1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Holokostan kurtulan yahudiler, Filistin’de yaşananlar nedeniyle İsrail’i protesto etti
Holokostan kurtulan yahudiler, Filistin’de yaşananlar nedeniyle İsrail’i protesto etti

Holokostan kurtulan yahudiler, Filistin’de yaşananlar nedeniyle İsrail’i protesto etti

Holokost Anma Günü'nde bir araya gelen Holokost kurtulanları Filistinlilerin açlık ve acılarına karşı seslerini yükseltiyor.

30 Nisan 2025 Çarşamba 21:19A+A-

Çok az gün İsrail'in ruhuna Holokost Anma Günü kadar derinden hitap eder. Ülke Perşembe günü Naziler tarafından katledilen 6 milyon Yahudi'yi anmak için saygı duruşunda bulunurken, birçok kişi her zaman olduğu gibi aynı nakaratı tekrarladı: bir daha asla.

Ancak Gazze'deki savaş Filistin halkını mahvetmeye ve tüm aileleri yok etmeye devam ederken İsrail'deki bazıları için “bir daha asla” başka bir anlam ifade etmeye başladı.

Başbakan Binyamin Netanyahu da dahil olmak üzere ülkenin en güçlü siyasetçileri Perşembe sabahı Kudüs'teki Holokost anıtı Yad Vashem'de düzenlenen bir törene katılırken, 80'li yaşlarında Holokost'tan kurtulan üç kişi girişte ellerinde bir pankartla duruyordu: “Eğer ötekine karşı merhametimizi kaybetmişsek, insanlığımızı da kaybetmişiz demektir.”

Yaklaşık 40 mil (64 km) ötede, Tel Aviv'in merkezindeki bir meydanda, aralarında Holokost'tan kurtulanların torunlarının da bulunduğu binlerce kişi, savaş başladığından beri öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını tutuyordu. Düzinelercesi de siyah giysiler içinde Gazze'deki açlığı sembolize etmek üzere ellerinde boş tencerelerle şehrin yollarına dizildi.

holokost-2.jpg

İsrailli göstericiler, İsrail'in Holokost Anma Günü'nü kutladığı gün Tel Aviv'de Gazze'deki açlığı temsilen boş tencereler tutuyorlar.

Son aylarda, özellikle de Hamas ve İsrail arasındaki ateşkesin Mart ayında bozulmasından bu yana, ülke protestolarla sarsıldı. Bu gösterilerde Gazze'de kalan ve hala hayatta olduğuna inanılan 24 İsrailli rehinenin kurtarılması ve ölen 35 kişinin cesetlerinin geri getirilmesi için savaşa son verilmesi çağrısı yüksek sesle dile getirildi. Ancak İsrail'in amansız saldırısının Gazze'deki sivillere getirdiği acı ve yıkımdan hiç söz edilmedi.

Hamas'ın bir gün önce İsrail'e düzenlediği saldırının ardından 8 Ekim 2023'te başlayan kara ve hava saldırılarından bu yana Gazze'de 51,000'den fazla insan öldürüldü. Savaşın yeniden başladığı Mart ayından bu yana yaklaşık 2.000 Filistinli öldürüldü. Ölenlerin sayımını yapan Gazze Sağlık Bakanlığı sivil ve savaşçı ayrımı yapmıyor ancak ölenlerin yarısından fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor.

On binlerce İsrailli askere çağrılırken, birçoğunun aile üyeleri şu anda cephede bulunuyor. Bu arada Gazze'de yaşanan insanlık dramı ana akım İsrail medyasında büyük ölçüde yer almıyor. Bazılarına göre Hamas saldırısı, Filistinliler Gazze'de kaldığı sürece İsrail'in asla güvende olmayacağını kanıtladı.

