1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Filistin devletine ilişkin diplomatik kumar Filistinlilere hiçbir güvenlik sağlamıyor
Filistin devletine ilişkin diplomatik kumar Filistinlilere hiçbir güvenlik sağlamıyor

Filistin devletine ilişkin diplomatik kumar Filistinlilere hiçbir güvenlik sağlamıyor

Filistinlilerin katkısı olmadan Filistin devleti her zaman varsayımsal ya da sembolik kalacaktır.

10 Haziran 2025 Salı 23:07A+A-

Ramona Wadi’nin Middle East Monitor’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


Fransa'nın bir Filistin devletini tanıma niyetini açıklamasının ardından İsrail ve ABD bu olasılığa karşı lobi faaliyetleri yürütüyor. Fransa ve Suudi Arabistan haziran ayında BM'de Filistin devletine ilişkin bir zirveye ev sahipliği yapacak. Zirve, BM Genel Kurulu'nun 79/81 sayılı kararına dayanıyor ve “Filistin sorununun barışçıl yollardan çözümüne ve iki devletli çözümün uygulanmasına yönelik geri dönüşü olmayan bir yol çizilmesini” amaçlıyor.

Son saçma yorumlar ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee'den geldi. “Eğer Fransa bir Filistin devleti görmek konusunda gerçekten bu kadar kararlıysa, onlara bir önerim var: Fransız Rivierası'ndan bir parça koparın ve bir Filistin devleti kurun.” Huckabee, Fransa'nın “egemen bir ulusa bu tür bir baskı uygulamaya hakkı olmadığını” söyledi. Huckabee, Fransa'nın bir Filistin devletini tanıması fikrinin “tiksindirici” olduğunu söyledi.

Fransa, Batılı liderler için İsrail'in soykırımını durdurma gerekliliğinden kaçarken uluslararası hukuk ihlalleriyle ilgilenmenin güvenli bir yolu olan Gazze'deki insani felakete odaklanırken, İsrail Dışişleri Bakanlığı Macron'u “Yahudi devletine karşı bir haçlı seferi” yürütmekle suçladı.

Singapur ziyareti sırasında Macron, Gazze'deki insani felaketin tersine çevrilmemesi halinde İsraillilere karşı yaptırım uygulama olasılığını gündeme getirdi. Gazze İnsani Yardım Fonu (GHF) faaliyete geçtiğinden bu yana yardımdan çok Filistinlilere yönelik katliamlarla anılıyor.

İsrail, daha fazla ülkenin Filistin devletini tanıması halinde işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak edeceği tehdidinde bulundu. Sözde tek taraflı eylemlerden nefret ettiğini iddia eden bir hükümet için, bu eylemler onlarca yıllık tartışmaların bir sonucu olsa ve sembolizmden başka bir şey ifade etmeyecek kadar geç uygulansa bile, İsrailli yetkililer tek taraflı eylemleri kendi açılarından haklı görüyorlar.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Fransa'nın askerden arındırılmış bir Filistin devletini desteklediğini belirtti. Barrot, “Bu İsraillilerin ve onların güvenliğinin çıkarınadır,” diye ekledi. “Kalıcı savaş durumuna tek alternatif budur.”

Bu açıklama, diğer Batılı liderler tarafından birkaç kez yapılmış olsa da önemlidir. İsrail sömürgeciliği nedeniyle şimdiye kadar en iyi ihtimalle sembolik, en kötü ihtimalle de varsayımsal olan askerden arındırılmış bir Filistin devleti, yine de İsrail'den gerçek anlamda bağımsızlık anlamına gelmeyecektir.

Her ne kadar İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Fransa'nın açıklamalarına karşı çıkarak “İsrailliler adına onların çıkarlarının ne olduğuna karar veremezsiniz” dese de Fransa'nın da diğer Batılı ülkeler gibi İsrail'in çıkarlarını gözettiğini söylemek gerekir. Eğer Fransa Filistinlilerin çıkarlarını düşünseydi dekolonizasyon çağrısında bulunurdu.

Tüm bu diplomatik fiyaskoda Filistinliler hala denklemin çok uzağındalar. Huckabee'nin bir Filistin devletine karşı takındığı küçümseyici tavır -Fransız Rivierası'ndan koparın- Filistinlileri herhangi bir tanınma tartışmasından silecek bir duruşa işaret ediyor. Ne de olsa bu sömürgeciliktir, sömürgeleştirilen halkların konuşma hakkını reddetmektir.

Sadece İsrail, ABD ve bir Filistin devletini tanıyabilecek ülkeler arasındaki siyasete odaklanıldığında ise İsrail'in talepleri öncelik kazanmaya devam ediyor. İsrail'in tehditleri olmasa bile, Filistin devletinin kurulmasının İsrail'i farklı derecelerde destekleyen ülkeler arasındaki müzakerelere bağlı olduğu, İsrail'in ise sömürgeci devletini Filistin Nekbe'sinin enkazı üzerinde iddia ettiği bir gerçektir. Ne Huckabee'nin çocukça yorumları ne de Macron'un yeniden arabuluculuk rolü oynama girişimleri gerçekleri değiştiremez. Filistinlilerin katkısı olmadan Filistin devleti her zaman varsayımsal ya da sembolik kalacaktır. Dünyanın soykırımı izlemesine şaşmamalı.

 

* Ramona Wadi, bağımsız bir araştırmacı, serbest gazeteci, kitap eleştirmeni ve blog yazarıdır. Yazıları Filistin, Şili ve Latin Amerika ile ilgili çeşitli temaları kapsamaktadır.

HABERE YORUM KAT