1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. İran savaşını bahane eden İsrail Batı Şeria'yı boğuyor
İran savaşını bahane eden İsrail Batı Şeria'yı boğuyor

İran savaşını bahane eden İsrail Batı Şeria'yı boğuyor

​​​​​​​Tahran'ı vurduktan sonra ordu yüzlerce kapıyı kapatarak Filistinlileri mahallelerin içine hapsetti ve yollarda mahsur bıraktı - bu da ilhakın adı dışında kanıtı.

24 Haziran 2025 Salı 23:15A+A-

Shatha Yaish’in 972mag’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


İsrailliler geçen cuma sabahı erken saatlerde uyanıp ülkelerinin İran'la savaşa girdiğini öğrendiklerinde, Batı Şeria'daki Filistinliler de İsrail ordusunun kendilerini tecrit altına aldığını gördüler.

İşgal altındaki topraklarda onlarca yıldır uygulanan kapatma ve kontrol noktaları, 7 Ekim'den sonra daha da fazla sayıda ve kısıtlayıcı hale geldi. Ancak İran'ı vurduktan sonra ordu, kasaba ve şehirleri demir kapılarla kapatarak, Batı Şeria ile Kudüs arasındaki kontrol noktalarını kapatarak ve Ürdün ile Allenby sınır kapısını kapatarak Filistinlilerin hareketini neredeyse tamamen durma noktasına getirdi.

İsrail kapatmayı, askerlerini başka cephelere yönlendirmesi gerektiğini iddia ederek gerekçelendirdi. Ancak çoğu yerleşimci olan yedek askerlerin yeniden göreve çağrılması bölgedeki asker sayısını arttırdı. BM şimdi kapatmaların birçoğunun kaldırıldığını bildiriyor, ancak birçok kontrol noktası kapatılmış ve yeni kapılar ve barikatlar inşa edilmiş olduğundan Filistinlilerin hareketliliği büyük ölçüde kısıtlanmış durumda.

Doğu Kudüs'te de hak örgütleri, Mescid-i Aksa'da ibadetin tamamen yasaklanması da dâhil olmak üzere Filistinlilere yönelik kısıtlama ve baskıların arttığını bildirdi.

İsrailli sivil toplum örgütleri Ir Amim ve Bimkom tarafından bu hafta başında yapılan açıklamada, “İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonunun başlamasından bu yana yetkililer, 7 Ekim'i takip eden agresif polislik uygulamalarını anımsatan kapsamlı ve ağır tedbirler aldı” denildi. “Bu eylemler günlük yaşamı ciddi şekilde sekteye uğratmış, ibadet özgürlüğünü kısıtlamış ve şehirde yaşayan Filistinlilerin temel haklarını ihlal etmiştir.”

İsrail'in, yaklaşık 900 kontrol noktası ve kapıyı içeren bir kontrol aygıtı sayesinde Filistin kasaba ve şehirlerine giriş ve çıkışları neredeyse tamamen kesebilmiş olması, işgalin Batı Şeria'daki ayak izinin boyutunu vurgulamakta ve dünyanın dikkati başka yerlere odaklanmışken İsrail'in bölgeye yönelik daha geniş hedefine işaret etmektedir.

seria2-001.jpg

Batı Şeria'da El Halil yakınlarında İsrail ordusu tarafından kapatılan bir yolda Filistin arabaları sıraya dizilmiş durumda, 13 Haziran 2025. (Wisam Hashlamoun/Flash90)

Ramallah merkezli Filistin İsrail Araştırmaları Forumu'nun (genellikle Arapça “Madar” kısaltmasıyla bilinir) direktörü Honaida Ghanim +972 Magazine'e verdiği demeçte “İsrail için her şey bir fırsattır” dedi. “Bu hükümet, özellikle Batı Şeria'da ideolojik gündemini daha da ilerletmek için her anı değerlendirecektir.”

Madar'a göre aslında şu anda gördüğümüz şey, ilhakın adı dışında başka bir kanıtı. Ghanim, “Bu zaten sahada gerçekleşiyor; tüm altyapı buna işaret ediyor” dedi. "Amaç nüfusu parçalamak, insanları daha küçük ceplere sıkıştırarak daha kolay kontrol edilebilir hale getirmek.

"Eksik olan tek şey resmi açıklama. O da geldiğinde, zaten var olanı resmileştirmekten başka bir işe yaramayacak."

'Her köyün bir kapısı var - mahsur kaldık'

Ahmed Ebu Kamleh ve iş arkadaşı Naim El-Şobaki, sokağa çıkma yasağı yürürlüğe girdiğinde Ramallah'ın batısındaki Sinjil köyü yakınlarındaki bir süpermarkete mal teslim etmeye gidiyorlardı. Yeni barikatları aşmaya çalışırken minibüslerinin mazotu kısa sürede bitti ve bu noktada mahsur kaldılar.

İki gece Sinjil'in dışında mahsur kalıp minibüslerinde uyuduktan sonra aracı terk etmeye ve Nablus yakınlarındaki Burin'e başka yollardan gitmeye karar verdiler. Yolun bir kısmını taksiyle kat ettikten sonra üç farklı özel araca binerek en az sekiz köyden geçtiler. Barikatlar ve zorunlu sapaklarla dolu bir labirentin ortasında, 40 dakika sürmesi gereken yolculuk altı saatlik bir çileye dönüştü.

Ebu Kamleh kâbus gibi geçen yolculuğun ardından +972'ye “İçimde ölü hissediyorum; sadece bedenim yaşıyor” dedi. "Yollar neredeyse boştu ama her yerde askerler vardı. Hareket etmeye korkuyorsun. Güvenli değil."

seria3-001.jpg

Filistinliler, 14 Haziran 2025'te Batı Şeria'nın El Halil kentinin girişindeki kapalı İsrail kapılarının altından geçiyor. (Mosab Shawer)

Bu arada Batı Şeria'nın kuzeyindeki Sinjil köyü sakinleri kendilerini yakınlardaki Ramallah ve Nablus şehirlerinden neredeyse kopmuş halde buldu.

Köyde yaşayan diş hekimi Mahfouz Fawlha'nın Ramallah'ta bir kliniği var ve şu anda oraya ulaşmakta zorlanıyor. “Klinik sadece 15 dakika uzaklıkta, ancak şimdi yolculuk iki saatten fazla sürebiliyor,” diye açıkladı.

İsrail ordusu 7 Ekim'den bu yana Sinjil'i ana yoldan ve köy sakinlerinin kırsal arazilerinden ayırmak için dikenli tellerle çevrili bir çit inşa etmeye başladı. Fawlha, “Artık her köyün bir kapısı var,” dedi. “Sıkıştık kaldık.”

Ramallah'ta Şadi ve Diala (soyadlarını vermeyi tercih etmediler) bu hafta sonu kızlarını vaftiz etmeyi planlıyorlardı. Ancak yolların kapalı olması Maruni rahibin Kudüs'ten şehre ulaşmasını engellerken, birçok aile üyesi de törene katılamadı. Bunun yerine, Ramallah'ta bulunan ve son dakikada müsait olan bir Latin rahip ile devam ettiler.

Tören sona erdiğinde füze sesleri yakınlarda yankılandı. Şadi, “Her şeye rağmen ilerlemeye karar verdik,” dedi. "Ne yapabiliriz ki? Ne olacağını bilmiyoruz."

Filistin sorununun silinmesi

Çevredeki sokağa çıkma yasağına rağmen hafta sonu Ramallah'ta hayat büyük ölçüde normal seyrinde devam etti: dükkânlar açıldı, trafik aktı ve kafeler yavaş yavaş doldu. Bazı insanlar temel ihtiyaçlarını almak için acele etti ve benzin istasyonlarında kuyruklar oluşturdu, ancak ruh hali sakin kaldı.

seria4-001.jpg

Demir Kubbe önleme füzeleri Batı Şeria'dan görülürken, 18 Haziran 2025. (Wisam Hashlamoun/Flash90)

Filistin Yönetimi, Arap hükümetleri kınama yayınlarken bile İsrail-İran gerilimi hakkında hemen bir yorum yapmadı. Daha sonra sükûnet çağrısında bulunan Filistin Yönetimi, temel ihtiyaç malzemelerinden oluşan stokun bölge sakinlerinin ihtiyaçlarını en az altı ay boyunca karşılamaya yeteceğini teyit etti.

İsrail'in İran'a yönelik ilk saldırısından saatler sonra Filistin Sivil Savunması bir açıklama yayınlayarak insanlardan uçan cisimleri izlemek için çatılara çıkmamalarını istedi - sosyal medya hızla gökyüzündeki duman izleri ve patlama videolarıyla dolarken pek çok kişi bu talimatı dikkate almadı. Ayrıca patlamadan yüzlerce metre uzakta şarapnel parçalarının ciddi ve hatta ölümcül yaralanmalara yol açabileceği hatırlatılarak enkaza yaklaşılmaması ya da dokunulmaması istendi.

Pazartesi günü bir Sivil Savunma sözcüsü, Batı Şeria'daki Filistinli toplulukların üzerine önlenen füzelerden en az 80 şarapnel parçası düştüğünü bildirdi. Pazar günü Ramallah yakınlarındaki Al-Bireh kentine düşen şarapnel çatılarda yangın çıkmasına neden oldu.

Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerde yaşayan İsraillilerin bomba sığınaklarına erişimi varken, Filistinliler düşen füze parçalarına tamamen maruz kalıyor.

Planlama ve bina kısıtlamaları nedeniyle yaklaşık 400.000 Filistinli için sadece 60 kamusal sığınağın bulunduğu Doğu Kudüs'te de benzer bir durum söz konusudur. Buna karşılık Batı Kudüs'te çoğunluğu Yahudi olan nüfus için yüzlerce halka açık sığınak bulunuyor ve apartmanların içinde güçlendirilmiş güvenli odalar da yaygın.

Uygun koruma olmadan, aileler çatışmaların arttığı zamanlarda sürekli korku içinde yaşıyor ve saldırıların artması halinde nereye sığınacaklarını bilemiyorlar. İran'la yeni savaş Filistinlileri gelecek konusunda endişelendirirken, Batı Şeria'daki pek çok kişi zaten iki yıldır ya da çok daha uzun süredir sürekli bir savaş halinde yaşıyormuş gibi hissediyor.

Madar'dan Ghanim'e göre Batı Şeria'da bundan sonra ne olacağı kısmen İsrail'in İran'daki saldırısından nasıl çıkacağına bağlı. “Eğer daha güçlü çıkarsa, ilerlemek için daha da güçlenecektir,” dedi.

“Bu artık çatışmayı yönetmekle ilgili değil; Filistin sorununu tamamen ortadan kaldırarak -İsrail'in şartlarına göre- çatışmayı sona erdirmekle ilgili.”

 

* Shatha Yaish, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da görev yapan bir gazeteci.

HABERE YORUM KAT