Yine de İsrail içinde az sayıda ama giderek artan bir ses, hem rehinelerin kurtarılması hem de Gazze'deki insan hayatı katliamının durdurulması için savaşa son verilmesi çağrısında bulunarak geri adım atmaya başladı. Ordu ve hava kuvvetleri yedek subayları, emekliler ve hatta görevdeki subaylar tarafından yazılan ve sayıları giderek artan mektuplarda hükümetten sadece İsraillilerin değil Gazze'deki masum sivillerin de yaşamı adına savaşa son vermesi talep ediliyor.

Budapeşte'deki gettoda doğan ve Holokost'tan kurtulan 80 yaşındaki Veronika Cohen, anma gününde Yad Vashem'in önünde protesto gösterisi düzenlemek için geldiğini söyledi: “Gazze'nin çektiği acıları, on binlerce çocuğun ölümünü, şu anda devam eden ve bizim de kısmen sorumlu olduğumuz açlığı kabul etmeden acılarımızı hatırlayabileceğimizi sanmıyorum. Bu benim kalbimde aynı yeri işgal ediyor.”

holokost-3.jpg

80 yaşındaki Veronika Cohen Budapeşte'deki gettoda doğdu ve Holokost'tan sağ kurtuldu.

Savaşın Filistinlilerin yaşamına korkunç sonucu hakkında konuşmak söz konusu olduğunda İsrail'de azınlıkta olduğunu kabul etti. “Buradaki insanlar Filistinlileri öteki olarak görüyor ve bu yüzden bir bariyer oluşturdular” dedi. “Onların acılarını hissetmemeyi başardılar ve ben bunu anlaşılmaz buluyorum. Benim için Gazze'de çektikleri acıların hikâyelerini okuduğumda, Holokost hakkında hissettiklerimle tamamen örtüşüyor.”

Cohen, yakın zamanda Gazze'de İsrail'in füze saldırıları sonucu kolları kopan Filistinli bir çocuğun fotoğrafını gördüğünü hatırladığında gözleri doldu. “Haberde, ameliyattan uyandığında ilk yaptığı şeyin annesine dönüp 'şimdi sana nasıl sarılacağım' demek olduğu yazıyordu. Bana göre bu bir Holokost hikâyesi. İşte biz de bu yüzden buradayız: Elimizden geldiğince insanları acıları konusunda uyandırmaya çalışıyoruz.”

Hollanda'nın Nazi işgalinden çocukken kurtulan 89 yaşındaki Ruth Vleeschhouwer Falak, “1930'larda Almanlar Nazi partisine karşı yüksek sesle ayağa kalkmış olsalardı, belki de bize yaptıklarını yapamazlardı.”

“Bir daha asla deniyor; bu hiç kimse için bir daha asla anlamına geliyor. Burada gerçekten de bunun için duruyoruz,” diye ekledi çocukluğunu Nazilerden saklanarak geçiren 87 yaşındaki Ilana Drukker Tokotin.

Ancak Gazze'nin sesini savaş karşıtı protestolara taşımaya çalışan az sayıda kişi, polisin açık şiddetiyle olmasa bile düzenli olarak şiddetli direnişiyle karşılaştı. Sadece geçtiğimiz ay Gazze'de 500'den fazla çocuğun ölümünün ardından, İsrailliler ve Filistinlilerden oluşan ilerici bir hareket olan Standing Together, Holokost Anma Günü'nde, öncelikle Gazze'de İsrail tarafından öldürülen çocuklara ve hala esir tutulan İsrailli rehinelere adanmış bir savaş karşıtı protesto düzenlemeye karar verdi.

Ancak izin için başvurduktan sonra polis gruba “Gazze'de öldürülen çocukların posterlerini asmalarının yasak olduğunu” ve “etnik temizlik” gibi bazı ifadelerin de yasak olduğunu söyledi. Aktivistler bu tür bir engellemeyle ilk kez karşılaşmıyordu; diğer protestolarda polis Gazze'de öldürülen kadın ve çocukların yüzlerini taşıyan posterlere düzenli olarak el koymuş ya da onları dağıtmak için güç kullanmıştı.

holokost-4.jpg

Standing Together tarafından düzenlenen bir gösteride kan dökülmesine son verilmesi çağrısında bulunuldu.

Standing Together'ın eş direktörü Alon-Lee Green, “Gazze'den bahsedilmesini susturmaya yönelik bu girişimde yeni bir şey yoktu - bu seferki tek fark polisin bunu aptalca bir şekilde yazılı hale getirmesiydi” dedi. Grup yasağa mahkemede başarıyla itiraz etmekle kalmadı, aynı zamanda Gazze'deki savaşın çocuk kurbanlarının fotoğraflarını İsrail'in merkezindeki posterlere ve otobüs duraklarına asmak için bağış toplamaya başladı ve sayıları 200'e yaklaştı.

Green, “Buradaki pek çok kişi Gazze'deki savaşın insani kaybıyla ilgilenmek konusunda tamamen isteksizdi, hatta Filistinlilerle empati kuran herkese öfke duyuyorlardı, ancak hükümetin savaşı yeniden başlatmasının ardından bir şeylerin değişmeye başladığını düşünüyorum” dedi. “Bu cinayetler paylaştığımız topraklarda ve kendi ellerimizle işleniyor. Bunu daha fazla nasıl görmezden gelebiliriz?”

Perşembe gecesi, aylardır rehine protestolarının yapıldığı meydanda binlerce kişi Gazze'deki çocukların fotoğraflarını havaya kaldırmak için toplandı; tombul yanaklı bebekler, gülen küçük çocuklar ve en güzel kıyafetleriyle otururken birbirlerinin ellerini tutan kardeşlerden oluşan tüm aileler, hepsi son 18 ay içinde öldürüldü.

Protestoya katılan sanatçılardan 46 yaşındaki Noa First, elinde D'na Khatib'in fotoğrafıyla “Benim çocuklarımdan hiçbir farkı olmayan ve bizim tarafımızdan öldürülen bu çocukların yüzlerini görmek dayanılmaz” dedi. “Büyükannem ve büyükbabam Almanya'daki Holokost'tan kaçtı, bu anma gününde İsrail'in ne hale geldiğini görmek için hayatta olmadıkları için çok mutluyum.”

Ancak bu protestolara karşı, mevcut ortamda ses çıkarmanın karmaşıklığına işaret eden içgüdüsel ve düşmanca tepkiler de oldu. Perşembe günkü gösteri sırasında aşırı sağcı bir grup toplanarak megafonla bağırdı: “Saçma sapan pankartlarınızı indirin. Bunlar sınırın diğer tarafındaki yeni Naziler.”

Tel Aviv'de toplanan yaklaşık 50 kişi, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ve Filistin topraklarına 50 günden fazla bir süredir gıda, su ve ilaç girişini engelleyen yardım ablukasını protesto etmek için ellerinde boş tencerelerle sessizce sıraya girerken kayıtsızlık ve öfkeyle karşılaştı. Bir adam onlara yüksek sesle “Hainler” diye bağırırken, bir diğeri protestoya yüksek sesle küfretti. “Hepiniz Gazze'de olmalısınız” diye bağırdı.

Elinde “açlık bir savaş suçudur” yazılı bir pankartla katılanlar arasında ödüllü İsrailli aktör ve film yapımcısı Shira Geffen de vardı. “İsrail'de insanlar Filistinlilerin sadece bombalarla öldürülmesinden değil açlıktan da sorumlu olduğumuzu görmezden gelmek istiyor. Ancak protestolarımıza ne kadar kızarlarsa ve polis bizi ne kadar susturmaya çalışırsa, biz de o kadar yüksek sesle bağıracağız.”

 

 The Guardian’da yayınlanan yazıyı Barış HoyrazHaksöz Haber için tercüme etti.

HABERE YORUM KAT