1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Kdz.Ereğli’sinde Suriye Halkına Destek Eylemi
Kdz.Ereğli’sinde Suriye Halkına Destek Eylemi

Kdz.Ereğli’sinde Suriye Halkına Destek Eylemi

Kdz.Ereğli’sinde Müslümanlar bugün şehir meydanında bir basın açıklaması yaparak Esed’in Suriye’deki katliamlarını kınadılar.

31 Aralık 2012 Pazartesi 19:07A+A-

Feda-Der tarafından gerçekleştirilen eylemde Davut Çevik tarafından okunan basın açıklamasının tam metni:

Allah’ın Yardımıyla Suriye’de Zafer Yakındır

Suriye’de 15 Mart 2011’de Dera kentinde duvarlara yazı yazan çocuklara işkence edilerek öldürülmesiyle başlayan direniş 21 ayını doldurdu. Baas rejimi kendi halkını tanklar, toplar ve uçaklarla bombalayarak katliama tâbi tutmaya devam ediyor. Eli kanlı Baas çetesinin hunharca katliamları devam ederken dünya kamuoyu sessizliğe gömülmüş durumda. Esad ailesi sadece son 2 yıldır değil on yıllardır Suriye halkının üzerinde zulüm politikalarını sürdürüyor. Baba Esad’ın 1982’yılında Hama’da gerçekleştirdiği ve on binlerce Müslümanın ölümüne sebep olduğu katliamı hepimiz biliyoruz. Bu zulüm rejiminin mirasçısı oğul Esat katliamlarıyla babasını da geçmiş durumda.  Fakat Rabbimize hamdediyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz “Zillet içinde yaşamaktansa ölmek daha iyidir” sözlerinin arkasında durarak, üstelik tüm anti propaganda ve karalamalara rağmen zalim Esed rejimine karşı ölümüne mücadele ediyor, direniyorlar.

Tunus'ta başlayan, Mısır'da ve Libya'da devam eden Ortadoğu intifadaları süreci, yeryüzünün diğer müstekbirlerinin tahtlarını sallamaya başladı. Suriye İntifadası karşısında uluslararası aktörlerin aldıkları tutum, emperyalist güçlerin egemenliklerini yitirme korkusuna kapıldığını gösteriyor. Art arda gelen katliam haberlerine karşı, Bosna’da 90’lı yıllarda yaşanan soykırımda gösterdiği katliam destekçisi duruşundan tanıdığımız BM, zulme seyirci olmanın ötesinde hiçbir varlık göstermiyor. Rusya ve Çin kurdukları emperyalist bloğun çökmemesi için diplomatik ve askeri yardımlarını Baas cuntasından esirgemiyor. Bu bloğun en sadık ortağı olan İran, Nusayri-Baas diktası ile olan ittifakını on binlerce insanın ölümüne rağmen devam ettiriyor. Sessizliğini her defasında Müslümanlar aleyhine bozan ABD ise Rusya ile olan emperyal çıkarlarının ve İsrail'in güvenliğinin gereğini yerine getiriyor.

Hatay, Kilis bizimdir ama bir adım ötesi bizi ilgilendirmez gibi hastalıklı algılar, vahiy merkezli düşünmeye çalışan insanların söylemi asla olamaz. İstanbul ne kadar bizimse, Diyarbakır, Kilis, Antep ne kadar bizimse Şam, Hama, Halep, Humus, İdlip o kadar bizimdir. Allah’ın arzında, en ücra köşesinde bile olsa yaşanan bir zulümden, günahsız bir bebeğin ya da çocuğun saçının teline gelebilecek zarardan hesaba çekileceğimizin bilincindeyiz.  “Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır” buyuran bir peygamberin ümmeti olarak, mazlumun yanında, zalimin karşısında yer almanın insani ve İslami kimliğimizin bir parçası olduğunu, namazımızdan, orucumuzdan bağımsız olmadığını ifade etmek istiyoruz.

Zihinlerimize emperyalistler tarafından dayatılan ve masa başlarında çizilen sahte sınırları tanımıyoruz. Ulusçuluk hastalığının dumura uğrattığı beyinlerimiz ne zaman vahiy merkezli, ümmet merkezli çalışmaya başlayacak?

Ne oldu bize? Rabbimizin buyrukları bu kadar mı değersizleşti. Rahat, konforlu evlerimizde masa başı yaptığımız sözüm ona derin analizler ne anlam ifade ediyor. Katledilenler, dul bırakılan kadınlar, öksüz ve yetim bırakılan çocuklar kardeşlerimiz değiller mi?

Hemen yanı başımızda yaklaşık 21 aydır devam eden bu katliamın bilançosu çok ağır. On binlerce insanın katledildiği, binlerce insandan haber alınamadığı, yüzbinlerce insanın hicret etmek zorunda bırakıldığı bir kıyım yaşanıyor. Medyada her gün çıkan ve yüzlerle ifade edilen ölümler adeta istatistiksel birer veri olmanın ötesinde bir anlam ifade etmiyor. Ölü sayısı yüzün altına düştüğünde mutlu olmamız isteniyor adeta. Sosyal paylaşım sitelerindeki on binlerce katliam videolarına en son Hama’ya bağlı Halfaya semtinde yaşanan büyük vahşet eklendi. Mazlum Suriyeli kardeşlerimiz, insanın en temel ihtiyacı olan bir lokma ekmek için bulundukları ekmek fırını önünde, hepimizin gözleri önünde hunharca katledildi. Dinimiz “Bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, bir kişiyi kurtaran da bütün insanlığı kurtarmış gibidir” buyururken, ekranlarda izlediğimiz katliam görüntüleri kalbimize, vicdanımıza iniyor mu?

Allah Teala Kur’an’da “Müminler ancak kardeştirler” buyuruyor. Peygamber efendimiz de “Mü’minler bir vücudun azaları gibidirler, vücudun bir azasında rahatsızlık olsa bundan bütün vücut etkilenir” buyuruyor. Vücutlarımız kanıyor, kardeşlerimiz ölüyor. Tüketim kültürünün gönüllü köleleri haline getirilen insanlık, yılbaşını nasıl kutlayacağının, yeni yıla nasıl mutlu ve eğlenerek gireceğinin hesabını yaparken, ekranlarda yeni yıl için sahte barış mesajları seslendirilirken kardeşlerimiz ekmeklerini almaya bile imkân verilmeden öldürülmeye, sağ kalanlar da çaresizlikler içinde yaşamaya devam ediyor.

Bizler FEDA-DER olarak, yaşananların sürekli takipçisi olacağımızı, bu büyük katliamı ifşa etmek için elimizden geleni yapacağımızı ve mazlum Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırmak istiyoruz. Haykırmakla beraber zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren, gerek Suriye’de kalan gerekse hicret etmek zorunda kalan kardeşlerimizin ihtiyaçlarını temin etmek için tüm gayretimizle çalışacağımızı ifade etmek istiyoruz. Rabbimiz hak yolunda direnen, mücadele veren tüm kardeşlerimizin, yeryüzünün tüm mazlumlarının yar ve yardımcısı olsun…

FEDA-DER

FİKİR VE EĞİTİM İÇİN DAYANIŞMA VE ADALET DERNEĞİ

eregl,-20121231-2.jpg

eregl,-20121231-3.jpg

eregl,-20121231-4.jpg

eregl,-20121231-5.jpg

eregl,-20121231-6.jpg 

HABERE YORUM KAT

7 Yorum