1. YAZARLAR

  2. Bülent Korucu

  3. 28 Şubat'ı Kıvrıkoğlu bitirdi!
Bülent Korucu

Bülent Korucu

Yazarın Tüm Yazıları >

28 Şubat'ı Kıvrıkoğlu bitirdi!

02 Mart 2010 Salı 05:08A+A-

Bin yıl süreceği ileri sürülen 28 Şubat'ın bitip bitmediği tartışılıyor. Herkes kendince ömür biçiyor. Ben, 2002 Ağustos'unda bitiş yoluna girdiğine inanıyorum.

O ağustosta Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturduğu Askerî Şûra vardı. Evet dönüm noktası o şûraydı, ama sanıldığı gibi Özkök'ün atanması değil, Edip Başer'in tasfiyesi belirleyici oldu. Kısaca hatırlayalım, 4 yıllık Hüseyin Kıvrıkoğlu dönemi kapanıyor ve komutan koltuğuna Hilmi Özkök'ün oturması gerekiyordu. Komuta kademesi de yeni komutan ve teamüller çerçevesinde şekillenecekti. Kıvrıkoğlu giderayak hem Özkök'ü hem de Kara Kuvvetleri Komutanı olmasına kesin gözüyle bakılan Başer'i ekarte etmek istiyordu. Kendisinin görev süresinin uzatılması MHP'nin vetosuna takılınca komuta kademesi için planladığı atamalara odaklandı.

Bu, aslında 28 Şubat'ın ömrünü uzatma hamlesiydi. İşin ilgi çekici yanı Kıvrıkoğlu, 28 Şubat'a aktif destek vermeyen, hatta direnen isim olarak biliniyordu. Hatta onun yüzünden klasik darbeye girişilmemiş, postmodern versiyonuyla yetinilmişti. Sürecin lokomotifi Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'in, normal şartlarda yükselemeyeceği birinci başkanlık koltuğuna, fevkalade durum oluşturarak oturması gündemdeydi. Tabiatıyla, sırasını bekleyen Kıvrıkoğlu, terfi zincirini inkıtaya uğratacak klasik müdahaleye sıcak bakmıyordu. Şimdi ise 28 Şubat zihniyetine suni teneffüs yapmanın peşine düşmüştü. Hilmi Özkök'ün terfisini engelleyemeyince etrafını kuşatmakla yetinmişti. Kişisel husumetlerin de rol oynadığı bir tercihle, Edip Başer'i emekliye sevk etti. Yerine bavulunu toplayıp lojmanını boşaltarak şafak sayan Aytaç Yalman'ı getirdi. Jandarma Genel Komutanı'nın kuvvet komutanlığına kaydırılması, eşine çok az rastlanan bir istisnaydı. Ayrıca Başer sadece en kıdemli orgeneral değil, ilk doktoralı üst düzey komutandı. Çok iyi İngilizce biliyordu. Irak, savaşın eşiğindeydi ve Başer yanı başındaki 2. Ordu'da görev yapıyordu. Yaklaşan savaşta Kara Kuvvetleri'ne onun komuta edeceği öngörülüyordu. Ve belki hepsinden önemlisi Türk Silahlı Kuvvetleri'nde en sevilen komutan denilebilecek itibara sahipti. Yeni Genelkurmay Başkanı'yla çalışacağı ekip konusu istişare bile edilmemişti. Fakat Kıvrıkoğu'nun müdahalesi istemediği sonuçlar doğurdu. Kişisel hesaplarla liyakat ve hakkın devre dışı bırakılması ordu içinde, bilhassa alt kademelerde soru işaretleri oluşturdu. Teamüller çiğnenerek atanan özel misyonlu komutanların yaptırım gücü zayıfladı. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in günlüklerinde ifade edildiği üzere, kuvvet komutanları ve Jandarma genel komutanının destek verdiği planlar, alt kademelerde yeterli desteği bulamadığı için akamete uğradı.

Jandarma Genel Komutanlığı'na atanan Şener Eruygur da 28 Şubat'ın bitiş sürecini hızlandırdı. İflah olmaz darbe hevesine eşlik eden yükselme hırsı, ordunun dengelerini altüst etti. Özkök'ü kuşatmak ve AK Parti hükümetine karşı durmak ortak paydasında buluştuğu komutanlar bile önü alınmaz hırsından endişeleniyordu. Yalman gibi Kara Kuvvetleri'ne ve becerebilirse Genelkurmay'a sıçramayı hedefliyordu. Yeni menfaat çatışması, yükselmeyi bekleyen Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ'un pasif direnişini doğurdu. Askerler arasındaki ayrışmalar, darbelerin başarı şartı olan sivil desteği de azalttı. Kafası karışık 'silahsız kuvvetler' herkese mavi boncuk dağıtırken, müdahale ihtimalini zayıflattı. Başer'in tasfiyesini öğrendiğinde Özkök'ün verdiği ilk tepki doğru çıkmıştı. Örnek'in günlüklerinde yazdığına göre Özkök, Kıvrıkoğlu'nun son icraatıyla TSK'nın bütünlüğüne zarar vereceğini söylemişti. Ancak bu durumun cuntaların aleyhine olacağını herhalde o da tahmin edememişti. Cumhuriyeti koruyup kollama iddiasıyla ortaya çıkanların pek çoğunun aslında şahsi ihtiraslarının peşinde olduğunun anlaşılması diğer 28 Şubat'ları bitirecek.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT