
İngiltere polisi soykırımı protesto ettiğim için beni sorguladı
"Britanya'da hepimizin, kendi hükümetimizin İsrail'in soykırımındaki suç ortaklığına karşı sesimizi yükseltmemiz hayati önem taşımaktadır."
Stephen Kapos’un al-jazeera’de yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.
Almanya, güvenilmez müttefiki Macaristan'ı Mart 1944'te işgal ettiğinde ben yedi yaşındaydım. Şimdi ise 87 yaşındayım. Ancak sahte belgelerle avlanan bir Yahudi olarak saklanışım ve çevremizde, kapana kısılmış Alman Ordusu ile Kızıl Ordu arasında yaşanan çatışmaların yarattığı büyük yıkım hala çok net bir şekilde hafızamda. Yanmış arabaları, tankları, ölü atları ve insan bedenlerini, etrafa saçılmış mühimmat ve miğferleri, yanmış binaları, moloz dağlarını ve her yerde kırık camları görüyorum - tıpkı bugün Gazze'nin trajik bir şekilde yok edilmiş görüntüsü gibi.
Bir yılı aşkın bir süredir İsrail'in planının Gazze'deki Filistin toplumunu yok ederek mümkün olduğunca çok insanı bölgeyi terk etmeye zorlamak olduğu açıktı. Bu politikanın Nazi Almanya'sının Avrupa'daki Yahudi toplumunu yok etme planından pek çok farkı var - ama aynı zamanda pek çok benzerliği de var. Bu nedenle, Holokost'tan kurtulan biri olarak, kendimde Londra'daki Filistin yanlısı çeşitli protestolara katılma zorunluluğu hissettim.
Bu protestolar çok sayıda ve genellikle büyük çaplı olmuştur. Dolayısıyla yetkililerin insanları katılmaktan caydırmak için, bu gösterilere giderek artan kısıtlamalar getirmesi hiç şaşırtıcı değil. Buna rağmen Metropolitan Polisi beni görüşmek için çağırdığında oldukça şaşırdım.
İktidardakilerin protesto hakkına getirdikleri kısıtlamalarla ne kadar ileri gitmeye niyetli olduklarını tam olarak bilmiyoruz. Ancak Londra'daki Filistin yanlısı gösterileri antisemitizmle lekelenmiş olarak göstermek istediklerini biliyoruz. Üstelik bu protestolara binlerce Yahudi katılmış ve ben de dâhil olmak üzere pek çok Yahudi sahneden protestoculara hitap etmiş olmasına rağmen.
Bir yıl önce, Nisan 2024'te, Hyde Park'taki bir sahnede ilk konuşmamı yaptım ve büyük kalabalığa Adolf Eichmann'ın 400.000 Yahudi'nin Auschwitz'e sürülmesini organize etmek üzere Macaristan'a gelişini anlattım. Ayrıca kendi ailemden orada hayatını kaybeden 15 kişiden, Belsen ve Theresienstadt toplama kamplarına götürülen babamdan da bahsettim - her ne kadar sonunda geri dönmüş olsa da. Konuşmamı şu şekilde bitirdim: Tüm bu acı, öldürme, aşağılama ve yıkımdan kurtulan biz Yahudiler, İsrail Hükümeti tarafından Holokost anısının Gazze ve Batı Şeria'da Filistin halkına karşı devam eden soykırıma kılıf ve gerekçe olarak kullanılmasına karşıyız.
Konuşmada en çarpıcı olan şey söylediklerim değil, büyük kalabalığın saygılı bir sessizlik içinde dinlemesi ve ardından coşkuyla alkışlamasıydı. Böyle bir kalabalığın - şiddet potansiyeli bir yana - antisemit olduğunu öne sürmek saçmalıktır. Yine de bazı gazeteler ertesi gün kalabalığın Hyde Park'taki Holokost anıtını tahrip etmekle tehdit ettiğini iddia eden kanıtsız makaleler yayınladıklarında tam olarak bunu yaptılar.
O zamandan bu yana İsrail yanlısı politikacılar ve gazeteciler protestolarımızın “nefret yürüyüşleri” ya da “Yahudiler için yasak bölgeler” olduğunu iddia etmeye devam ettiler. Yürüyüşlerimizin Londra'daki sinagoglara yönelik bir tehdit olduğu yönündeki son iddialar, bu amansız - ancak temelsiz - kampanyanın bir başka gelişmesidir. Holokost'tan kurtulanların torunlarından oluşan grubumuzun - ve daha geniş Yahudi bloğunun - yürüyüşlerde düzenli olarak karşılaştığı ezici sıcaklık ve desteğe tanık olan herkes, bunun ne kadar temelsiz olduğunu anlayacaktır.
En önemlisi, tüm bu kampanya, Gazze soykırımını şimdi durdurmak olan ana meseleden kasıtlı olarak dikkati başka yöne çekmektedir. İsrail ayrım gözetmeksizin Gazze'de yüzlerce sivili daha katleden bombardımanlarına devam ederken, Britanya'da hepimizin, kendi hükümetimizin İsrail'in soykırımındaki suç ortaklığına karşı sesimizi yükseltmemiz hayati önem taşımaktadır.
* Stephen Kapos; bir sanatçı, emekli mimar, Holborn ve St. Pancras İşçi Partisi'nin eski bir görevlisi ve Holokost'tan kurtulmuş bir kişidir.








HABERE YORUM KAT