 10 bini bulmaz sayısı. Suudi Arabistan, bu kabileden Ahmed Asi Al Jarba’yı Suriye Ulusal Konseyi Başkanı seçtirdi. Buradaki aşiretlerle de ters düştü. Suriye’nin çoğunluğunu oluşturan kabileler, Türkiye’ye daha yakın ve saha hâkimiyeti onlarda fakat biz onları örgütleyemedik.

*Suriye’ye askeri müdahale ihtimali üzerinde duruluyor.

Evet, kim bilir belki de üçüncü dünya savaşına “hoş geldin” diyeceğiz.

*Müdahale olmasın, katliamlar sürsün mü?

Müdahale ihtimalinden önce PYD, ÖSO dahil bütün grupların Türkiye öncülüğünde bir araya getirilmesi ve ardından hava sahasının kapatılması imkânları değerlendirilmeli.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum