1. YAZARLAR

  2. Mine Alpay Gün

  3. Hani yalan da olsa, her insan iltifattan hoşlanır.
Mine Alpay Gün

Mine Alpay Gün

Yazarın Tüm Yazıları >

Hani yalan da olsa, her insan iltifattan hoşlanır.

28 Kasım 2008 Cuma 17:24A+A-

Son günlerde ne kadar da tartışıldı CHP genel başkanının fotoğrafı yanına bir çarşaflının sokulması.

Baykal sanki çarşaflının göğsüne legion de honour gibi bir kahramanlık ve cesaret nişanı taktı.

Sanki Nene Hatun’un, Kara Fatma’nın, Şerife Bacı’nın torunlarına iade-i itibar etti.

Çarşaf yeniden keşfedildi.

Kimileri Baykal’ ı oportünizmle suçladı.

Yaklaşan seçimlerin ayak sesleri ile maddi menfaat olarak adlandırdı.

Takıyye diyenler oldu.

Ne olursa olsun yalan ya da oy avcılığı ile karganın ağzındaki peyniri kapma telaşı da olsa, tilkinin serenadı kadar güzeldi.

“Karga cenapları sesiniz ne kadar güzel” diyen La Fontaine masalları kadar efsunlu idi.

Zira yıllardır hamam böceği muamelesi yapılmış, bohçacı diye alay edilmiş, Kara Fatma diye isim takılmış bir Türk kadın giysisi, hatta Hz. Meryem’in tarihi tesettürü; ömründe görmediği bir payeyi birden bire rüyasında değil gerçek hayatta görüyordu.

İslâmcı partilerin, cami hocalarının bile onlardan fellik fellik kaçtığı bir ülkede, bir el uzanıp yakalarına, teneke de olsa altın kadar kıymetli olan o insandan sayılma enerjisini ve mutluluğunu yansıtan bir rozet takıyordu.

Baykal’dan esin kaynağı devşiren kimi yazarlar da şöyle demeye getiriyorlardı; “çarşaflılar da az ürkek ve korkaklık yapmadılar”.

Oysa sizlerden öğrendiler korkaklığı.

 Ürkekliği bir bulaşıcı hastalık gibi sizler onlara geçirdiniz.

Hangi cesaret bildirgesini durup okudunuz ki, onlar da sizden ilham alsınlar.

Ancak şimdi Yakup Kadri nin “çarşaf ve peçeye dair” yazısını alıntılamaktasınız.

Mustafa Kemal in tesettüre pozitif yaklaşımlarını hatırlatmaktasınız.

Ama durun, öyle her çarşaflıya da fazla güvenmeyin. Oportünizmin vıcık vıcık yağlı kemik sevdası bizim hiçbir kesimimizi rahat bırakmamıştır. Herkes bir şekilde o yağlı karaya bulaşmıştır. Akraba, kayın, kardeş adaylıkları için seçim sahnelerinde rol alan çarşaflılar da ne kadar masumdur, orası da ayrı bir hengâme ve harap yanımız.

Yine de arkasından Kara Fatma denmeden özgürce seçime kadar rahat bırakılacaktır her çarşaflı.

Çocuğunu doktora götürdüğünde, hanım sen de diye başlayarak ağzını açıp gözünü yummayacaktır kasaba doktorları.

Veli toplantısına giderken, geçen yılki gibi çocuğunun gözleri önünde müdürün;  “dışarı çıkarın şunları” azarlarını işitmeyecektir.

Hatta onlardan kaçıp saklanan İslâmcı partiler de, “Baykal bile rozet taktı artık onlardan kaçmak için o kadar zahmete gerek olmadığını” anlayacaklardır.

Velhasıl, seçime kadar, kışınız bahar bunu bilin ve kaldırımların tadını çıkarın.

Hatta atlayın bir vapura boğazda gezinti yapın belki milletvekili olamaz, parti meclisine giremez, üniversitede okuyamazsınız ama özgürce gezmenin güzelliğini yaşamak da bir şanstır bu ülkede.

Hatta şöyle fazla lüks olmasa de bir restoranda bir öğle yemeği bile yemeğe cesaret edin.

Kim bilir belki yan masalardan laf atıldığını bile duymayıp tarihe karıştı diye şaşarak bakacaksınız.

Sağa, sola, Baykal’a, bir de kendinize selam verip; kendinizi ödüllendirmek için bir çay bile söyleyebilirsiniz.

Bu ülkede bütün o çarpıklıklar arasında zarif bir yasemin dalı gibi siz de varsınız.

İyi ki varsınız.

MİLLİ GAZETE

YAZIYA YORUM KAT