1. HABERLER

  2. ÇEVİRİ

  3. Arkadaşım Abdullah bir özgürlük savaşçısıydı
Arkadaşım Abdullah bir özgürlük savaşçısıydı

Arkadaşım Abdullah bir özgürlük savaşçısıydı

Muhammed bana Abdullah'ın bir savaşçı olduğunu söylediğinde, en yakın arkadaşımın işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak için - kendi güvenliğini tehlikeye atmasına rağmen - savaşmasından gurur duymuştum.

04 Mart 2025 Salı 20:29A+A-

Halid El-Qershali’nin electronicintifada’da yayınlanan yazısını Barış Hoyraz, Haksöz Haber için tercüme etti.

 

Abdullah el-Haldi ile ilk kez 2019 yılında tanıştım. O zaman 16 yaşındaydım.

Bir aralık sabahıydı ve arkadaşım Muhammed ile birlikte Gazze Şehri'nin el-Nasr mahallesindeki okula gidiyorduk.

Gökyüzü sanki kışın ilk yağmuruymuş gibi yağmaya başladı. Yolları sel basmaya başladı ve okula gitmek tehlikeli hale geldi.

Muhammed bana “Okulu kıralım,” dedi. “Benim evime gel. Ailemin haberi olmadan odama gizlice girmenin bir yolunu biliyorum.”

Muhammed'in evi sadece iki dakika uzaklıkta olduğu için kabul ettim. Okul zili çalana kadar orada kaldım, sonra eve gitmek üzere ayrıldım.

Ancak Muhammed'in evinden ayrıldıktan birkaç dakika sonra yağmur yeniden başladı ve ben de bir dükkânın tentesinin altına sığındım. Nereye gideceğimi ve ne yapacağımı bilmiyordum.

“İçeri gel,” dedi yukarıdan bir ses. “Kapıyı açacağım.”

Kimin kiminle konuştuğunu görmek için yukarı baktım. Tanımadığım bir çocuğun beni işaret ettiğini gördüm.

Hemen kapıyı açtı ve yağmur durana kadar ailesinin sıcak evinde oturmak için onu takip etmemi istedi.

Bir davet

Odasında oturmuş, ne söylemem gerektiğini düşünüyordum. O zamanlar bu kadar sosyal birisi değildim.

“Beni yağmurdan kurtardığınız için teşekkür ederim,” demeyi başardım. “Yağmur durduğunda gideceğim.”

Adının Abdullah olduğunu söyleyen çocuk gülümseyerek bana baktı ve “Hangisini istersin: çay mı yoksa kahve mi?” dedi.

Sadece gitmek istiyordum ve kimseye yük olmak istemiyordum. Teklifi için teşekkür ettim ve “Hiçbir şey” diye cevap verdim.

Gülerek şöyle dedi: “Biliyor musun? İkimize de sıcak kahve yapacağım.” dedi.

Kahve en sevdiğim içecekti ama sesimi çıkaramadım. Ben onun odasında beklerken, o odadan çıktı.

Dakikalar sonra Abdullah elinde kahve ile geldi ve karşıma oturdu. Yabancı bir çocuğun evinde ne yapacağımı bilemediğim için utanmıştım. Ama bana Muhammed'le de arkadaş olduklarını söyledi.

Muhammed'i nasıl tanıdığım hakkında biraz sohbet ettik. Yağmur dindiğinde, ona teşekkür ederek ve daha sonra tekrar görüşelim diyerek ayrılmak için ayağa kalktım.

“Muhammed bu akşam saat 6'da geliyor,” dedi Abdullah.

“Gelebilirsen sen de gel.”

Ona bakalım dedim. Eve yürürken, Abdullah'ı tekrar ziyarete gidip gitmemeyi düşünüp duruyordum. Saat 6'ya birkaç dakika kala gitmeye karar verdim.

Muhammed şaşırmıştı. Abdullah olanları ona zaten anlatmıştı. Ama dışa dönük birisi olmadığımı bildiği için Muhammed geleceğimi ummuyordu.

Üçümüz okul ve ev ödevleri hakkında sohbet ederek biraz zaman geçirdik. Daha sonra bilgisayar oyunu oynamaya karar verdik. Yatsı namazını kıldıktan sonra Abdullah annesinin bize akşam yemeği hazırladığını söyledi.

Muhammed ve ben utandık; Abdullah'a yük olmak istemediğimizi söyledik. Abdullah bunun önemli bir şey olmadığını ve arkadaşlarını mutlu etmeyi sevdiğini söyledi.

Destekleyici bir dostluk

Abdullah ile arkadaşlığımız o günden sonra gelişmeye başladı. Abdullah'ın ve Muhammed'in evlerinde toplanır, oynar ve keyifli vakit geçirirdik.

Abdullah benden bir yaş küçüktü. Lise sınavlarını geçtiğimde beni ilk tebrik eden o oldu. Hangisine kaydolacağıma karar vermeden önce Gazze'deki farklı üniversiteleri ziyaret etmek istediğimi söyledim.

Abdullah sevinçle cevap verdi: “Yarın boşum. Seninle gelmek istiyorum; gitmeden önce beni ara.”

Abdullah bir yıl sonra ‘tashihi huruf’ sınavlarına girdiğinde, onu hep cesaretlendirdim. Ne zaman onu ziyaret etsem, ders çalışmasını sağlardım. Benden İngilizce dersi vermemi istedi, çünkü ben edebiyat alanında uzmanlaşarak İngiliz dilinde uzmanlaşmıştım. Ona yardım etmekten mutluluk duyuyordum.

Abdullah mezun olduğunda onu ilk tebrik eden kişi de bendim. Dijital pazarlama okumak için El-Kuddüs Açık Üniversitesi'ne kaydoldu, çünkü benim okuduğum İslam Üniversitesi'nde bu bölüm yoktu.

Abdullah'ın ilk döneminde İngilizce kursu vardı. Çalışmalarımla meşguldüm ama ona dilbilgisi ve kelime bilgisi konusunda yardımcı olmak için elimden geleni yaptım. Bazen bana dersler için ödeme yapmayı teklif ederdi ama ben her zaman reddederdim.

İletişim koptu

7 Ekim 2023'te Filistin direnişi Aksa Tufanı Operasyonu'nu başlattığında, onları kontrol etmek için tüm arkadaşlarımla iletişime geçtim.

Abdullah cevap vermeyen birkaç kişiden biriydi. Onunla bir daha asla konuşamayacaktım.

Bir haftadan kısa bir süre sonra ailem ve ben Gazze'nin güneyine gitmek zorunda kaldık. Muhammed'i aradım ve ona mahalledeki Abdullah'ı çevreye sormasını istedim.

Abdullah'ın ailesinin Gazze'de daha güvenli bir bölgeye gittiğini ama arkadaşımızın onlarla birlikte olmadığını söyledi.

Komşu oldukları için Muhammed, Abdullah'ı benden daha iyi tanıyordu.

Ona arkadaşımızı sürekli sorduğum için, sonunda bana “Abdullah'ın direnişçi bir mücahit olduğunu” söyledi, bu da bölgeden ayrılamayacağı ve kimseyle iletişim kuramayacağı anlamına geliyordu.

Bunu bana söylediğinde tüm vücudumda tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Sorduğumda; Muhammed bildiği kadarıyla Abdullah'ın hâlâ hayatta olduğunu söyledi.

Abdullah için dua ettim ve Muhammed'den güvenli bir yerde kalmasını istedim.

Yaklaşık bir ay sonra, 24 Kasım'da Muhammed beni aradı.

“Halid, Abdullah şehit oldu. Allah rahmet eylesin” dedi hıçkıra hıçkıra ağlarken.

Ona inanmak istemedim ve telefonu kapattım. Abdullah'ın ve değer verdiğim, sevdiğim birkaç insanın hala hayatta olduğu bir gerçeklikte kalmak istedim.

Birkaç saat sonra bir telefon daha aldım, bu kez başka bir sevgili arkadaşımın, Muhammed Hamo'nun İsrail'in bir başka hava saldırısında öldüğünü bildiriyordu.

Bu habere de inanmak istemedim.

Kendimi Abdullah ve Muhammed Hamo'nun hala hayatta olduğuna ikna etmeye çalıştım. Ancak Abdullah'ın babasının oğlunun cesedini Beach mülteci kampında bulduğunu öğrendiğimde bu yanılsama nihayet yıkıldı.

Hayatımın en kötü günlerinden birinde gerçekler yüzüme vurmaya başlayınca, gözyaşlarım sel oldu.

Muhammed bana Abdullah'ın bir savaşçı olduğunu söylediğinde, en yakın arkadaşımın işgal altındaki topraklarımızı kurtarmak için - kendi güvenliğini tehlikeye atmasına rağmen - savaşmasından gurur duymuştum. Abdullah gerçekten de cesurdu.

İsrail işgaline karşı savaşmak için silah taşıyan Abdullah kadar cesur olmayabilirim.

Ancak Dr. Refaat'ın bize öğrettiği gibi, ben de bir özgürlük savaşçısı olabilir ve davamızın, topraklarımızın, şehitlerimizin - ve Abdullah'ın - hikâyesini yazarak ve anlatarak Filistin'i savunabilirim.

 

*Halid El-Qershali, yazar ve çevirmen.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum