1. HABERLER

  2. KİTAP

  3. Evren, hayat ve barış yurdu
Evren, hayat ve barış yurdu

Evren, hayat ve barış yurdu

Lauren Booth, doğumundan Filistin'deki aktivist çalışmalarına ve Müslüman oluşuna, dahası hac yolculuğuna kadar hatıralarını aktarıyor 'Barış Yurduna Doğru' isimli kitapta.

18 Aralık 2022 Pazar 15:42A+A-

MURAT GÜZEL / STAR AÇIK GÖRÜŞ 

Sarah Jane Booth Eski İngiltere başbakanı Tony Blair'in eşinin küçük kız kardeşi olarak 1967'de Kuzey Londra'da doğdu. Annesi Yahudi babası Katolik'ti. Londra Sahne Sanatları Akademisi'nde tamamladığı aktrislik eğitimi sebebiyle bir süre çeşitli tiyatro topluluklarıyla Avrupa'yı turladı. 1997'de ise gazeteciliğe başladı. Dört yıl boyunca New Statesman'da yazarlık yaptı. ABD ve İngiltere öncülüğünde Irak'a açılan savaşa karşı Irak Savaşı Karşıtı Koalisyon sözcülüğünün ardından 2008'de 46 aktivistle birlikte Gazze ablukasını kırmak ve Gazze'deki güç durum altındaki çocuklara yardım amacıyla gemiyle yola çıktı. Hem Mısır hem İsrail, Booth'un girişine izin vermedi. Gazze ablukasını eleştirmek için "bugün dünyadaki en büyük toplama kampı" nitelemesini yapan Booth için HAMAS lideri İsmail Haniye VIP pasaport verdi. Defalarca Filistin'e gitti. Filistin'e ilk gidişinden birkaç yıl sonra kamuoyuna İslam'a girdiğini ve isminin "Lauren" olduğunu açıkladı.

Müslümanlığı anlattı

Müslüman olduktan sonra İngiltere'de hazırladığı tek kişilik gösteri ile Müslümanlığı anlatan Booth, Türkiye'de çalışan bir Müslümanla evlendi. İslam'ı seçmesinin sebebini ""Önceden, İslam benim yaşam planlarım arasında değildi ve asla düşünmemiştim. Ancak şimdi baktığımda 10 sene olmuş Müslüman olalı. Müslümanlarla çalışmaya başladığımda, ne kadar nezaket sahibi ve sabırlı olduklarını gördüm. Bende bir şeylerin eksik olduğunu hissettim. Bir ramazan ayında bir geceyi camide geçirdim, ertesi sabah olduğunda Allah'a iman ettim ve Hazreti Muhammed'in son peygamber olduğuna inandım. İşte benim hayatım o gün başladı" diye açıklayan Lauren Booth'un 2012'de Amerika Müslüman Hukuk Fonu için ABD'de yaptığı bir konuşma dizisi sırasında oluşan bir anı kitabı yazma fikrinin somutlaşmış hali Barış Yurduna Doğru.

Kitabında anlattığı hayatın Batılı anlamda bir pembe dizi olarak başladığını, bir süreliğine parlak bir romantik komedi olarak ilerlediğini belirten Booth ana rahminde mezara her kısa yolculuğun aynı, yani bir anlam arayışı olduğunun ortaya çıkmasıyla sonuçlandığını belirtiyor.

38 yaşına kadar pratik bir hayat şekli olan İslam'ın kendisi için tamamen bilinemez bir şey olduğunu belirten Booth, Batı Şeria'yı dolaşıp İngiliz gazeteleri için haberler yaparken, İşgal Altındaki Topraklardan bir hikâye çıkarma uğraşı esnasındaki gazetecilik görgü kuralları hakkındaki bilgisizliğinin kendisi için hem bir risk hem de nimet olduğunu ifade ederek "Tanıştığım Müslümanlar, bu kadar baskıcı koşullar altında yaşarken beni öfkeden sakin düşünceye ve umuda yönlendirmeye çalıştılar. Kaçınılmaz olarak, Müslümanların yol gösterici kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i aldım. İşte o zaman hayat, evren ve her şey hakkında bildiğimi sandığım her şey alt üst oldu" satırlarını yazıyor.

Lauren Booth, doğumundan Filistin'deki aktivist çalışmalarına ve Müslüman oluşuna, dahası hac yolculuğuna kadar hatıralarını aktarıyor.

Barış Yurduna Doğru Lauren Booth çev. Betül Süren-Zeynep Arsu Temmuz, 2022

Makyavelist tarzda bir tarih anlatısı

Zaman zaman Makyavelizm olarak küçümsenen ama kendine has olduğu kuşku götürmeyecek kadar açık bir siyaset felsefesine sahip Niccolò Machiavelli kendi siyaset felsefesini Floransa ve İtalya sahnesi üzerinden örnekleyerek anlatıyor. Eserinde Machiavelli cumhuriyet rejimindeki aksaklıklar, İtalya'nın içinde bulunduğu bitmek bilmeyen istikrarsızlık ve bu istikrarsızlığın sebepleri, büyük askerî ve politik başarılar ve utanç verici başarısızlıklar, Papalık kurumunun nasıl güçlendiği ve bu gücün İtalya'yı nasıl kargaşalara sürüklediği gibi konulara da değinmeyi ihmal etmiyor.

Floransa Tarihi, Niccolò Machiavelli, çev. A. Doğucan Hanegelioğlu, 2022

Osmanlı askeri havacılığının ilk anlatısı

1830'lara kadar arkeolojisini yapabileceğimiz Türk-Alman askeri yakınlığının silah arkadaşlığına dönüştüğü kerte elbette Osmanlı Devleti ile Alman İmparatorluğu'nun iskeletin ana kemiklerini tercih ettiği Birinci Dünya Savaşı'ndaki ittifaktır. Erich Serno, bu savaş esnasında, dünyada emsalleriyle birlikte teşkil etmiş Osmanlı hava gücünün komutanlığına getirildi. Osmanlı havacılığının geliştirilmesi ve cephelerdeki etkinliğinin arttırılması için önemli faaliyetlerde bulunan Binbaşı Serno'nun kitabı Türk askerî havacılığının kuruluş dönemi yanında Birinci Dünya Sava-şı'ndaki havacılık faaliyetleri için önemli.

Osmanlı Hava Gücü, Erich Serno, çev. Emir Öngüner-Emin Kurt, Kronik, 2022

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum