1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Gaziosmanpaşa'da Nasih-Mensuh Konusu İşlendi
Gaziosmanpaşa'da Nasih-Mensuh Konusu İşlendi

Gaziosmanpaşa'da Nasih-Mensuh Konusu İşlendi

Gaziosmanpaşa Özgür-Der Girişiminin, Küçükköy Asır-Der ile ortaklaşa düzenlediği aylık panellerin üçüncüsü yapıldı.

24 Aralık 2013 Salı 11:31A+A-

Programın konusu Nasih-Mensuh ve Muhkem-Müteşabih kavramlarıydı. Yılmaz Çakır’ın sunduğu program, kavramların kelime anlamları ile ıstılahtaki anlamlarının vurgulanması ve bu kavramların ne zaman ve neden konuşulmaya başlandığı hatırlatılması ile başladı. Yılmaz Çakır’ın sunuş formu özetle şu şekilde gerçekleşti.

Bugün ele aldığımız kavramlar Hz Peygamber'in döneminde ele alındığı gibi olmadığını bilmeliyiz. Bu kavramlar tefsir literatürün kavramlarıdır ve Hz Peygamber'den yaklaşık yüz yıl sonra oluştuğunu görmeliyiz. İlk dönem tartışmaları siyasal olurken bilahare kavramsal tartışmalara geçilmekte. İslamın güçlü ve egemen olduğu zamanda Kur’an’ın sıhhati konusunda alimlerin kaygıları ve kompleksleri bulunmamaktaydı. Bu sebepten dolayı konuştuğumuz konular yeni dönem Kur’an-a yönelik tereddüt oluşturmaya çalışan insanlara yönelik oluşan tartışmalardır.

Nesh kelimesi sözlükte bir şeyi ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Güneşin gölgeyi ortadan kaldırması gibi... Istılahtaki anlamı ise güya mensuhla daha sonradan gelen ayetle hükmün ortadan kaldırılması anlamlarına gelmektedir. Biz burada sözlük anlamları ile değil ıstılahtaki anlamları ile konuşuyoruz.

Nesh hakkında icmaa olduğu söylenmektedir. Nesh ifadesi Kur’an-da 3 yerde geçmektedir. Bu sebeple nesh vardır. Sözlük anlamı ile nesh olmakla beraber, ıstılahtaki anlamı ile yani bir ayetin başka bir ayeti ortadan kaldırmak için geldiği ve neshettiği anlamı tartışmalıdır. Bunun olmadığı ile alakalı bir çok alim ittifak etmiştir. Bunlardan birisi İsfehani’dir. Nesh’i  savunanlardan bazıları yüz bazıları beşyüz bazıları ise beş indirmiştir. Bu konuda da ittifak sözkonusu değildir. Bunlardan birkaç örnek verirsek nesh kavramını kabul edenler öncelikle örnek olarak içki ayetlerini örnek göstermektedirler. İçkinin 4 aşamada yasaklanmasındaki tedrici görmeyenler ilk 3 aşamanın nesh ettiğini söylemektedirler. Bir diğer örnek müşrikleri nerede bulursanız öldürün ayeti daha önceki yüzün üzerindeki ayetin hükmünün ortadan kaldırıldığı söylenmektedir. Bir başka örnek ise Hz peygamber ile görüşmek isteyen sahabeden istenen sadaka şartı bilahere kaldırılıyor. Bu örneklerden yola çıkanlar Kur’an-da çelişki olmayacağı savunusu ile önceki ayetlerin hükmünün kalktığı ve nesh edildiğini söylemektedirler.

Neshi savunanlar bunu katagorize etmişler ve;

1- Metni olmayan ancak hükmü olan nesh.. Recm örneğinde olduğu gibi

2- Metni olan ancak hükmü olmayan nesh...asıl konumuzu teşkil eden ve tedriciliği anlayamayanların uyguladığı nesh

3- Hem metni hem hükmü nesh olan. Buna örnek olarak süt kardeşliğinin en az on emzirme ile olabileceği, güya böyle bir ayetin olduğu ve Hz Aişe’nin rivayet ettiği söyleniyor ve bunu metni ile hükmünün kaldırıldığı söyleniyor. 

1.Sünnetin sünnet ile neshi konusu sözkonusu ki bu gayet normal ve olabilir birşeydir. Buna en güzel örnek mezar ziyaretleridir.

2.Sünnetin Kur’an’la neshi...Bu gayet doğal birşeydir.

3.Kur’an-ı sünnetin nesh etmesi... Bunun ise iler tutar hiçbir yanı yoktur. Recm konusunu buna örnek verebiliriz.

Peygamberin bir robot olmadığını hatırlar ve vahyin tedricen kesik kesik geldiğini anlarsak Peygamberin yaptığı ve onaylanan uygulamaları olduğu gibi yaptığı fakat onaylanmayan uygulamaları da mümkündür. Bu peygamberin Recm uygulamasını uygulayabileceğini fakat onaylanmadığını gösterir. Süregelen bir gelenek sözkonusudur ki bununla alakalı son hükmü Kur’an koymaktadır.

Bizim bilmemiz gereken Kur’an korunmuştur. Onda bir çelişki yoktur. Nesh çelişki demektir ki bunun kabulü çelişkinin kabulü anlamına gelmektedir. Nesh varsa en anlamlı ifadesi ile geçmiş şeriatlerin kaldırılması ile hükmünün ortadan kaldırılması olarak anlaşılmalıdır. Geçmiş şeriatlerin olması Muhammedin şeriatı ile ortadan kaldırıldığı anlaşılmalıdır. Kur’an’da nesh değil tedric ve merhale vardır. Nasih mensuh konusunda sözlerini tamamlayan Çakır, muhkem müteşabih kavramlarını Ali İmran 7. ayetin tefsiri üzerine bina etti. Özetle;

Sana kitabı indiren O’dur. Onun bir kısmı muhkem ayetlerdir ki onlar kitabın esasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir. Ama kalplerinde bir eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve onun te’vilini aramak için ondan müteşabih olanın peşine düşerler. Halbuki onun te’vilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar; biz ona inandık hepsi Rabbimiz katındandır, derler. Akıl sahiplerinden başkası ibret alamaz. (Al-i İmran 7)

Müteşabih sözlükte benzeşen anlamına gelmektedir. Terim anlamı ise güya anlaşılmasında sıkıntı olan farklı anlamlar iktifa etmesi mümkün olan müphemliği muğlaklığı olan ayetler silsilesi. Muhkem ise; esas, asıl, ana anlamlarına gelmektedir. Sağlam olan demektir. Kur’an’da ayetler yukarıdaki ayete binaen iki kısımda algılanabilir. Peki hangi ayetler muhkem hangileri müteşabih nasıl anlayacağız? Bunun için en güzel örneklerden birisi 19 tartışmasıdır. Konuya esas olan ayet çok net olmakla beraber düşülen yanlış uyarıya konu olan durumun tamda kendisidir. Yaklaşmayın, karıştırmayın denmesine rağmen bununla uğraşılmış ve bile bile hataya düşülmüştür.

Kalplerinde eğrilik olanların niyetlerinde üzüm yemek olmayınca müteşabih ayetlerin kötü niyetli kullanılabilmesi mümkündür. Müteşabih ayetlerin alanına gayp ayetlerini sokanlarda mevcuttur. Şüphesiz, şeksiz iman edilmesi gereken alan olmakla beraber gayp alanına taş atarak müteşabih alanda konumlandırmak ve kalp eğriliği ile bunlara dalmak düşülen hatalardandır. Bir diğer müteşabih alana sokulan konu mecaz kullanımlardır. Allah’ın eli, Arşa istiva etmesi gibi mecazlarını müteşabih alana sokmak doğru değildir. Bunların anlaşılmayacak bir tarafı yoktur. Her dilde mevcut olan teşbihat burada da mevcuttur. Biz bugün koltuk kavgası denilince iktidar kavgası olduğunu çok rahat anlarız. Bu yüzden bunlar müteşabih alana sokulamaz. Bir başka konu olarak, Hurufu mukatta’nın müteşabih alana sokulduğunu görmekteyiz. Hiçbir anlam ifade etmeyen kelimelerin bizler açısından bir bağlayıcılığı olmadığı gibi anlama çabası içerisinde olmakta abesle iştigaldir.

O zaman müteşabihi nasıl tanımlayabiliriz?  Müteşabih kafa karışıklığına sebep olabilecek, benzerlik teşkil edebilecek her türlü şey. Her kimseye müteşabih şahsidir. Bana göre müteşabih olan başkasına muhkem olabilir. Bu müteşabihten kurtulmanın yolu muhkeme gitmektir. O da olmamamışsa Allah’a bırakılır. Her insanın yeteneği kendine göre farklılık arzedebilir. Kimisi gecesini gündüzüne katarak anlamaya çalışır, kimisi bihaberdir. Kur’an anlaşılır yeter ki sahih bir tutumla yaklaşılsın. Biz velevki sahih olmakla beraber yanlışa gitsek bile Hz. İbrahim’in yaratıcısına ulaşması örneğinde olduğu gibi bundan muaf olacağımızı umut ediyorum. Yılmaz Çakır; Yeter ki Kur’an’a kendi düşüncemizi onaylatma makamı olarak ya da şeyhimizi bulma rehberi olarak bakmayalım diyerek sözlerini tamamladı.

Program katılımcıların soru-cevap ve katkıları ile son buldu. Programlar 28 Aralık Cumartesi Nehir Aydın Gökduman’ın Masal ve hikayenin çocuk eğitimindeki önemi başlığı ile bayanlara yönelik olarak devam edecek.. 

HABERE YORUM KAT