
Özgür-Der Gençliği "Gazze: Geçmişten Günümüze Direnişin Toprağı" kitabını değerlendirdi
“Biz hiç göremediğimiz Kudüs için, hiç gidemediğimiz Filistin şehirlerinin özgürlüğü için savaşıyoruz, bunca sıkıntıya göğüs geriyoruz. Anlamlı bir hayatımız var. Hayatın tadı, ümmetin meselesi için yaşamaktır. Hayatlarımız zor, ama güzeldir.''
HAKSÖZ HABER
Özgür-Der Üniversite Gençliği, Zahide Tuba Kor'un kaleminden çıkan "Gazze: Geçmişten Günümüze Direnişin Toprağı" kitabını inceledi. Merve Kara ve Dila Naz Dutak'ın sunumlarıyla gerçekleştirilen forum Özgür-Der Genel Merkezinde yapıldı.
Kitabın Filistin meselesinin uzun tarihine ışık tutan, yıllardır süregelen Filistin —bilhassa Ortadoğu— üzerine yapılan tartışmaların ele alındığı bir eser olduğunu aktararak sözlerine başlayan Dila Naz Dutak, yazarın, 7 Ekim ve sonrasındaki soykırım süreci üzerine yapılan pek çok değerlendirmenin afaki kaldığını, çünkü 7 Ekim’le birlikte oyunun kurallarının tamamen altüst olduğunu belirttiğini söyledi. Dutak, ''İsrail dizginsiz şekilde hedeflerine doğru ilerliyor ve bunu, kimi zaman 'sahibi' olarak nitelenen ABD’nin uyarılarını dahi umursamamasından görmek mümkün.'' dedi.
Tarihsel akış
Dutak, 2. Dünya Savaşı'nda bir taraf olmamasına rağmen Filistin’in kaderinin bu savaşla çizildiğini, buna iki önemli olayın sebep olduğunu dile getirdi: Büyük Arap isyanı ve Mac Donald Beyaz Belgesi. Arap ülkelerinde sömürgeye karşı süregelen isyanların en büyüğü olan, ilk intifada olarak tanımlanabilecek Büyük Arap İsyanı’nın bastırıldığını belirten Dutak, ülkenin kaderini çizen ve siyonistlere ciddi zafer kazandırmış diğer olaya değindi: İngiltere'nin Yahudi devleti planından vazgeçerek Filistin’e 10 yıl içinde tam bağımsızlık vaadini deklare ettiği Mac Donald Beyaz Belgesi sonucu ortaya çıkan Yahudi isyanlarının önüne geçilememesi, dolayısıyla iki devletli çözüm planının kabul edilmesi.
Gazze'nin nüfusunun hızlı bir şekilde büyümesini demografik bir tehdit olarak gören İsraillilerin bu korkuyla Gazze'deki yerleşimcilerini geri çekerek bölgeyi kuşatmak suretiyle adeta bir açık hava hapishanesine döndürdüğünü söyleyen Dutak, İsrail'in bölgeyi abluka altına aldığını, insanların elektrik, su, basit gıda gibi ihtiyaçlarını kesintiye uğrattığını belirtti. Dutak, eğitimin kısıtlanmasına, gönüllü veya gönülsüz muhbirlik yaptırmalara, bölgede sağlık tehdidi oluşturacak politikalara rağmen Gazzelilerin örnek bir vakarla umutlarını ve yaşama arzularını muhafaza ettiklerini aktardı.
Hamas'ın konumu
Dutak, Hamas'ın kuruluş sürecini, ülkedeki siyasi varlığını ve bu dönemde karşılaştıkları durumları aktardı. Hamas'ın operasyon tarihi için 7 Ekim'i seçerken güttüğü hedefin İsrail'i gaflet anında yakalamak olduğunu belirten Dutak, bu harekatla İsrail'in yenilmezlik mitini yıkmak, dünyanın dikkatini bölgeye çekmek ve ablukanın bir nebze kırılması gibi amaçların güdüldüğünü vurguladı. Hamas'ı yok etmeyi, esirleri tavizsiz geri almayı, Gazzelileri sürerek Gazze'de Yahudi yerleşkesi kurmayı misyon edinmiş İsrail'in, Gazze'deki yıkıma devam ettiğinin de altını çizdi.

Gelen tepkiler ve yeni Ortadoğu düzeni
Filistin'de yaşanan olayların dış ülkelerde görünen etkilerini ve bu ülkelerin aldıkları aksiyonları anlatmak üzere sözü alan Merve Kara, Türkiye'de var olan asılsız 'Filistinlilerin toprak satması' iddiasındaki ırkçılığa dikkat çekerek konuşmasına başladı. Kara, Yeni Ortadoğu düzeni kurma amacıyla hazırlanan İbrahim Antlaşmalarına değinerek bu antlaşmaların bazı Arap devletleriyle İsrail arasındaki normalleşmeyi hedeflediğini kaydetti. Antlaşmanın, Filistin'deki soykırımı yok sayarak Arap merkezle İsrail arası bir ittifak olmasını sağladığına dikkat çeken Kara, ''Hamas Aksa Tufanı ile aynı zamanda 'Filistin’i yok sayılarak yeni bir Ortadoğu düzeni oluşturamazsınız' mesajı da vermiştir.'' dedi.
Kara; Yemen, Suudi Arabistan, Umman ve Bahreyn gibi ülkelerden gelen İsrail karşıtı nispeten küçük çaplı tepkilerin yanında İslami hareketlerden nefret eden BAE'nin İsrail ile müttefik konumunda olduğuna da dikkat çekti. Mısır tarihindeki en yakın Mısır-İsrail ilişkisi içerisinde olmalarına rağmen Sisi'nin Gazzelileri Mısır'a gönderme planına karşı olduğunu aktaran Kara, nüfusunun yarıdan fazlasının Filistinli olduğu Ürdün'ün başındaki yönetimin koltuğunu batı desteğine borçlu olması dolayısıyla, tepkili olan halkına rağmen ses çıkaracak gibi görünmediğini belirtti. Öte yandan Ortadoğu'da bölgesel güç olan İran ve Türkiye'nin ticari ilişkilerde sınırlandırmaya giderek tepki koyduklarını söyledi.
''Daha önce Vietnam, Afganistan ve Irak’ı işgal eden ve İsrail'den daha kanlı ve vahşi bir kuruluş hikayesi olan ABD, ses çıkarmak bir yana dursun, İsrail'i desteklemektedir'' diyen Kara, bununla birlikte Amerika halkının azımsanmayacak kadar büyük bir kesiminin Filistin yanlısı eylemlere katılarak boykota destek verdiğini ekledi. Kara, Güney Afrika'nın kendi yaşadıkları zulümden de yola çıkarak Filistin'e destek verdiğinin ve Uluslararası divanda İsrail'e dava açmasının ülkeler arasındaki en cesur tepki olduğunun altını çizdi. İrlanda ve İspanya hükümetlerinin Filistin’e verdikleri destekten ötürü bazı yaptırımlarla karşı karşıya kaldığını söyleyen Kara, İsrail'e karşı durmanın bedelini göze almak gerektiğini hatırlattı.
Bize düşen görevler:
Kara, olaylar hakkındaki bilgisizliğin okuma ve öğrenme ile aşılarak doğru bilgiye ulaşılabileceğini belirtirken, bu doğru bilgiyi ikna edici söylemler ve etkili belgesellerle insanlara aktarmanın önemine değindi. Boykot hareketinin, Gazzelilerin direkt ricası olan eylem/mitinglerin ve duaların etkisine parmak basan Kara, İsrail'e karşı öfke ve direncimizi güçlü tutarak bu işgale karşı elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiğini ifade etti. Kara, ''Peygamberimizin nefse karşı gelmeyi büyük cihat olarak adlandırdığını unutmadan cihadımızı sürdürelim inşallah.'' dedi.
Program katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi.
Haber: Rumeysa Çiftci











HABERE YORUM KAT