1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Hayatımızı sıfırdan yeniden inşa edeceğiz
Hayatımızı sıfırdan yeniden inşa edeceğiz

Hayatımızı sıfırdan yeniden inşa edeceğiz

Soykırıma varan bir savaşın ardından normalliğin bir benzerini sağlamak bile muazzam bir görevdir. İnsanların eve dönüş yolculuklarında gösterdikleri kararlılık duygusu, bu göreve çoktan başladıklarını gösteriyor.

27 Şubat 2025 Perşembe 20:58A+A-

Fedaa al-Qedra’in electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz-Haber için tercüme etti.

 

Ahmad Ridwan 88 yaşındaki büyükbabası Saadi'nin kullandığı tekerlekli sandalyeyi itiyor, bir yandan da içinde birkaç giysi ve başka eşyalar bulunan bir çanta taşıyordu.

Bir yıldan fazla süren zorunlu göçün ardından Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampına geri dönüyorlardı.

27 yaşındaki Ahmad bitkin görünüyordu.

Sabahın erken saatlerinde Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat bölgesinden yola çıkmışlardı. Ahmad'ın hedeflerine ulaşmadan önce yaklaşık 15 kilometrelik bir mesafeyi yürümesi gerekecekti.

The Electronic Intifada'ya konuşan Ahmad, “Güzergah zor ve engebeli,” dedi. “Sokaklar (yol boyunca) tahrip edilmişti ve hava saldırılarının neden olduğu çok sayıda enkaz ve derin yarıklar vardı.”

Koşullara rağmen, “yolculuğumuza devam etmeye ve evimize ulaşmaya kararlıydık” diye ekledi.

Yerlerinden edilmeden önce Ahmad ve ailesi beş katlı bir binada yaşıyordu. İsrail'in Cibaliye'yi yerle bir etmesiyle birlikte bu bina ağır hasar gördü.

“Mutluyum çünkü yaşamak için iki odayı tamir edebiliyoruz,” dedi. “Bu çadırda yaşamaktan çok daha iyi.”

“Durum son derece zor,” diye ekledi. “Yıkımın boyutu hayal bile edilemez. Hiçbir hizmet yok - su yok, elektrik yok, kanalizasyon sistemi yok. Ancak kuzeye dönüyor olmamız bizim için çok şey ifade ediyor. Hayatlarımızı sıfırdan yeniden inşa edeceğiz.”

Ateşkes 19 Ocak'ta yürürlüğe girdiğinde, Ahmad'ın büyükbabası Saadi, ailenin derhal Cibaliye'ye dönmesi konusunda ısrar etti. Yolculuğu geciktirmenin yerinden edilmelerini uzatabileceğini savunan Saadi, ateşkesin devam etmeyeceğinden korkuyordu.

Saadi çocukken, 1947 ve 1949 yılları arasında Filistin'de yaşanan etnik temizlik olan Nakba sırasında asıl evinden koparılmıştı. Oraya dönmesine asla izin verilmediği için, 21. yüzyıldaki yerinden edilmesinin sona ermesi gerektiği konusunda sabırlıydı.

İsrail ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden bir haftadan fazla bir süre sonra yerinden edilmiş insanların kuzey Gazze'ye geri dönmesine izin verdi. O zamandan bu yana yüz binlerce kişi Gazze'deki evlerine geri döndü.

Derin üzüntü

38 yaşında bir hemşire olan Ebu Kusay da onlar arasındaydı.

“Ne olursa olsun evimi bir daha asla terk etmeyeceğim,” dedi. “Tehlike ne olursa olsun, tekrar yerimden olmaktansa orada kalıp ölmeyi tercih ederim.”

“Gazze'deki büyük yıkıma rağmen, geri dönme ve sevdiklerine kavuşma duygusu tarif edilemez” diye ekledi.

Birçok kişi Gazze'nin kuzeyindeki evleri yıkılmış olmasına rağmen bu yolculuğa çıktı.

38 yaşındaki Muhammed el Dali, annesi, eşi ve dört kızıyla birlikte yürüdü.

“Geri dönecek bir evimiz yok,” dedi. “Tüm bu yıkımın ortasında ne yapacağımı bilmiyorum. Tek istediğimiz, düşüncelerimizi meşgul eden tek şey kuzeye dönmek.”

Gazze'deki herkes son 15 ayda dehşet dolu günler geçirmiş olsa da Aya Hassouna'nın yaşadıkları özellikle travmatik.

Gazze'nin kuzeyinden güneye kaçan ailesinin sığındığı çadır İsrail tarafından saldırıya uğradı. Ayeh'in gazeteci eşi Abdullah el-Susi ve sırasıyla 4 ve 2 yaşlarındaki çocukları Hamza ve Raghad ağustos ayında İsrail saldırısında öldürüldü.

Aya kuzeye tek başına geri döndü.

“Kocam ve çocuklarım olmadan tek başıma geri döndüğüm için derin bir üzüntü duyuyorum” dedi.

Ailesiyle yeniden bir araya gelmenin acısını bir nebze olsun dindireceğini umuyordu.

Gazze harabeye dönmüş durumda. 50 milyon tondan fazla molozun kaldırılması gerekiyor. Birleşmiş Milletler'in tahminine göre bunu yapmak yirmi yıl sürebilir.

Onarılması gereken tüm hasarın yanı sıra Gazze halkı, hesaplanamayacak düzeyde keder ve şok içeren bir durumla başa çıkmaya çalışmak zorunda.

Soykırıma varan bir savaşın ardından normalliğin bir benzerini sağlamak bile muazzam bir görevdir. İnsanların eve dönüş yolculuklarında gösterdikleri kararlılık duygusu, bu göreve çoktan başladıklarını gösteriyor.

 

*Fedaa al-Qedra, Gazze'de gazetecilik yapıyor.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum