1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. İsrailliler Sri Lanka sahillerinde Gazze savaşının tepkisiyle karşılaştı: 'Artık sessizlik yok'
İsrailliler Sri Lanka sahillerinde Gazze savaşının tepkisiyle karşılaştı: 'Artık sessizlik yok'

İsrailliler Sri Lanka sahillerinde Gazze savaşının tepkisiyle karşılaştı: 'Artık sessizlik yok'

Yıllar boyunca bölge sakinleri ile İsrailli ziyaretçiler arasındaki ilişkiler, ekonomiye katkıda bulunduğu için iç içe olmuştur. Ancak bu dinamikteki çatlaklar artık görünür hale gelmeye başladı.

17 Şubat 2025 Pazartesi 21:49A+A-

Prinita Thevarajah’ın aljazeera’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.

 

Sri Lanka'nın doğusundaki popüler bir plaj olan Arugam Körfezi'nde hararetli bir tartışma patlak verdiğinde güneş Hint Okyanusu'nun üzerinde asılı duruyor ve dalgalara kehribar rengi bir parlaklık veriyordu.

Suda bir grup yerel sörfçü İsrailli turistlerle sörf adabı -ya da Sri Lankalıların bakış açısına göre adabın eksikliği- üzerine başlayan bir tartışmaya girişti.

Uluslararası üne sahip Sri Lankalı bir sörfçü olan Jeevan Hall, başkalarına hiç dalga bırakmadan sürekli dalga alan İsrailli bir turistle karşılaştığında sörf sırasındaydı. Hayal kırıklığına uğrayan Hall, İsrail ordusunda görevli bir asker olan turiste yaklaştı ve ondan sörf davranış kurallarına saygı göstermesini ve dalgaları paylaşmasını istedi.

Zararsız bir istek olarak başlayan olay hızla kavgaya dönüştü. Askerin, yine İsrail askerleri olan iki arkadaşı da olaya dâhil oldu. Üçü de İbranice hakaretler savurarak suyun içinde Hall'un etrafında kulaç atmaya başladı.

Diğer sörfçüler Hall'a destek olmak için koşarken, İsraillilerin suçlamalarıyla karşılaştılar: “Bizimle sadece savaş yüzünden sorun yaşıyorsunuz.”

Hall, askerlerin İsrail'in Gazze'ye açtığı savaştan bahsettiğini biliyordu. Yaşadığı hayal kırıklığının siyasetle bir ilgisi olmadığını, askerin sörf adabını açıkça hiçe saydığını söyledi.

Hall daha sonra El Cezire'ye yaptığı açıklamada, “Bu Arugam Körfezi'nde çok sık yaşanan bir şey.”

Ancak İsrailli askerlerin ateşkes nedeniyle şu an için zayıf bir duraksamada olan savaşa atıfta bulunmalarının bir nedeni var. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Sri Lanka'da da artık eskisi kadar hoş karşılanmıyorlar.

Cennette sorun var

Sri Lanka onlarca yıldır el değmemiş plajları, birinci sınıf sörfü ve tropik cennetten bir tat arayan uluslararası turistler için bir cennet olmuştur - üstelik tüm bunlar dünyanın diğer bölgelerindeki benzer yerlere kıyasla nispeten daha düşük maliyetlerle gerçekleşmektedir.

Ziyaretçiler arasında İsrailli genç turistler, özellikle de yedek askerler - ülkenin zorunlu askerlik hizmetinden çıkan İsrailliler - kayda değer bir varlık göstermiştir.

Yerel makamlara göre 2022 yılında 9.000 İsrail vatandaşı Sri Lanka'ya giriş yaptı ve bu rakam bir sonraki yıl 1.000 kişi arttı.

Ancak 2024 yılında İsrail'in Gazze'deki askeri harekâtı bir soykırıma dönüşünce, Sri Lanka'ya gelen İsrailli ziyaretçi sayısı iki katına çıktı ve Güney Asya adasına 20.000 kişinin giriş yaptığı tahmin ediliyor.

srilanka-2.jpg

Arugam Körfezi, Sri Lanka'da İbranice dilinde cep telefonu reklamları

Her yıl sörf sezonunda doğu ve güney arasında gidip gelen ve sahil boyunca restoran ve barlarda çalışan Sri Lankalı Shiro Jeyawadne, İsraillilerin katıldıkları savaşı “atlatmak” için Sri Lanka'da daha çok tatil yaptıklarına inandığını söyledi.

El Cezire'ye verdiği demeçte, “Burada bulunmalarından dolayı toplumun geneli arasında gerginlik yaşanması umurlarında değil gibi görünüyor, akılları başka yerde” dedi.

Adanın Arugam Körfezi gibi turistik kasabalarında, genellikle aylarca kalan İsrailli yedek askerlerin yerleşim bölgelerini vurgulayan İbranice işyeri tabelaları görmek normaldir. Toplam nüfusu 4,000'den az olan kasabaya en az 100 İsrailli yerleşmiş durumda.

“Arkadaşlarımın orada olup olmayacağını bilmeme hiç gerek yok. Sri Lanka'ya geldiğimde, seyahatimi birlikte geçirebileceğim başka İsrailliler olacağını biliyorum,” diyor Tel Aviv'de yaşayan Oko El Cezire'ye.

Yerel halk ile İsrailli ziyaretçiler arasındaki ilişkiler, turizme bağımlı Sri Lanka ekonomisine katkı sağladıkları için yıllarca samimiydi.

Ancak bu dinamikteki çatlaklar artık görünür hale geldi.

Aralarında 2018'de Endonezya ve 2024'te Maldivler'in de bulunduğu bazı kıyı turizm noktaları İsrail pasaportu sahiplerinin ülkelerine girişini yasakladı. Aralık ayında Avustralya, Gazze'de görev yapmış iki İsrail askerinin ülkeye girişine izin vermedi.

Sri Lanka'da bazıları, İsrail askerlerinin adanın plajlarındaki hâkimiyeti nedeniyle “daha etik düşünen” turistlerin akınına yol açacağına inanıyor.

Aslen Avustralyalı olan ve uzun süredir adada yaşayan Jack Campbell, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, “Ortam farklı olur, sahil şeridi kültürü daha iyi hale gelir” dedi.

“Bu bir kartopu etkisi çünkü bir grup zihniyetiyle var oluyorlar. Burada ailem için kendimi güvende hissetmiyorum” diyen Campbell, özellikle savaş suçlusu olduğundan şüphelenilen İsrail askerlerine atıfta bulundu.

Savaş suçluları tatilde

Gazze'de savaş suçu işlendiği iddiaları ve İsrailliler tarafından işletilen yasadışı işletmeler Sri Lanka'daki yerel topluluklar arasında yaygın bir öfke ve kızgınlığa yol açtı. Gazze'de ocak ayından bu yana kırılgan bir ateşkes yürürlükte olsa da, savaşın sona ermekten çok uzak olduğuna dair korkular, İsrail liderlerinin ve başlıca küresel destekçisi ABD'nin kışkırtıcı açıklamalarıyla daha da kötüleşti.

Sri Lanka'da turist vizesiyle çalışmak yasadışıdır. Yine de otelcilikten gece hayatına ve sağlıklı yaşam merkezlerine kadar ruhsatsız İsrailli işletmeler adanın dört bir yanında mantar gibi çoğaldı. Şu anda adada 50'den fazla İsrailli turistik girişim var; bunların çoğu yolsuzluk yapan yetkililerin yardımıyla eski veya mevcut yedek askerlere ait ve genellikle yerel işletmeleri saf dışı bırakıyorlar.

Adadaki Filistin yanlısı hareketlerde yer alan Kolombo merkezli bir aktivist olan Serena Burgess, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, “Turizm merkezlerindeki Sri Lankalı işçilerin gelire ihtiyaç duyduklarının ve İsrailli işletmelerden ve turistlerden gelir elde ettiklerini düşündüklerinin farkındayız” dedi.

“Bu işletmelerin birçoğu kredi kartı işlemleri yoluyla İsrail'e kar gönderiyor” dedi.

Sri Lankalı aktivistler İsrail-Filistin çatışması ve İsrail'in Gazze ve Filistin topraklarının geri kalanındaki zulmünün boyutları hakkında insanları bilgilendirmek için kampanyalar düzenliyor.

Aktivistler ayrıca Sri Lanka'da Boykot, Tecrit ve Yaptırım (BDS) Hareketi için çalışarak İsrail bağlantılı şirket ve kuruluşların listelerini insanlara dağıtıyor. Bu aktivistlerin çoğu güvenlik endişeleri nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemediler.

srilanka-3.jpg

Sri Lanka'nın merkezindeki Ella'da bir tabelada görülen Filistin yanlısı bir çıkartma

Geçtiğimiz altı ay içinde, İsrail vatandaşları tarafından gerçekleştirilen en az üç fiziksel şiddet olayı yerel halk tarafından şikâyet edilmiş ve polis bu olayları soruşturmuştur. Her bir olayda İsrailli turistler güney sahilinde yaşayan ve yüksek sesle Filistin yanlısı oldukları bilinen yerel halka fiziksel saldırıda bulunmuştur.

Geçtiğimiz aralık ayında genç gezginler için popüler bir yer olan Ahangama'da İsrailli turistler, Sri Lanka'nın anti-Siyonist hareketindeki çalışmalarıyla tanınan yerel bir aileye yaklaşarak fiziksel saldırıda bulundu ve mülklerini tahrip etti.

Aynı ay, Filistinli bir savunuculuk grubu olan Hind Rajab Vakfı (HRF), İsrailli asker Gal Ferenbook'un Kolombo'da tatil yaptığını tespit etti. Belçika merkezli vakıf adını Gazze'de bir arabanın içinde ailesiyle birlikte İsrail askerleri tarafından öldürülen altı yaşındaki Filistinli kızdan alıyor. Geçtiğimiz yaz kurulmasından bu yana Hind Rajab Vakfı, dünyanın dört bir yanından avukat ve aktivistleri bir araya getirerek, askerlerin savaşta yaptıklarıyla övündükleri sosyal medya paylaşımlarına dayanarak İsrail askerlerine karşı davalar hazırladı.

Hind Rajab Vakfı, bir açıklama yayınlayarak Sri Lanka hükümetini, sosyal medyada bir Filistinlinin cesedini tankının üzerinde bir ödül gibi tutarken görüldüğü bir video yayınlayan Ferenbook'u tutuklamaya çağırdı. Talep gündeme gelir gelmez, İsrailli askerin Aralık 2024'te yerel İsrailli yetkililerin yardımıyla Sri Lanka'dan kaçtığı bildirildi.

Mısırlı aktivist Zein Rahma geçen ay Sri Lanka'nın güneyinde tatil yaparken Gazze'den dönen İsrailli askerlerle aynı plajı paylaştığını fark ettiğini El Cezire'ye anlatırken “Bir çocuğu başından vuran, tecavüz eden ve öldüren bu adamların uçağa binip buraya kumsalda dinlenmeye gelmeleri kesinlikle normal değil” dedi.

Rahma, Sri Lanka'nın turistik kasabalarındaki İsrail askerlerinin varlığını bildirmeyi kendine görev edindiğini söyledi. “Bu artık yerel bir mesele değil, uluslararası bir mesele” dedi.

Sri Lanka, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (ICC) savaş suçları için bireyleri yargılayan 2002 tarihli Roma Statüsü'nü imzalamamıştır. Ancak ada ülkesi, savaş suçlarının insancıl hukukun ihlali olduğunu belirten Cenevre Sözleşmesini 1949 yılında imzalamıştır.

“Uluslararası hukuk ve insan hakları standartları çok açık. Sri Lankalı insan hakları avukatı Bhavani Fonseka El Cezire'ye verdiği demeçte, eğer uluslararası suç işlendiğine dair kanıt varsa, bunun soruşturulması ve bireylerin sorumlu tutulması gerekir” dedi.

Geçen yıl eylül ayında iktidara gelen Marksist eğilimli Başkan Anura Kumara Dissanayake liderliğindeki Ulusal Halk Gücü ittifakına atıfta bulunan Fonseka, “Bu yeni NPP hükümetine sorulması gereken bir soru” dedi.

Sri Lankalı yetkililer Gazze savaşının başladığı 2023 yılından bu yana birçok kez kimin tarafında oldukları sorusuyla karşı karşıya kaldılar. Uluslararası toplum gibi Sri Lanka da Birleşmiş Milletler'de savaşa karşı oy kullanırken, ada aynı zamanda 2021'de bir hükümetin devrilmesine ve ardından Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi borç verenlerin ekonomik kurtarma paketine tanıklık eden tarihi bir ekonomik krizden çıkmaya çalışıyor.

Rekor mali erime Sri Lanka'da işsizlik krizine de neden oldu. Bugün Sri Lankalıların % 4,7'si işsiz.

Adanın işgücü istatistiklerine göre, Eylül 2024'te bu oran % 4,1'di ve hükümet Gazze'deki savaş nedeniyle Filistinli işçi açığını kapatmak için yaklaşık 20.000 vatandaşını İsrail'in tarım ve inşaat sektörlerinde çalışmaya gönderdi. Bu Sri Lankalı işçilerin çoğu bugün İsrail'de çalışmaya devam ediyor.

Bu arada Burgess gibi aktivistler yerel halkı İsrail'de iş aramanın neden “özellikle etik dışı” olduğu konusunda eğitmeye çalışıyor. Ancak yerel ekonomik kaynakların çok kısıtlı olması nedeniyle bu çağrıların İsrail'e giden Sri Lankalı işçi akışını gerçekten durdurup durdurmayacağı ise belirsizliğini koruyor.

Kimin için koruma?

Geçen yıl ekim ayında Sri Lanka'daki ABD, Birleşik Krallık, Avustralya ve Rusya büyükelçilikleri, orada yaşayan ya da tatil yapan İsrail askerlerine yönelik tehditler nedeniyle vatandaşlarından Müslümanların çoğunlukta olduğu Arugam Körfezi'ne seyahat etmekten kaçınmalarını isteyen ve artık ‘geri çekilmiş’ olan tavsiyeler yayınladı.

İddia edilen tehdit, Sri Lanka askerlerinin, helikopterlerinin ve tanklarının sahile konuşlanmasına yol açarak doğu sahilinin sörf sezonunu aniden sona erdirdi ve yerel halkı şaşkınlığa uğrattı. Yerel halktan Jeyawadane, Batılı ülkelerin tavsiyesi yayınlandığında Arugam Körfezi'nde 10'dan az İsrailli olduğunu ve kimseye yönelik açık bir fiziksel tehdit bulunmadığını iddia ediyor. Güney sahillerinde sezonun başlamasıyla birlikte çok sayıda İsrailli turist buraya doğru yola çıkmıştı.

Ancak Sri Lanka hükümeti algılanan tehdide karşı tepkisini arttırarak güvenlik personelini ülkenin turistik şehirlerine dağıttı ve aralarında Irak'ta yaşayan ve çalışan bir Sri Lanka vatandaşının da bulunduğu üç kişiyi tutukladı. Kamu güvenliği ve dışişleri bakanı Vijitha Herath, şüphelilerin gözaltına alındığını söyledi.

Hall, El Cezire'ye yaptığı açıklamada “Körfez bir gecede neredeyse boşaldı” dedi. Ailesi on yılı aşkın bir süredir Arugam Körfezi'nde bir otel işletiyor.

Arugam Koyu'ndaki neredeyse tüm diğer otellerle birlikte otel, tavsiye geri çekildikten sonra bile dünyanın dört bir yanından gelen turistlerden haftalarca iptaller aldı. Bir zamanlar İsrailli turistlerin uğrak yeri olan ve beş yıl önce arka sokaklarında bir sinagog ve Şabat merkezinin faaliyet gösterdiği Arugam Koyu'nda şimdi sokaklar bomboştu.

Bir ay sonra, kasım ayında, Sri Lanka güçleri Kolombo'da İsrail vatandaşları tarafından inşa edilen bir Yahudi merkezi olan Chabad House'un güvenliğini sağlarken, İsrail vatandaşlarının uğrak yeri olan otellerde güvenliğin arttırılması emri verildi.

Chabad House'un korunması için askerlerin konuşlandırılması, zorunlu hükümet izni olmadan yasadışı bir şekilde inşa edildiğini iddia eden birçok Sri Lankalıyı kızdırdı.

Milletvekili Mujibur Rahman Aralık 2024'te parlamentoda Başbakan Harani Amarasuriya'yı bu konuda sorguladığında Amarasuriya, Arugam Körfezi de dâhil olmak üzere Chabad House ve benzeri diğer merkezlerin izinsiz faaliyet gösterdiğini kabul etti. Rahman'a göre, inşaat önceki, şimdi görevden ayrılmış olan hükümetin izniyle başlamıştı.

Rahman, şimdi yeni bir hükümet işbaşında olsa bile, yasadışı olduğu kabul edilen bu binaların Sri Lanka savunma güçleri tarafından korunduğundan şikâyet ediyor. Şubat 2025 itibariyle polis hala Colombo Chabad House'un girişini korurken görülüyordu. El Cezire'ye konuşan Rahman, “Bunun arkasında kimin olduğunu anlamakta zorlanıyoruz” dedi.

Ayrıca hükümetin Sri Lanka'da potansiyel İsrailli savaş suçlularının varlığından haberdar olduğunu iddia etti. “Sorun şu ki, askerlerin önceden taranması için herhangi bir sistem yok” dedi.

Jeyawadane de dâhil olmak üzere pek çok Sri Lankalı, ülkenin İsrail ile onlarca yıllık stratejik bağlarının Yahudi merkezlerinin güvenliğini sağlamış olabileceğini söylüyor. Jeyawadane, El Cezire'ye yaptığı açıklamada “Savunma gücümüzün hala onlarınkiyle işbirliği içinde olması mantıklı - İsrail savaşırken bize silah sattı” dedi.

Sri Lanka'da Tamil isyancılarının etnik azınlık topluluğu için ayrı bir vatan kurma mücadelesi verdiği 30 yıllık iç savaş sırasında İsrail, Sri Lanka ordusuna silah ve eğitim sağlamıştı. İç savaş 2009 yılında sona erdi. Ancak eleştirmenlere göre bu ilişki, 2005-2021 yılları arasında adanın siyasetine hâkim olan ve sonrasında bir halk hareketiyle devrilen güçlü Rajapaksa ailesi tarafından daha da beslendi.

İronik bir şekilde, Rajapaksa kardeşler, özellikle de eski başkanlar Mahinda Rajapaksa ve Gotabaya Rajapaksa, iç savaş sırasında savaş suçları işlemek ve bu suçlara nezaret etmek suçlamalarıyla karşı karşıya kaldılar.

NPP geçen yıl, yıllarca süren yolsuzluklardan bıkan Sri Lankalılar tarafından oylanarak iktidara getirildi ve suçlu olduklarına inandıkları kişilerin hesap vermesini ve cezalandırılmasını talep ettiler. Bu insanların çoğu şimdi İsrailli savaş suçlularının ülkelerinde tatil yapıyor olmasından dolayı öfkeli.

 

“Artık bahane yok. Artık sessizlik yok. Kontrolü geri almaya başlamanın zamanı geldi” dedi Burgess.

HABERE YORUM KAT