
İngiltere'nin Gazze'deki rolünü ortaya çıkaracak bir yasayı işte bu yüzden destekliyorum
Jeremy Corbyn, aylarca süren sessizlikten sonra, İngiltere'nin Gazze'deki soykırımdaki rolüne ilişkin bir kamu soruşturmasının ve gerçeğin ortaya çıkmasının zamanının geldiğini savunuyor.
Jeremy Corbyn’nin The New Arab’da yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.
Irak Savaşı'nın ardından, İngiliz askeri operasyonlarının yürütülmesine ilişkin bir soruşturma başlatılması için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Dönemin hükümeti bu girişimlere direndi ancak Sir John Chilcot tarafından yönetilen geniş kapsamlı bir raporun yayınlanmasını engelleyemedi.
2016 yılında yayınlanan rapor, milyonlarca sıradan insanın uyarılarını göz ardı ederek savaşa girme kararı alan İngiliz hükümetinin ciddi hatalar yaptığını ortaya koymuştur.
Tarih tekerrür ediyor. Bugün Gazze'deki ölü sayısı 61,000'i aşmış durumda. En az 110,000 - ya da her yirmi kişiden biri - yaralandı. Konutların %92'sinin yıkıldığı ya da hasar gördüğü tahmin ediliyor. İki İsrailli yetkili savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) tarafından aranmaktadır.
İngiltere, İsrail'in askeri operasyonlarında oldukça etkili bir rol oynamıştır. İngiliz Filistin Komitesi tarafından yakın zamanda yayınlanan bir rapor, silah satışı, istihbarat temini ve Kıbrıs adasındaki Akrotiri ve Dikelya'da bulunan Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) üslerinin kullanımı da dâhil olmak üzere bu ilişkinin boyutlarını ortaya koymuştur.
Birçoğumuz - Parlamento içinde ve dışında - F-35 parçalarının satışına devam edilmesi konusunda defalarca itirazda bulunduk. İngiliz askeri üslerinin rolü konusunda defalarca gerçekleri öğrenmek istedik. İstihbarat tedariki konusunda defalarca cevap aradık. Ve hükümetin soykırım tanımının arkasında yatan ve hala bilinmeyen hukuki tavsiyelerin yayınlanmasını defalarca talep ettik.
Taleplerimiz kaçınma, engelleme ve sessizlikle karşılanmış, hükümetin sorumluluklarının nasıl yerine getirildiği konusunda kamuoyu karanlıkta bırakılmıştır.
Şeffaflık ve hesap verebilirlik demokrasinin temel taşlarıdır ve kamuoyu Birleşik Krallık'ın insanlığa karşı işlenen suçlardaki suç ortaklığının tüm boyutlarını bilmeyi hak etmektedir. İşte bu nedenle, İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri saldırısında Birleşik Krallık'ın rolüne ilişkin tam, kamuya açık ve bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundum.
Bu soruşturma tam olarak hangi kararların alındığını, bu kararların nasıl alındığını ve ne gibi sonuçlar doğurduğunu ortaya koymalıdır. Anlamlı bir soruşturma, Ekim 2023'ten bu yana karar alma süreçlerinde yer alan hükümet bakanlarının tam işbirliğini gerektirecektir.
Bu çağrıyı ilk olarak Mart ayında Başbakan'a yazdığım bir mektupla yapmıştım. O günden bu yana bu çağrım daha da genişledi. Nisan ayında, bu kez İşçi Partisi, SNP, Plaid Cymru, Yeşiller, Sinn Fein ve bazı Bağımsız Milletvekillerinden oluşan 40 Parlamenterin desteğiyle Başbakan'a bir mektup daha yazdım.
Henüz herhangi bir hükümet temsilcisinden bir yanıt alamadım. Ancak bu mesele ortadan kalkmayacak ve biz de hiçbir yere gitmiyoruz. Parlamentoya bir soruşturma çağrısında bulunan bir yasa tasarısı sunma niyetindeyim - ve hükümet bir karar vermek zorunda kalacak. Soruşturmayı destekleyecekler mi, yoksa engelleyecekler mi?
Pek çok kişi hükümetin, yetkilileri uluslararası hukukun en ağır ihlallerine bulaştıran kararlar aldığına inanmaktadır. Gerçeği ortaya çıkaracak yasal güce sahip kapsamlı bir soruşturma yapılana kadar bu suçlamalar ortadan kalkmayacaktır.
Elbette sadece gerçeği öğrenmek istemiyoruz.
Aynı zamanda adalet için de kampanya yürütüyoruz. Bu nedenle, gözlerimizin önünde işlenen insanlığa karşı suçların hesabının tam olarak sorulabilmesi için hem UCM'nin hem de UAD'nin çabalarını desteklemeye devam ediyorum.
Önerdiğimiz soruşturma bu amacı engellememektedir. Aksine. Gerçeği bilmeden adaleti sağlayamayız ve uluslararası mahkemeler Britanya'daki herhangi bir soruşturmanın bulgularına erişebilmelidir.
Nitekim İngiliz hükümetine UCM ve UAD'nin çalışmalarını desteklemesi çağrısında bulunuyoruz. Nihayetinde bakanlar karar vermelidir: İsrail'in cezasız kalmasından yana mı yoksa uluslararası hukuktan yana mı?
Kampanya yürütmeye devam ediyoruz çünkü insanlar ölmeye devam ediyor. İsrail'e yapılan tüm silah satışlarının durdurulması için çağrıda bulunmaya devam edeceğiz. Yaptırım talep etmeye devam edeceğiz.
Politikacılar Gazze'den insani bir kriz olarak bahsediyor. Ancak gerçek şu ki: bu insani bir kriz değil. Bu, bizimki de dâhil olmak üzere hükümetlerin yardım ve yataklık ettiği bir soykırımdır. Filistin'in tamamen silinmesine tanık oluyoruz. Hükümetlerimize mesajımız açıktır: olanak sağladığınız dehşetin ciddiyetine uyanın.
Adaletin birçok şekli vardır, ancak Filistin'in işgaline son verilmeden adalet tamamlanamaz. İşte bu nedenle birçoğumuz Filistin halkıyla dayanışma içinde kampanya yürütmeye devam edeceğiz - özgür, onurlu ve barış içinde yaşayabilmeleri için.
*Jeremy Corbyn, Islington North'un, İngiltere bağımsız milletvekilidir.








HABERE YORUM KAT