1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Çin, İsrail'in yerleşim girişimine nasıl sessizce yardım ediyor?
Çin, İsrail'in yerleşim girişimine nasıl sessizce yardım ediyor?

Çin, İsrail'in yerleşim girişimine nasıl sessizce yardım ediyor?

Pekin'in Filistinlileri savunmakla ilgili söyleminden uzakta, Çinli firmalar yasadışı yerleşimlerin inşasına yardımcı oluyor.

13 Mayıs 2025 Salı 21:37A+A-

Razan Shawamreh’in MEE’de yayınlanan yazısı, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.


“Razan, Çin'e gitmene gerek yok - Huwara'ya gel, Çin burada.” Güvenlik nedeniyle tam adının gizli tutulmasını isteyen arkadaşım Ahmed tarafından şaka yollu söylenmiş olsa da bu sözler ağır bir gerçeklik taşıyordu.

Huwara, Nablus yakınlarında, Yitzhar da dâhil olmak üzere ülkedeki en şiddetli ve ideolojik olarak aşırı Siyonist yerleşimlerden bazılarıyla çevrili küçük bir Filistin köyü.

Ne demek istediğini sorduğumda bana şöyle dedi: "Çinli işçiler yakındaki yerleşimlerde yaşıyor ve çalışıyor. Onları düzenli olarak köy sokaklarında görüyorum, yerel Filistin dükkânlarından alışveriş yapıyorlar."

Birkaç ay önceki bu hazırlıksız açıklama beni daha fazla araştırmaya itti. İşgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerle konuştum ve onların tanıklıklarını topladım. Ramallah'ta Beyt El yerleşimi yakınlarında yaşayan Ali bana şunları söyledi: “Beyt El'de ev ve altyapı inşa eden düzinelerce Çinli işçi gördüm.”

El Halil'den Said, “Covid-19 salgını sırasında yerleşimcilerin Çinli işçileri diğerlerinden ayrı olarak karantinaya bile aldıklarını” hatırlattı.

Bu tür tanıklıklar rahatsız edici bir gerçeği ortaya koyuyor: Çinli işgücü, işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail yerleşimlerinin inşasına aktif ve görünür bir şekilde katkıda bulunuyor.

İronik bir şekilde, bu gerçeklik Çin'in kendi politikasıyla doğrudan çelişiyor; on yıl önce Çinli inşaat ekiplerinin İsrail yerleşimlerinde çalışması yasaklanmıştı.

2015 yılında Çin, İsrail ile Çinli işçilerin İşgal Altındaki Batı Şeria'da çalıştırılmasını engelleyen bir hüküm içeren ikili bir işgücü anlaşması imzaladı. Bu koşulun, yerleşim inşaatlarının yasadışılığı ya da ahlaksızlığına karşı ilkesel bir duruştan ziyade güvenlik kaygılarından kaynaklanması dikkat çekiciydi. Ancak 2016 yılında Çin'in Mitzpe Shalem'de bulunan yerleşim merkezli bir şirket olan Ahava'yı satın almasıyla bu güvenlik endişeleri azalmış gibi göründü.

Bir yıl sonra her iki ülke de aynı koşullar altında 6000 Çinli inşaat işçisini İsrail'e getirmek üzere bir başka iş gücü anlaşması imzaladı. İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Emmanuel Nahshon anlaşmanın “işçilerin güvenliği ve emniyeti kaygısına dayandığını” doğruladı. Ancak Çinli yetkililer buna karşılık olarak “asıl meselenin güvenlik değil, Çin'in yerleşim yerlerinde inşaat yapılmasına karşı çıkması olduğunu” belirttiler.

Yine de Nablus'tan Ramallah'a ve El Halil'e kadar bölge sakinleriyle yaptığım görüşmeler, Çinli işçilerin yerleşimlerin genişletilmesi faaliyetlerine katılmaya devam ettiklerini açıkça ortaya koydu. Bu durum, Çin'in İsrail'in yerleşim faaliyetlerine karşı sözde muhalefetinin samimiyeti konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.

Günümüzün öncüleri

Gazze'de devam eden soykırımın ortasında Çinli yetkililer işgal altındaki Batı Şeria'da artan yerleşimci şiddetinden duydukları endişeyi açıkça dile getirdiler. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian geçen yıl Eylül ayında İsrail'in “Batı Şeria'daki yasadışı yerleşim faaliyetlerini durdurması” gerektiğini belirtti.

Ancak Pekin itidalden bahsederken, Çinli şirketler işgali ve Filistin'deki yerleşimci-sömürgeci projeyi destekler nitelikte hareket ediyor.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri, artık tamamen Çin devlet şirketi China National Chemical Corporation'a (ChemChina) ait olan eski bir İsrail şirketi olan Adama Agricultural Solutions. Jerusalem Post'ta yer alan bir habere göre, Gazze savaşının ortasında Adama işçilerini “işçi sıkıntısı çeken çiftçileri desteklemek için [buna] güneydeki, Gazze'nin çevresindeki ve kuzeydeki yerleşim yerlerindeki çiftçiler de dâhil” seferber etti.

Aynı raporda Adama'nın bir temsilcisinin şu sözlerine de yer verildi: "Ülkenin çiftçileri ve özellikle de Gazze çevresindeki yerleşimlerin çiftçileri günümüzün öncüleridir ve onların çalışmaya devam etmesi ülkenin güvenliğini korumak için gereklidir.

"Bugünlerde topraklarını işlemek için geri döndüklerinde büyük acılar ve çalışan el eksikliği yaşıyorlar. Adama olarak rutin zamanlarda onlara yardım etme ve kriz zamanlarında da yanlarında olma hakkına sahibiz."

Ocak 2024'te Adama daha da ileri giderek, Gazze ve kuzey yerleşimlerinde yaşayanların tarım alanında akademik derecelerini desteklemek üzere yaklaşık bir milyon şekel (275.000 $) tutarında bir burs fonu başlattı.

Adama'nın yerleşimci kurumlarla işbirliği konusunda uzun bir geçmişi var. Ürünleri Ürdün Vadisi'ndeki İsrail yerleşimlerinde yürütülen tarımsal denemelerde kullanıldı ve daha da rahatsız edici olanı, herbisitlerinden (tarımda kullanılan bir bitki/ot öldürücü kimyasal maddedir) biri İsrail ordusunun bir yüklenicisi tarafından Gazze sınırı boyunca bitki örtüsünü yok eden havadan püskürtmede kullanıldı.

Çin kendisini çatışmada tarafsız ya da sempatik bir aktör olarak sunarken, Adama'nın sahibi olması onu doğrudan Filistinlilerin geçim kaynaklarının militarize bir şekilde yok edilmesiyle ilişkilendirmektedir.

Sömürgeciliğin kökleşmesine destek

Bu münferit bir vaka değildir. Son yıllarda, devlete ait birçok Çinli şirket ve diğer özel Çinli firmalar doğrudan ya da dolaylı olarak İsrail yerleşimlerine ya da buralarda faaliyet gösteren şirketlere yatırım yaptı.

Yasadışı yerleşimlerde faaliyet gösteren büyük bir İsrail gıda üreticisi olan ‘Tnuva’ örneğini ele alalım. Şirketi boykot etmeye yönelik uluslararası çağrılara rağmen, Çin'in devlete ait holdingi Bright Food 2014 yılında Tnuva'nın yüzde 56 hissesini satın aldı.

Tnuva 2021 yılında, tamamı Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki işgal altındaki topraklarda inşa edilen Mateh Yehuda'daki 16 yerleşime hizmet veren 22 toplu taşıma hattını işletmek üzere bir ihale kazandı. Bunlar sadece otobüs değil; sömürgeci yerleşimi destekleyen, yerleşimcilerin hayatını daha kolay ve kalıcı hale getiren altyapılar.

Bir başka örnek de Çinli Fosun Group'un 2016 yılında, üretim merkezi Mitzpe Shalem yerleşiminde bulunan bir kozmetik markası olan Ahava'yı satın almasıdır. Küresel bir boykot kampanyasının hedefi olan Ahava, daha önce BM Genel Kurulu tarafından yasadışı yerleşim girişiminin bir parçası olarak tanımlanmıştı.

Tüm bunlar olurken Çinli diplomatlar İsrail'e yerleşim genişlemesini durdurması için çağrılar yapmaya devam ediyor. Eski büyükelçi Zhang Jun 2023'ün sonlarında BM Güvenlik Konseyi'ne şunları söyledi “İsrail'i Batı Şeria'da yoğunlaşan yerleşimci şiddetini engellemeye çağırıyoruz, böylece sıcak noktanın oluşmasını ve çatışmanın yayılmasını önleyebiliriz.” Halefi Fu Cong da bu mesajı yineleyerek İsrail'i “Batı Şeria'daki yasadışı yerleşim faaliyetlerini durdurmaya” çağırdı.

Peki ya Çin'in bu faaliyetlere kendi katılımı ne olacak? BM'nin insan hakları ajansı düzenli olarak yerleşimlerle ilgili faaliyetlerde yer alan işletmeleri rapor ediyor ve yine de Çinli şirketler bu tür işbirliklerini sürdürüyor.

Çok sayıda BM kararına göre İsrail yerleşimleri uluslararası hukukun açık bir ihlalini teşkil etmektedir. Çin'in eylemleri, savunduğunu iddia ettiği yasal ilkelerle doğrudan çelişmektedir.

 

* Razan Shawamreh, Filistinli bir araştırmacıdır ve araştırma alanları arasında “Orta Doğu'da Çin dış politikası” ve “uluslararası düzeyde Çin'in Büyük Stratejisi” bulunmaktadır. Kuzey Kıbrıs'taki Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde (DAÜ) Uluslararası İlişkiler alanında doktora adayıdır.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum